Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O anı, büyük bir şiddetle yaşıyorum.
Alçak, tanıdın mı beni? Benim ben, büyük bir keyifle müebbetliğe gönderdiğin Kelebek. Üstün eğitimden geçmiş bir adam olmak için bunca yıl çalışıp gecelerini Roma Hukuku ve diğer hukuk kitapları üzerinde geçirmeye değer miydi sanıyorsun? Latince ve Yunanca öğrenmeye, gençliğinin en güzel yıllarını iyi bir hatip olma uğrunda harcamaya değer miydi? Gele gele nereye geldin namussuz herif? Yeni ve iyi bir toplumsal yasa yaratmaya mı? Kalabalıkları, barışın dünyanın en iyi şeyi olduğuna inandırmaya mı? Eşsiz bir din felsefesi ortaya atmaya mı? Ya da üstün üniversite eğitiminle, başkalarını doğru yola sokup, kötülük yapmaktan vazgeçmelerini sağla- maya mı? Söylesene, bilgini insanları kurtarmak için mi kullandın, yoksa boğmak için mi? "Bunların hiçbiri için değil, seni harekete geçiren bir tek eğilim var? Yükselmek, durmadan yükselmek eğilimi, iğrenç mesleğinin çeşitli basamaklarını çıkmak eğilimi. Senin gözünde en büyük zafer, kürek cehennemine herkesten çok adam yollamak, cellada ve giyotine hiç durmadan kurban sağlamak."
Sayfa 25 - E yayınları
Engerek sokması üstüne
Tepeden tırnağa doğru olmak isteyen için, yalan bile insan severlik olur.
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
"AŞKIN KAPISI" "Her insan kendine bir değer biçer, affeder ve vermeder. Sonra kendine biçtiği bu değere şahit arar. Bu değere şahitlik edenleri sever. Biçtiği bu değerden bile çok değerli olduğunu iddia edip şahitlik edenler ise âşik olur. Çektiği acıların kaynağı budur." Yaşamda tesadüf kavramına fazla inananlardan
Aşkın Kapısı
Aşkın Kapısıİkbal Bayrak · Alfa Yayıncılık · 202427 okunma
253 syf.
·
Puan vermedi
Teknik Konularda Şaz Eserlerin Önemine Dair
Torrey, kitabını çok güzel bir zemine oturtmuş açıkçası. Bu zemini de yeniden yaptığı tanımlarla ile çok güzel çevrelemiş ve sınırlandırmıştır. Eğer bu tanımın teklifine ikna olabilirseniz; ilk birkaç on sayfada eser üzerindeki düşünceler bir yerden sonra senkronize olmaya başlıyor yazar ile. Yazar ilk olarak normal ve anormal tanımlarını
Psikiyatrinin Ölümü
Psikiyatrinin ÖlümüEdwin Fuller Torrey · Öteki Yayınları · 199422 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Çıraklığını yapmadığın bir işin patronluğunu yapamazsın!
Sanırım bir çok kişinin hayali kendi işinin olmasıdır. Patron olmak kulağa çok hoş geliyor. Yazar girişimcilere bu kitapta çok önemli bilgiler veriyor istatistiklerle örneklendiriyor, çok da basit şekilde anlatılmış dümdüz .. Girişimcileri neler bekliyor, avantajları dezavantajları nelerdir? Risklerimiz, giderlerimiz , öngörülemeyen giderler Yeni bir iş kurmaya karar verdik çok da heyecanlıyız , patron olacağız, herkes bizden alacak, çok iyi çalışacağım, çok başarılı olacağım işte bu noktada sevgili yazarımız bizi gerçeklerle yüzleştiriyor. Toz pembe hayallerle girdiğimiz bu yolda bizi neler bekliyor?Daha işi açmadan yapılacaklar listesi, başarılı olmak için … Girişimciliğin Avantajları Patron olmak Daha fazla kazanmak Kendi kendine karar vermek vs… Girişimciliğin Dezavantajları Kira, elektrik, doğalgaz Eleman, işçilik, hammadde, vergiler Stopaj,açılış kapanış masrafları Çalışma saatleri, gelir garantisi olmaması,hayal kırıklıkları, pazarlama giderleri, vs…. Ama bana göre en önemlisi bir çok sektörde ilk satışların büyük bir kısmı çevremiz vasıtasıyla gelecek, bir çok müşteri sizi deneyecek ama aradıklarını bulurlarsa size bir daha gelecek ya da başkalarına tavsiye edecekler. Yani tanıdıklar hayırlı olsun alışverişi yaptıktan sonra kalan sadık müşterileriniz , onların ihtiyaçlarına doğru cevaplar verebilmeniz müşteri memnuniyeti yakalamanız çok önemlidir. Can alıcı sor şu neden sizden alışveriş yapsınlar ? Sizin farkınız ne? Bu kitabın en sevdiğim alıntısıyla bitiriyorum incelememi. Çıraklığını yapmadığın bir işin patronluğunu yapamazsın!!!
