Madem öyle, Asrın Tok ve Diamond Tema tartışması hakkında ikisini de reddeden ve bir çırpıda söyleyebildiğimiz kısa bir değerlendirme yazalım. Önce herkesin kabul edeceği şu zorunluğu belirtelim ve buna dayanarak ilerleyelim: Şeriatı tartışmak isteyenlerin, önce şeriatın kendisi her ne ve nasılsa onu öyle anlaması ve ancak bundan sonra
İbrahim Amca ve Cadallah Kuran’ın Hikâyesi
(Yaşanmış Hikâye, sonuna kadar okuyun!) Bu kaleme aldığım, yaşanmış gerçek bir hikaye... Mısırlı doktor Saffet Hicazi’den dinledim bir Tv kanalında... Kendisi de, olayın kahramanından bizzat dinlemiş... İbrahim Amca bir Türk... Fransa’da yaşıyor ve mütevazı bir bakkal dükkanı var, daha doğrusu küçük bir marketi... O’ndan alışveriş yapan bir
Reklam
[İyi ile kötü bir ve aynı şeydir.] Hekimler keserek ve dağlayarak hastalarına acı veriyorlar. Bu yüzden talep ettikleri ücret haksızdır. Çünkü hekimlerin yaptığı iyilik, hastalıkların verdiği acılardan farklı değil. Fragman bozuk ve belirsiz olmasına karşın, yine de Herakleitos'un karşıtlar konusundaki görüşlerini açıkça anlatmaktadır. Fragmanın başında bulunan ve paranteze aldığımız kısım özgün olmayabilir. Eski Yunan'daki hekimlik teknikleri "kesmek," "deşmek" ve "dağlamak" gibi oldukça acı verici yöntemlerdir. Hekimler acı vererek, "kötü bir iş" yaparak hastalıkları iyi ediyorlar. Fragmanda hekimlerin verdiği acı, imalı bir biçimde byilik olarak nitelendirilmiştir. Kısaca iyi ile kötünün bir ve aynı şey olduğu vurgulanmıştır. (Fragmanlar/Herakleitos, syf 147) Antik Yunan'ı geçtim, günümüzde de tedaviler çok acılı. Teşhis etme yöntemleri de tuhaf. Bu noktada bir şeyi iyi yapan o zaman onu nasıl algıladığımız oluyor belki. İyileşmek bize yararlı bir şey. Süreci bize acı verse bile sonucunda yararlı bir şeyle sonuçlanacağı düşünüldüğünden, niyetinin bu olduğunu düşündüğümüzden iyi adlandırılıyor. Kötülük veren acıların ise niyetini kötü algılıyoruz. Dolayısıyla yine insanın kendine dönüşünü görüyorum. İnsan karşıdakinin niyetini, eylemin niyetini nasıl algılıyorsa ona iyi ya da kötü diyor ki hekimlerin tedavilerine kötü diyen insanlar da var. Mutlak değil. Herakleitos bu konuda doğru söylüyor.
Doğru teşhis, her karanlıgın güneşiydi.
Dinci ve bilimcileri sahneden alalım!
Bilimin bir problemi çözme aşamaları üç tanedir. Önce şey muayene edilir, muayenenin sonucunda olağanüstü olan durum tespit edilir. Tespit edildikten sonra sıra tedaviye gelir. Tedavinin ardında ise başarının teyit olarak ikinci bir muayene vardır. Bu muayene sayesinde olağandışı olarak tanımlanan illetten (hastalıktan) kurtulunup kurtulunmadığı
93. Mektûb, Iskender Hân El'lûdî'ye, vakitleri Subhan olan Allah'a zikir ile geçirmek hakkında yazılmıştır. Vakitlerin sarf edilmesi, cemaat ile kılınan ve farz olan namazların, devamlı kılınan sünnet namazların ardından, yemek vaktinde, uyku vaktinde ve yürüyüş sırasında dahi o zikirden başka bir şeyle meşgul olmamak ile geçirilmelidir. Biz size gerekli olan zikir yolunu açıkladık ve beyan ettik. Bu bilinen doğru zikir yolu ile, eğer kişinin cemiyeti üzerine gevşeklik ve aksaklık ârız olsa, bu gevşekliğin nedenini araştırmak gerekir. Yani ilk olarak teşhis etmek ve belirlemek lazımdır. Sonra kusuru telafi etme sebeplerine teşebbüs gereklidir. Subhân olan Hakk'a yönelmek gerekir. Tam bir yalvarmakla ve sığınmakla, aksaklığın ve gevşeklik karanlığının def edilmesi için Subhân Mevlâdan istekte bulunulmalıdır. Bu sığınmaya zikri ders aldığı Şeyhini tesevvül etmeli, vesile kılmalıdır. Subhân olan Allah, her zorluğu kolaylaştırıcıdır. Selâm olsun.
Reklam
130 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.