Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şayet doğruysan kızım, dosdoğruysan ne korkar ne seni yıkmalarına izin verirsin. Bu yüzdendir ki doğrucu Davut'u ne dokuz köy kabul eder ne de bir avuç insan.
324 syf.
·
Puan vermedi
Nasıl bir yürekli kalem, fikir adamı, sanatçı ve yazar, Abdülhamit ile ilgili olduğum en iyi kitap. Sürgünle başlayan bir tren yolculuğu, devrilen bir padişah, 33 yıllık saltanat ve bir gece vakit gelen Selanik sürgünü, tahta kaldığı sürece; yaptığı büyük diplomatik hareketlerle belki kurulan cumhuriyetin zeminini hazırlayan, ailesinden,
Kaplanın Sırtında
Kaplanın SırtındaZülfü Livaneli · İnkılap Yayınevi · 20229,6bin okunma
Reklam
Varlığın bilincinde, o halde bizzat kendinin tanığı olan bir yalancı, bir "üçkağıtçı", bilgide zorunlu olarak, ciddi, saygın bir Doğrucu Davut'tan daha çok ileri gitmiştir.
Doğrucu davut olmaktan bi yarar görmedim sanırım yalan hayatımı kurtaracak
328 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Bir güzel adam ya da karısının tâbiriyle "doğrucu Davut.."
Üstadın son, benim okuduğum on beşinci kitabı. Evvel emirde şunu ifade etmeliyim ki, bu kitap üstadın okuduğum en güzel kitabı olmakla beraber, hâtıra türünde de okuduğum en değerli kitap diyebilirim. Yazar, şair, hukukçu olan Bâkiler, aynı zamanda siyasete de atıldı. Kitaba, çocukluğu ve ailesi ile başlıyor üstat. Zor geçen çocukluğu, babası, annesi, genç yaşta elektrik çarpmasından ölen kız kardeşi.. Sonra üniversite tahsili, iş hayatı, TRT günleri, Kültür Bakanlığındaki mesaisi ile devam ederken, Türkçe bahsi, Cumhuriyet devri, Atatürk, kendisine yöneltilen ithamlar ve iftiralarla kitap son buluyor. İyi ki okudum, darısı diğer kitaplarının başına.. Yakın Plan Yayınları'ndan çıkan kitap, 328 sayfa.
Vay Başıma Gelenler
Vay Başıma GelenlerYavuz Bülent Bakiler · Yakın Plan Yayınları · 202144 okunma
Terapide amacın her konuda doğruyu söylemek olduğu nereden çıktı? Amaç, yegane amaç, daima hasta yararına hareket etmektir. Terapistler, doğrucu davut kesilirse… düşünsene bir general, askerlerin arasına dalıp ‘ yandık!’ Diye dövünüyor. Terapist gazım var, canım sıkıldı diyor.
Reklam
Burnumuzu sokmaya bayılıyoruz. İnsanlar birbirlerinin özel alanları ve ilgilerine o kadar katlanamaz bir hal aldı ki! Başkası ya da öteki hatta kendi içindeki kendine karşı bile bir savaş ve aşağılama içinde. Anlamıyorum ya da anlamak mı istemiyorum. Hem kafaları karışık hem de ruhları. Lakin sözlerine bakıldığında doğrucu davut dahi yalancı çıkar. Herkesleşmeyen herkese günaydın…!🌞☀️
360 syf.
·
Puan vermedi
Yazarımız o bir öyküydü roman olmalıydı, bozma özünü dediler ama roman olması için eklemeler yapmam gerekiyordu demişti girizgahta. Keşke öykü olarak kalsaymış. Çok fazla çok aşırı tekrar da maalesef boğulduk. Ezberledik ya kelimeleri. Murtaza karakteri sıktı artık, bunalttı bizi. Doğrucu davut murtazam. Kendini de evsafını da yaktı. Namuslu namussuz hikayesi bekledik ama olmadı. Murtaza dönmedi sevdasından.