İş’in Sırrı
İş’in SırrıVeysel Donmaz · Ceres Yayınları · 20222 okunma
"Açık Mektup :) Seni kırmayacağım demiştim @milta :)
"Merhaba benim kalbimi görebilen can dostum Nazile Serna ; Sen beni yokluğunun bitimsiz kederine terk edip gideli, yıllar geçmiş. Peki ben neden, daha iki gün önce Antikacılar Çarşısı'ndaki çay evimizde buluşup, şen kahkahalarımızla söyleşmişiz gibi hissediyorum ? Neden yüzünün her tatlı kıvrımı gözlerimin önünde, sesin hala
Reklam
İyi olmak başka, doğru olmak başka…
Ancak doğru olma arzusu, yanlış yerlere değilse, nereye götürür kişiyi?
Post-Truth Dönem*
Ne garip değil mi, “düşünüyorum, öyleyse varım” aydınlanmasını yaşayıp 400 yıl sonra “inanıyorum, öyleyse doğruyum” karanlığına şahit olmak gerçekten inanılmaz. *Doğru ve gerçeğin anlamını yitirdiği dönem demektir.
Sayfa 238 - OrtapiaKitabı okuyor
Böyle zamanlarda bir başkası olmak isterdim… Derin acılar çekmiş biri olmak ve o sis perdesinin arkasından çekip çıkartmak, sevgiyle çarpan her bir zerreni büyük bir zihin açıklığıyla görüp kucaklamak isterdim… Böyle zamanlarda kuşku duyardım kendimden. O boşluk dediğimin yeterince acı çekmediğim için kendi kendime ürettiğim bir şey olmasından… Zamanın içimde açtığı yaraların hayatı gerçek anlamda tanıyamamaktan kaynaklanan bir yanılsama olmasından kuşku duyardım… Kurduğum her şeyi yıkıp yeniden kurmak, bilmediğim uzaklara gitmekten söz ediyordun hep. Hayatımı cesurca riske etmekten… sonuna kadar Belki de asıl risk hayat boyu tek sevgiyle yetinmeyi bilmek ve onu bütün engellere rağmen korumaya inat etmekti bir gün birilerinin gelip bu sevgileri insanların elinden alacağı yazılıp anlatılıyordu… Birileri gelip yıkmadan onu ben yıkıp bir başka gerçeğe, bir başka zamana sığınmak istiyordum belki de… Peki, hayatı gerçek anlamda tanıyabilmek ve içinde bulunduğum yanılsamalardan kurtulmak için daha kaç sevgiyi yitirecektim? Hayatı yitirerek, yıkarak ilerledikten sonra eline geçen ne olacaktı? Kaybettikten sonra bulduğum o şey benimle birlikte gelecek miydi? Zamanın sınırında beni bekleyen ne vardı ve o sınıra dayandıktan sonra, geriye, içime doğru kiminle ve nasıl bir yolculuğa çıkacaktım? Belki de bir hiç uğruna elimdekileri bütünüyle tehlikeye atarak zamanın sınırına gelip dayanacak ve oradan geriye, içime doğru mutlak bir yalnız olarak dönecektim…
''Eğer ruhun bedenden bedene geçmesi doğru ise, birçok hayvanda bir insan ruhunun mahpus olduğunu kabul zorunluluğu vardır. O zaman vicdanımıza karşı şu soru yükselir: Bu kadar mahpus ruhu nasıl kurtarmalı? Hayvan suretinde yeniden dünyaya gelmiş bu adamlara ilk şekillerini nasıl geri vermeli? Bu kurtarıcılık eseri karşısında bütün öteki idealler ne kadar küçük kalıyor!Benzerlerimizden bazılarının açlıktan, soğuktan ıstırap çektikleri oluyor, ama ne de olsa bunlar insandır, konuşabilirler, sevebilirler ve en mühimi, elleri vardır, hiçbir makinenin asla yerini tutamayacağı harikulade birer alet olan elleri. Düşününüz, ruhunuz, siz öldükten sonra bir ayının kıllı postu veya bir yılanın kabukları içine kapatılmış olursa ne işkenceler duyarsınız. Bir insanın arzularını duymak, sonra da, konuşmak, gülmek ve başkalarının merhametini çekebilmek tesellisi bile olmadan hayvan gibi yaşamaya mecbur olmak!
