Günümüzde Doğu Akdeniz'in Stratejik Açıdan Önemi
Esasen Ortadoğu'nun kontrol edilmesi, gerektiğinde müdahale imkanının elde bulundurulması, Kuzey Afrika'nın benzer şekilde kontrol altında tutulması, Rusya'nın güneye inme ve batılı güçlerin Rusya'yı engelleme çabası Doğu Akdeniz'i askeri bir mücadele alanı haline getirmiştir. Nitekim, bu nedenle Osmanlı Devleti Rodos, Girit ve Kıbrıs'ı elde bulundurmaya ciddi gayret sarf etmiştir.
Sayfa 21 - KIRMIZIKEDİKitabı okudu
Uzunca bir süredir İtalya’daki casuslardan gelen istihbarat, vaziyetin harekete geçmek için gayet elverişli olduğunu bildirmekteydi. Papalık, Venedik ve Napoli krallıkları arasındaki rekabet ve Papalık’ın siyasi girişimlerine tepkiler sebebiyle, birbirine düşen İtalya üzerine yürümek için şartlar son derece müsaitti. Bosna ve Mora’daki Osmanlı
AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEMESİ: 2004 VE SONRASI
Mayıs 2004'te AB 10 tane Doğu Avrupa ve Akdeniz devletinin katılımıyla en büyük genişleme adımını gerçekleştirdi: Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti [Çekya], Estonya, Macaristan, Litvanya, Letonya, Malta, Polonya, Slovenya, Slovakya.
Hepsinin ekonomisini bir araya topladığınızda Hollanda kadar bile etmiyordu. AB'nin nüfusuna katkıları %20’den daha azdı. 2004 genişlemesinin asıl önemi AB'nin artık zengin Batı Avrupalılara âit bir ayrıcalıklı kulüp olmadığı gerçeğini ortaya koymasıdır. Doğu da artık katılmıştı ve eski Sovyetler Birliği ülkeleri (Estonya, Letonya, Litvanya) ilk kez AB'de yer alıyordu. Avrupa'da Soğuk Savaş'ın mirası olan bölünmenin artık ortadan kalktığının önemli bir göstergesi olmasının yanısıra 2004 genişlemesi Doğu Avrupa ülkelerinin demokratik ve ekonomik yapısındaki değişim sürecini hızlandırmayı başarmıştır. Ocak 2007'de Bulgaristan ve Romanya'nın katılımıyla AB'nin genişleme eğilimi devam etmiştir. Bu katılım 2004'ün ikinci aşaması olarak da görülmektedir. Hırvatistan, İzlanda, Makedonya, Karadağ ve Türkiye 'aday ülke' olarak kabul edilmişlerdir (üyelik yolundaki müzakere ler devam etmektedir*).
Sayfa 132Kitabı okudu
DENİZCİLİĞİ KUTBU: VENEDİK DENİZ CUMHURİYETİ
Coğrafyanın siyasi önemi burada bir kez daha karşımıza çıkıyor. Venedik, Adriyatik Denizi'nin kuzeyinde mükemmel bir konuma sahipti; üstelik Alp Dağları üzerinden Avrupa'dan gelen ticarete kolayca erişmekle kalmıyor, aynı zamanda bizzat Akdeniz'e nispeten daha güvenilir bir biçimde ulaşabiliyordu. Venedikliler gerçekten de yepyeni bir jeopolitik unsurdu: Bölgenin en geniş alanlarını (yönetimsel tüm sorunlarla beraber) ele geçirmekten ziyade, bir dizi ticaret üssüne sahip olmayı tercih ettiler. Akdeniz'in en stratejik konumuna sahip olan iki adasını, Girit'i ve Kıbrıs'ı aldılar. Ayrıca Doğu Akdeniz çevresinde irili ufaklı birçok kale ve ticaret merkezleri inşa ettiler. Onların deniz gücü stratejisi, bir bakıma, yaklaşık altı yüzyıl sonra, o dünyadaki ticaret merkezlerini sistematik olarak inceleyen Tuğamiral Alfred Thayer Mahan'a miras kalacaktı.
Sayfa 180Kitabı okudu
