Güçlü bir kadının hikayesi.Kitap tek kelimeyle nefis..Kimya mühendisi bir kadının yaşadıklarını anlatıyor.Anlatımı sürükleyici, hikaye sıradan değil.Uzun zamandır okuduğum en keyif aldığım roman oldu.Kendine inanma ihtiyacı olanlar olan kadınlara tavsiye edilir.
Niçin hep acı şeyler yazayım?Dostlar,yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar."hep kötü,sakat şeyleri mı göreceksin?" diyorlar."hep açlardan,çıplaklardan,dertlilerden mi bahsedeceksin?Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan;bir karış toprak,bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden ;cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden;doktor bulamayanlardan;hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler ,iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk,yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen , bahtiyar insan yok mu?"
Hem zaten bir noel kartındaki melekler gibi kendini çevreleyen güzel bir eşe, güzel çocuklara ve güzel bir köpeğe sahipse, bu doktor Gordon bana nasıl yardım edebilirdi ki?
Hocaları itibarsızlaştıran bir toplum psikiyatristlere mahkum oldu. Dünya ve ahiret saadetinin ücretsiz yolunu bırakanlar, her seansına yüklü miktarlar ödedikleri doktor kapilarinda çare aradı. Ne var ki doktorlarda hastanın derdinden muzdaripti. "Kendi muhtacı himmet bir dede, nerede kaldı gayrı ya himmet ede.“
“Hastaydım. Çokça güneşe çıkmalıymışım, öyle söyledi doktor!” dedi çocuk. Çocuklar hastalıktan her zaman gurur duyarlar. Onları bu yaşadıkları tehlikenin büyüklerin gözünde iki kat daha büyüteceğini bilirler çünkü…
Hüseyin, ah canım Hüseyin. Kendimden bir parça, babamdan, kardeşimden, annemden birer parça gördüğüm Hüseyin… seninle tanıştığım için çok mutlu oldum.
Hüseyin bir kızı bir oğlu olan, kendi rutinine her gün hiç sapmadan bağlı kalan, işini doğru yapan ve kendisini sorumluluklarından bir adım sonrasına koyam bir aile babası. O bu rutininden,