"Biliyorsunuz, ben de her zaman devletimizin çıkarlarını düşündüm ve bunlar için çabaladım. Biraz süre tanınmasını isterdim doğrusu..."
"Senin devletin menfaatini düşünüp düşünmediğin yakında ortaya çıkacak!"
Tuhafıma gitti böyle söylemesi.
"Ne demek istiyorsunuz Paşa Hazretleri? Benimle ilgili bir şüpheniz mi var ki? Çok şükür, bugüne kadar sadakatimle ilgili bir şüphe bile olmamışken hem de..."
Hafifçe öne doğru eğildi.
"Nasi, herkes bir gün yoldan çıkabilir. Hele de altını çok sevenler. Senin altını çok sevdiğini bilmeyen var mı..?"
MOR
Bir ‘’Kırkından sonra azanı teneşir paklar.’’ romanıdır.
Türk edebiyatında çok da alışık olmadığımız bir roman yazım tekniğidir aslında 24 saatlik dilimde yaşanan olayların yazıldığı romanlar.
Çantalarını almak için sınıfa dönerlerken, Ron heyecanla, "Bu şimdiye kadar yaptığımız en iyi Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersiydi, değil mi?" diye sordu.
Hermione, "Çok iyi bir öğretmene benziyor," dedi onaylayarak. "Ama keşke ben de Böcürt'le karşı karşıya gelseydim-"
"Seninki ne olurdu?" dedi Ron, kıs kıs gülerek. "On üzerinden dokuz aldığın bir ev ödevi mi?"
Şu “Telegram” denilen şey… Zihin kontrolü… İnanmayan çok, çünkü bilgisizlik veya ilgisizlik var. Telegram’a tabi tutulana Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde konulan teşhis malûm: Majör