Bir çocuğu hayata alıştırmak büyük suç. İnsanlık suçu. Dokuz kusurlu hareketten biri. Velisine haber verelim derecesinde bir yaramazlık.
Sayfa 14
Üzerinde çalıştığım Ms. Collina isimli futbol mizah içerikli kitabımdan...
Aşk dediğin; bütün hazırlıkları tamamlanmış, binlerce kişilik seyircinin hazır beklediği stadyumda seromonilerin yapıldığı, gururla bağıra bağıra okunan İstiklal Marşı'ndan sonra öndekilerin çökerek arkadakilerin ayakta hatıra fotoğrafı çektirdiği, sahayı, kale filelerini kontrol ettiğin, sonrasında kaptanlara top mu kalemi diye sorduğun
Reklam
Müebbet kaç yıldır sorusudur o pencere kenarı matematiği Hatırladım elbet, ne kadrajlara ne hatalara sığabildik Sen öyle dedin ama zaten hata olan da kadrajın kendisiydi X sonsuza gider ve biz yalnız kalırız yine Ceza sahasındaki dokuz kusurlu hareketten biri gibi Öyleyse buraya bak ve gülümse!
Sayfa 44 - ProfilKitabı okudu
Bir çocuğu hayata alıştırmak büyük suç. İnsanlık suçu. Dokuz kusurlu hareketten biri. Velisine haber verelim derecesinde bir yaramazlık. Alıştım ve ölmeyi unuttum.
"Ona file bekçisi denildiği de olur. Aslında kader kurbanı, mahkum ya da şamar oğlanı da denilebilirdi. Onun bastığı yerde bir daha çim çıkmadığı söylenir. O yapayalnızdır. Oyunu hep uzaktan izler. Hedef mekandan ayrılmaksızın üç direğin arasında idamını bekler. Eskiden hakem gibi, siyahlara bürünürlerdi. Artık hakemler kara karga kıyafetiyle çıkmıyorlar sahaya, kaleciler de renkli fantezilerle süslüyorlar yalnızlıklarını. O gol atmaz. Onun varoluş nedeni gol atılmasını engellemektir. Gol futbolun bayramıdır, golcü mutluluklar yaratır; kaleci ise bozguncudur, oyunbozandır. Sırtında bir numaralı formayı taşır. İlk ödüllendirilen asla o olmaz. O her zaman ilk suçludur. Kaleci her zaman suçludur. Suçu olmasa da fatura ona çıkarılır. Oyunculardan biri dokuz kusurlu hareketten birini yaptığında ceza yine ona verilir: Bomboş alanın ortasında, celladıyla baş başa kalır. Takımların kötü olduğu günlerde de kabak onların başına patlar, şut sağanağı altında başkalarının günahlarını çekerler. Öbür futbolcular bir ya da birkaç kez affedilmez hata yapabilirler; ama her zaman milimetrik bir pasla, güzel bir çalımla ya da isabetli bir şutla kendilerini affettirebilirler. Onun böyle bir olanağı yoktur. Seyirci kaleciyi affetmez. Yanlış mı çıktı? Bacak arası mı yedi? Top elinden mi kaydı? Çelik parmaklar pamuğa mı dönüştü? Kaleci bir tek hatasıyla bir maçı mahvedebilir, bir şampiyona onun bir yanlışıyla kaybedilebilir. İşte o zaman seyirci kitlesi onun tüm başarılarını bir anda unutuverir ve onu günah keçisi olarak ilan eder. Kara talihi ömrünün sonuna dek onu terk etmeyecektir."
Kaleci
Ona file bekçisi denildiği de olur. Aslında kader kurbanı, mahkûm ya da şamar oğlanı da denilebilirdi. Onun bastığı yerde bir daha çim çıkmadığı söylenir. O yapayalnızdır. Oyunu hep uzaktan izler. Hedef mekândan ayrılmaksızın üç direğin arasında idamını bekler. Eskiden hakem gibi, siyahlara bürünürlerdi. Artık hakemler kara karga
CAN YAYINLARIKitabı okuyacak
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.