Murtaza
MurtazaOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20183,393 okunma
Ben oldum olası demokrasi ya da ifade özgürlüğü olduğuna inanmadım. Ne geçmişte ne de bugün. Evde yoktu, okulda yoktu, çarşıda, markette yoktu. En azından benim anladığım şekliyle yoktu.Sırf farklı düşünüyor ve ifade ediyorum diye ağzıma tıkılan cümleler, ekşiltilen yüzler , nefretle bakan gözler.. İfade özgürlüğü demek neredeyse tabulaşmış ezber cümleleri ikrar etmek midir ? Demokrasi senden olmayan hiç olmasın demek mi ? Şiddet kullanılmadığı takdirde herkesin istediği şekilde düşünebilmesi ve öyle davranabilmesi taraftarıyım. Şayet bu şekliyle yürümüyorsa o zaman demokrasiyi vs. kaldırıp atmalı. Bir kere tahammülün olmadığı yerde demokrasi var denilse neye yarar ? Korkunun olduğu yerde fikir hürriyetinden bahsetmek kimin umrunda ? Bazen sevdiklerime dahi bir fikri, bir hissi ifade ederken önyargıyla karşılaşmaktan korktuğum oluyor. Çünkü zaten ne dersem diyeyim muhtemelen haklı olma ihtimalim neredeyse yok. Ya da onların herhangi bir şeyi en doğru şekliyle bilmeme ihtimali yok. Hemen hemen bütün cenahların doğrucu Davut gibi davranıp samimiyetsiz davranması zaten işin ironisini ortaya koyuyor. Sağcısından solcusuna, muhafazakarından sekülerine hiç kimsede sorun yok. Sütte leke var ama hiç kimsede yok. Bu hayatı böyle sevimsiz hale getirenler kimler bilmiyorum. Sanırım oklar yine beni gösteriyor..
Aldatmaca
Yeşu l l: l l 'i ele alalım." diye devam etti Bento: "İsrailliler kentteki bütün canlıları kılıçtan geçirip yok ettiler. Soluk alan bir tek kişiyi esirgemediler. Ardından Yeşu Hasor'u ateşe verdi." "Ya da yine Samuel 1 8:6-7'ye bakalım, "Davut'un Filistinli Golyat'ı öldürmesinden sonra, askerler geri dönerken, Israil'in bütün kentlerinden gelen kadınlar, tef ve çeşitli çalgılar çalarak, sevinçli ezgiler söyleyip oynayarak Kral Saul'u karşılamaya çıktılar. Bir yandan oynuyor, bir yandan da şu ezgiyi söylüyorlardı: Saul binlercesini öldürdü, Davut'sa on binlercesini.' "Maalesef Tevrat'ta güce sahipken İsraillilerin de diğer herhangi bir millet kadar gaddar ve acımasız olduklarına dair birçok kanıt var. Diğer antik milletlerden ahlaki açıdan üstün, daha doğrucu ya da daha zeki değillerdi. Tek üstünlükleri, uzun süre var olmalarını sağlayan düzenli bir toplum ve üstün bir hükümete sahip olmaları anlamında üstündüler. Ama o İbrani halkı çok uzun zaman önce yok oldu ve o zamandan beri de diğer halklarla eşit düzeydeler. Tevrat'ta Yahudilerin diğer halklardan daha üstün olduğuna işaret eden hiçbir şey göremiyorum.
Reklam
Toplum normal bir şekilde organize edilirse suç işlenmez çünkü prostesto edecek bir şey kalmaz ve herkes bir anda Doğrucu Davut olur.İnsan doğası işin içine katılmıyor ,sanki yokmuş gibi dışlanıyor.
Sayfa 297Kitabı okudu
Dedem ile Rasim Amca aynı mahallede doğmuşlardı ve kendilerini bildiklerinden beri de arkadaştılar. Sohbetlerine doyum olmazdı. Ama söz politikadan açıldı mı, hemen atışmaya başlarlardı. Dedem, Rasim Amca'yı hep doğrucu Davut olmakla suçlar, "Ulan başında tek tel siyah saçın kalmadı. Artık senin ahireti düşünüp ibadete başlayacak çağın. Sana ne elâlemin üç tavuğundan, beş kazından" derdi. Rasim Amca da, "Hayatın boyunca ne etliye karıştın ne sütlüye. Benim de senin gibi pısırık bir herif olmamı isterdin, değil mi?" diye karşılık verince, başlarlardı atışmaya.
Sayfa 93 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Aynalardan da, fotoğraf makinelerinden de uzak durdum. Ne yakışıklıydım, ne çirkin. Ama iç dünyamın yüzümde yansımadığını düşünmüşümdür. Yapacak bir şeyim yoktu. Yüzümün sert hatları, belki doğrucu Davut kişiliğimi yansıtıyordu. Ne var ki, kırılgan, içe dönük, yapayalnız kişiliğimden hiçbir iz, hiçbir çizgi taşımıyordu.
Birçok kadının psişesindeki kuyunun dibinde hayalperest yaratıcı, kurnaz doğrucu Davut, uzağı gören, kendisi hakkında küçümsemeden iyi söz edebilen, yaltaklanmadan kendisiyle yüzleşebilen, sanatını mükemmelleştirmeye çalışan biri ya­ tar.
161 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.