Reklam
Bütün samimi insanlar ve işinde gücünde olanlar ahmak, dar kafalı olduklar için faal kimselerdir. Nasıl açıklamalı? Bakın şöyle: Bu çeşit insanlar, akılları kıt olduğu için herhangi bir konuda ana sebepleri araştırmadan hemen el altındaki ikinci derece sebeplere bağlanıverir ve doğru hareket ettiklerinden emin oldukları için de rahatlarlar; en önemlisi de budur zaten. Herhangi bir işe başlamadan önce, ilkin rahatlamak, bütün süphe ve tereddütlerden kurtulmuş olmak şarttır.
Kısacası "doğru" ve "yanlış" kavramları olmadan anlama, anlama olmadan ise akıl sahibi olmak, akıl sahibi olmadan ise insan olabilmek mümkün değildir.
Sayfa 143Kitabı okudu
263 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Koku tamrısı olmak ya da olmamak
Talihsizlik içinde dünyaya gelen ve doğumuyla ona bahşedilmiş üstün koku duyusuyla toplum içinde yer edinemeyen ana karakterimiz Jean bapiste grenoille' ün hayatını işleyen bu kitapta koku çılgını olmanın nasıl bir hayat felsefesi olduğunu gayet net bir şekilde öğreniyorsunuz . Akıcı bir kitaptı ( kısmen ) Olay örgüsünde mantığıma ters düşen noktalar vardı ( bekle bu benim hayatım :D? ) Sonuna doğru gelişen o ilahiyat anları hoştu, özellikle böyle bir final hiç beklemiyordum yaratıcı ve yüce bir sondu . Giriş gelişme ve sonuç odaklı düşünürsek sizi çok sıkmadan ilerleyen, ilginizi çekmeye devam eden, koku tutkusu ve vahşiliğin insan vücuduyla harmanlandığı bir eserdi.Bol bol koku var işte okunur .
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201921,9bin okunma
229 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
bu kitap bana beni hatirlatiyor. ne kadar dogru bir tespit bilemeyecegim ama bir kitap yazsam ortaya bu veya bu tip bir sey cikarmis gibi hissediyorum. cunku (bence) benim kisiligim fantastik ve absurt komedinin harmanlanmasindan olusuyor ve bu kitap tam olarak fantastik ve absurt komedinin bir harmani bence. ayrica alcatraz'in araya
Alcatraz Kötü Kütüphanecilere Karşı
Alcatraz Kötü Kütüphanecilere KarşıBrandon Sanderson · Akıl Çelen Kitaplar · 2017251 okunma
Sırtımızda sanki ağır bir yükle dünyaya geliyoruz. Sanki adımlarımızı köstekleyen bir zincir var. Yolumuzun üstünde birbiri ardı sıra sıralanan hedeflere doğru içimiz­den itilirken belirsiz şüphelerimiz, korkularımız da var. İşte bu sırtımızdaki yük, ayaklarımızdaki zincir, bu şüphelerle kor­kular, bizi dünyada karşılayan yaşamak korkusudur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.