Sensiz ve Sessiz Fikri Sancılı Gecelerim
Geceler mi uzadı bu karanlık ne Buz tutuyor zihnim… Ağrılı, acılı, sancılı çırpınışlarım ne kadar kanasa da tuz basıyor aklım yarama... çığlıklarımı içime büküyorum
İnsanlarda anlayamadığı bir şey de gazete okumalarıydı. Neden her sabah içlerini karartmak gereğini duyarlardı acaba? Futbol maçı hastalarınınkini anlıyordu. "Ya ötekiler? Binlerce gazete satılıyor bu şehirde. Örneğin şu yaşlı adam! Yoksa FATİH'TE İKİ EV YANDI başlığını görüp "İyi, benim orada evim yok." diye düşünebilmek rahatlığı için mi okur? BİR ADAM KARISINI ÖLDÜRDÜ. "İyi etmiş. Kim bilir ne namussuzdu." ÇİN'DE İSYAN. "Beter olsunlar, kırsınlar birbirlerini. Bize dokunmasınlar da!.." Bu "biz" dediği daha çok "ben" değil mi? "Ben, benim, bana, beni!" Herkes "Ben".
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Bence manevi şeylere bakışımız denizin içinden güneşe bakan ve üzerlerindeki kalın su tabakasının yalnızca ince bir hava tabakası olduğunu düşünen istiridyeler gibi. Bence vücudum varlığımın iyi tarafının bir posasından öte bir şey değil. Hatta isteyen alsın vücudumu, samimiyim. O ben değilim. Ve böylece yaşasın Nantucket, varsın balinazede bir tekne gelsin alsın vücudumu, yeter ki dokunmasınlar Jüpiter'in kendisinin bile alamadığı ruhuma.
Bence vücudum varlığımın iyi tarafının bir posasından öte bir şey değil. Hatta isteyen alsın vücudumu, samimiyim, o ben değilim. Ve böylece yaşasın Nantucket, varsın balinazade bir tekne gelsin alsın vücudumu, yeter ki dokunmasınlar Jüpiter'in kendisinin bile alamadığı ruhuma.
“İnsanlarda anlayamadığı bir şey de gazete okumalarıydı. Neden her sabah içlerini karartmak gereğini duyarlardı acaba? Futbol maçı hastalarınınkini anlıyordu. "Ya ötekiler? Binlerce gazete satılıyor bu şehirde. Örneğin şu yaşlı adam! Yoksa FATİH'TE İKİ EV YANDI başlığını görüp ‘İyi, Benim orada evim yok,’ diye düşünebilmek rahatlığı için mi okur? BİR ADAM KARISINI ÖLDÜRDÜ. ‘İyi etmiş. Kim bilir ne namussuzdu.’ ÇİN’DE İSYAN. 'Beter olsunlar, kırsınlar birbirlerini. Bize dokunmasınlar da!..' Bu 'biz,' dediği daha çok 'ben' değil mi? 'Ben, benim, bana, beni!' Herkes 'Ben'...”
Sayfa 121 - C.Kitabı okudu
- "Hocam, Dolar, Euro, Altın fiyatları yükseldi, çok zararım var" dedi. Sabah namazını kıldın mı? dedim. "Yok" dedi. "Öğlen, İkindi, Akşam, Yatsı namazlarını kıldın mı!" dedim. "Yok, Yok, Yok ..." dedi. "Ah be kardeşim ..! Dünyevi zararlarını hesap ediyorsunda, manevi zararlarını neden hesap etmiyorsun? Cebime dokunmasınlar da, neyime dokunursa dokunsunlar, zamanını yaşıyoruz. Rabbim bizleri ölmeden uyandırsın." Amin.
Reklam
"Bizim kavuşmamız binde bir ihtimal, hiç beni beklemesin" demişsin. Yapma gözünü seveyim Muazzez.... Sen bana bir kuyu kaz mesela Muazzez. Beni içine göm, ben seni orda da beklerim. Yanıma bir ceviz yatır, ona seni anlatayım, acısın ceviz bana, sarılsın, "vah be kardeşim " desin. Sarılıp öylece kalalım, özü özüme geçsin. Üstümüzden bin yıl geçsin. Gömdüğün topraktan bin yıl sonra tekrar süreyim Muazzez, yine sana döneyim. Dallanıp budaklanayım senin için, gökleri tutsun dallarım. Bin yeşil meyve vereyim, birini yuva bileyim. Bin yıl da kabuğumda bekleyeyim. Bin ceviz sallansın dallarımda, benden hariç bin ceviz. Binini koparsınlar Muazzez, bir bana dokunmasınlar. Sen gelene kadar ben o dalda dururum. Ha, gelmedin diyelim, yokluğunla kururum. Yapma Muazzez, ben o binde bir ihtimale tutundum.
Tanrılar adaletli görünmek istiyorlarsa, gerçekleşmesi imkânsız da olsa düşlerimize dokunmasınlar, sıradan da olsa, bize iyi düşler versinler.
Bin yeşil meyve vereyim, birini yuva bileyim. Bin yıl da kabuğumda bekleyeyim. Bin ceviz sallansın dallarımda, benden hariç bin ceviz. Binini koparsınlar Muazzez, bir bana dokunmasınlar. Sen gelene kadar ben o dalda dururum. Ha, gelmedin diyelim, yokluğunda kururum. Yapma Muazzez, ben o binde bir ihtimale tutundum."
Dünya savaşıyor hiç durmadan, sıkıntısını biz çekiyoruz. Çay yok, kahve yok! Haydi Seylan çayını gene onlara bırakalım, gözümüz yok ama... Bizim ekmeğimize dokunmasınlar hiç olmazsa!
Reklam
"Bin yeşil meyve vereyim, birini yuva bileyim. Bin yıl da kabuğumda bekleyeyim. Bin ceviz sallansın dallarımda, benden hariç bin ceviz. Binini koparsınlar Muazzez, bir bana dokunmasınlar. Sen gelene kadar ben o dalda dururum. Ha, gelmedin diyelim, yokluğunda kururum. Yapma Muazzez, ben o binde bir ihtimale tutundum."
Kalabalık masalar arıyorum, Kalabalık masaların gürültüsü içinde sessizce oturmak ve ağlamamak için kıvranmak. Dokunsalar bağıracağım dokunmasınlar istiyorum Ama olsunlar... Ellerini uzatıp geri çeksinler
Ya toprağından koparmasınlar kadınları Ya da uzaktan koklamayı bilsinler Ya bir ömür âşık olsunlar bu nazenin çiçeklere Ya da aşka hiç niyetlenmesinler Ya dokunmasınlar insan ruhlu şu çiçeklere Ya da hiç bırakmasınlar ellerini Ve kadının mutlu edildiği bir devir daha gelsin artık...
849 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.