Kimim ben bu gece?
Ben bu vatanım. Bu Anadolu'da bir nokta parçasıyım.
Bu gece yoldan karşıya geçmeye çalışan 80 yaşındaki bir teyzeyim. Yirmilerimdeyken dimdik duran belim yer çekiminin etkisiyle 90 derece eğilmiş. İnsanlar yanımdan hızlı adımlarla geçerken, ömrün bana yaşatmışlıklarıyla kağnı gibi yürüyorum. 3 evladımdan tek bir tanesinin
Niçin insanlar duyguları yüzünden cezalandırılır? Birini sevmek ceza mıdır? Birine karşı beğeni duygusu hissetmek, o kişiyi sevmek, onu arzulamak neden bir cezaya, bir ayıba sebep olsun?..
.
.
Bir erkeğin bir kadını sevmesi ne kadar olağansa; bir erkeğin bir erkeği sevmesi de o kadar olağan bir şey. Neden bu iğrençlik oluyor? Birini sevmek için
“İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yan üstü yatarken, gerek otururken, gerekse ayakta iken (her hâlinde bu sıkıntıdan kurtulmak için) bize dua eder.”
(Yunus/12)
Sabahattin Ali'nin sevgilisi ve sonra evleneceği karısı Aliye hanım ve kızı Filiz hanım'a 13 sene boyunca yazdığı mektuplardan oluşan kitabı an itibarı ile bitirip incelemeye koyuldum. Kitap ile ilgili gerçekten söz bulamıyorum.Güzel adamlar güzel sever derler ya Sabahattin Ali bu sözün ete kemiğe bürünmüş hali gibi. Zaten çok hayran olduğum yazar
Yüzünde gülümseme , kalbinde kırıklık, ruhunda dünya kadar ukde ile büyümüş tüm kız çocuklarına ithaf edilmiştir. (S.N.Demir)
Sözü beni derinden etkiledi , ve ekledim
Sanırım buldu muhatabını kitap dedim . Kendini bir türlü bu dünyaya ait hissetmeyen ben’e yazıldığını hissettim ve başladım okumaya. Bir çoğumuz kalbinde kırıklıklarla büyüdük,
2009 ANKARA NUMUNE HASTANESİ
Ölmüyordu işte. Tam 3 saat geçmişti ama hala kalp atımı bir gelip bir gidiyordu monitörde. Kaç defa ölüm raporunu noktalayıp hastayı toplamaya çalıştıysak, birden ekranda farklı bir atım beliriyor herkes başına toplanıyordu. Tüm muayene bulguları öldü derken; bir süre sonra, birden kalp atımı başlıyordu. Uzunca
" Kendini bildi bileli kabuğunu arayanlara." diyor kitabın başında yazar. Ne demek istediğini okudukça çok iyi anladım.
Her biri diğerinden etkili her biri umut dolu beş öykü...Kendini sığdıracak küçücük oda arayan ve huzuru bulmaya çalışanlar, yüreğinizi bir sıkıştırıp bir ferahlatıyor.
Bazı sayfaların orta yerinde kendimi bulduğum oldu. Satırlar kalbime o kadar dokundu ki gözlerimin dolmasına engel olamadım.
Ama yine de son sayfayı kapattığımda kocaman bir hüzün ile birlikte kocaman bir umut doldurdu kalbimi..
Hasan Hüseyin Korkmazgil'in o güzel satırları sanırım tam bu öykülerin özeti ;
" Bu ne çıldırtan denge,
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe. "
2019 Sait Faik Hikâye Armağanı verilmiş bu kitabı ben deneyimlemenizi çok isterim..
‘Toplumsal acının bileyitaşından geçirmediği hiçbir sözcüğü şiirinin kapısından içeri sokmamış, acıyı öfkeye dönüştürmeyi bilmiştir.’ diyor Ahmed Arif’le ilgili kaleme aldığı bir yazısında
Adnan Binyazar
‘Hasretinden prangalar eskittim’ 1968’de ilk baskısını yapan, Arif’in şiirlerinin toplandığı tek kitabı. Ahmet Kaya ve Cem Karaca gibi sanatçılarca