Ahlaki gerçekçi olmak, elbette ki ahlakın mutlak olduğunu savunmak anlamına gelmez. Mesela yalanı ele alalım. Yalanın yanlışlığı ile ilgili nesnel gerçekler olduğuna inanabiliriz. Ama bu, yalan söylemenin her zaman yanlış olduğu anlamına gelmez. Mesela eşimizi aldatmak amacıyla yalan söylemek yanlıştır; diğer taraftan arkadaşımı, onu öldürecek birine yalan söyleyerek kurtarmak yanlış değildir. Birini yanlış, diğerini doğru yapan şey nedir? Cevap: Eylemin sonuçları. Bir yalan eşimi aldatmaya vesile olurken, öbürü hayat kurtarmaya vesile oluyor. Bir eylem olumlu, mesela acıyı azaltan sonuçlara yol açıyorsa iyidir; diğer taraftan acıyı artıran sonuçlara yol açıyorsa kötüdür. Eylemlerin sonuçlarının iyi/kötü olması nesneldir; bu yüzden kanaatimce ahlak nesneldir. Ama eylemlerin sonuçları durumdan duruma değiştiği için ahlaki ilkeler de mutlak değildir. Bu pozisyona Sonuççuluk ya da Utilitaryanizm denir. John Stuart Mill en önemli teorisyenlerinden biri olsa da, bu pozisyonu hem İslam düşüncesinde (mesela Maslahat), hem de Uzak Doğu düşüncesinde (mesela Çin’de Mohist felsefe) bulmak mümkündür.
Ne gerçeğe ne de gerçeği öğrenmeye tahammülümüz var. Çoğu zaman inanmak istediklerimiz, rutin yaşantımızdaki menfaatlerimizden ibaret. Bu yüzden sorgulanmalarına da tahammülümüz yok. Dini öylesine kurumsallaştırmışız ki hakikatine dair en ufak bir söylemden dahi rahatsızlık duyuyoruz. Yalan, iftira, gıybet, haset, nefret, gösteriş, hamaset,
Reklam
NEDİR Kİ BAYRAM Kedere boyanmış cihânın rengi Bayrâm böyle mi olur hani seyrân Kalmadı ki gayrı Ömer'in dengi Pis middelere mi bildiğin kurbân Yalancı kur'ânı şâhidi tutmuş Kur'ân ne dediyse onu unutmuş Yetimin bacası zulüm tütmüş İslâm böyle miydi hani mîzân Doğu batı kuzey güney kör dünyâ İnsana bildiğin Rabb nefs u hevâ Makâmlar zâlimin mazlûma cefâ Hayât böyle miydi hani insan Fâ`ik Enes DEMİR
Mutlumu Olmak İstiyorsun?
📍Önce Kendi Nefsime! 📌Kimseyi kınama. Yoksa; "Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz".buyuran Rasulallah'ın ihtarına mazhar olursun. 📌Kimseyi günahından dolayı ayıplama, günahından haberin olur da gece yarısı ettiği tövbesi arş-ı âlayı titretir, “Günahından tam olarak dönüp tövbe eden, onu hiç işlememiş
Kendini bulan hakkı bulur;
Sabretmek öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir. Ne yöne gidersen git, -doğu, batı, kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır. Şems-i Tebrizî
Çaresizlik nedir bilir misin? Filistinde olan zulme dur diyememektir; Doğu türkistan'ı, Musul'u, kerkük'ü, Kırım'ı ve binlerce mazlumu görüp zülm edenlere karşı elinden bir şey gelmemesidir.. Hiç bir suçu olmayan masum bebeğin çığlığını duyamayacak kadar sağır göremeyecek kadar kör olmaktır. Bir tarafında toplar tüfekler patlarken çocukları yemek yiyebilsinler diye fedakarlık yapıp nöbet tutan annenin bakışıdır çaresizlik. Kendi hallerine terk edilmiş bi milletin çırpınışıdır, herkesin görüp duyup üç maymuna oynamasıdır çaresizlik. Çaresizlik en çokta insanın vicdanı ile olan sınavıdır, "kalbinin kanatlanıp gittiği yere bedeninin gidememesidir"..
Büşra

Büşra

@Buyysra
·
3w
"Çaresizlik nedir bilir misin? Kalbin kanatlanıp gittiği yere bedenin gidememesidir.."
Şems-i Tebrizi
Şems-i Tebrizi
Reklam
299 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.