Yaşamak umrumdadır
Ben topraktan sıyrılıyorum buğular ve aşiret rüzgarları kanımda. Arklardan gece vakti sular kaç zaman ayaklarıma yaslı bir selam gibi dokundu kopartılmış yapraklarımdan ibaretti hüzün dedim rahmet yağar ben yürürken gece benim ardımda taşıdım kara gençliğimi dağların damarında hep döşümde yaratkan, patlayıcı bir kimya beynimde hep manalı bir uçurum.
İsmet Özel
İsmet Özel
Yaşamak umrumdadır
Sabah şairin üstüne saldırıyor yaşamaktan bir güneşle kaplanıyor onun kalbi onun kalbi topraktan sıyrılıyor aşk dahi sıyrılıyor topraktan gözlerini tanıyorsunuz: çaylak sürüleri beyni: aç kuşlardan bir ambar. Bir kıyısına ilişmiyor dünyanın Allah'ın ve devletin dibinde insanlar onu barutla karıştırıyor ve zerdali çiçekleriyle. Ahali kapısını
Reklam
Deponun köşesinde hüzünlü bir yalnızlık içinde duran tek ağaca gözüm takılınca , bunca betonun içindeki bir başınalığı içime dokundu.
!!! “Elâlemin bakkalı bana dokundu demekle, babam bana dokundu demek çok farklı şeyler. Çünkü hayatta sizi koruması gereken iki insan var. Anne ve baba.”
Sayfa 214 - Dk(Doğan Kitap)Kitabı okuyor
Hangi hissin parmağı dokundu ki, derine, Düştü bir gizli alev salkımı içerine? Hangi kabus bastı ki, seni uykularında, Birdenbire cehennem kaynadı sularında? Örtüldü baştan başa tenin beyaz bir terle, Duman duman yayılan incecik köpüklerle. Hangi dert kaldı, söyle, bağrına üşüşmeyen, Hangi ölüm şarkısı, bu dilinden düşmeyen? Hangi öfkeyle yüzün, böyle karıştı yer yer, Sana yan mı baktılar, bir şey mi söylediler? Bir şey dinleme artık, artık bir şey dinleme! Çağır, bütün günahkar ruhları cehenneme!
Vezirler evlerine vezirlik töreni ile dönmek için savaş arabalarına binmek istiyorlardı. Fakat korkak Tutaşil, Kaskalarla yaptığı savaşta savaş arabalarının hepsini kaybetmişti. Başka çare yoktu: Yayan gideceklerdi. Saray bahçesine çıktıkları zaman bütün halkın sızıp yatmış olduğunu gördüler. Büsbütün sızmamış olan bazı gençler birtakım kadınlarla uygunsuz bir durumda idiler. Bu manzara, İlânasam'ın namusuna dokundu: - Alçak herifler! Utanmıyor musunuz? diye bağırdı. Sarhoş gençlerden biri başını kaldırarak: - Kızma vezir hazretleri! Sizin çatı altında yaptığınızı biz yıldızların altında yapıyoruz! diye cevap verdi. Cüce İrdas sarhoşluktan kekeleyerek homurdandı: - Halkın eşekten farkı yoktur! Buna da başka bir genç cevap verdi: - Eşeğin de senden...
Sayfa 73 - Dalkavuklar Gecesi, 10- Kahramanlar GecesiKitabı okuyor
Reklam
dudaklarınız birbirine dokundu ve ayrıldı, şimdi kendi mutluluğunuzu tüketmiş de, başkalarınınkini ezmekten korkuyormuşsunuz gibi, masum muydunuz? masumluk neyi önler? yaradan bile keyfimiz için kuzuları boğazlamamızı söylüyor, ama asla kurtları değil…
senin baban tabancasını kılıfla taşımaz, hazırda tutar.
Sayfa 33 - DipnotKitabı okuyor
Harbiden️
İnsan durduk yere babasına neden hediye almak ister ki.
Sayfa 27 - DipnotKitabı okuyor
Bir tür bibliyofilizm :))
... koltuğun üzerinde duran kitaba baktığını fark etti. Gözlerini ondan ayıramıyordu. Sanki kitaptan, karşı konulmaz bir çekim kuvveti yayılıyordu. Koltuğa yaklaştı, elini yavaş yavaş uzattı, kitaba dokundu, aynı anda da içinde bir şey klik etti, bir kilit kapanmıştı sanki. Bu dokunuşla geri dönülmez bir şey başlamış da, artık kendi yolunu izleyecekmiş gibi bir duygu uyandı içinde.
Sayfa 11 - Pegasus Yayınları
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.