"En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernus
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun."
Serin yıldızlarla çevrilmiş içim
Yine serden geçip devrilmiş içim
Devrilmiş göklere boşanır gider
Gurbet çırıl çıplak bahçemde durur
Mevsimler giyinir kuşanır gider.
Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır
Sayfa 210 - İş Bankası
Azrail... kapıda... şaşırmış duruyor
Azrailin bile ödü kopuyor
Kimi eskidiği için yaşar
Kimi yaşadıkça eskir
Ne tohumda keramet
Ne toprakta
Ne başakta
Marifet yaşamakta.
Ben bir meyve ağacıyım
Sen benim derinlere salan kökümsün
Sen hep karanlıklardasın
Sen karanlıklarda yolunu bulanlardansın
Karanlıkta ışıl ışıl uzanacak ellerin
Ellerimi bulacak
On parmağında on sıcak damla
Avuçlarım sevinçten çıldıracak
Zaman dediğin hasba üç ayaklı
Birinin canı ötekinde saklı
Şu anın canı gelecekte
Geleceğin canı geçmişte saklı
Ne arkamızda yaşaracak bir çift göz
Ne de çırpınacak deli bir mendil bıraktık.
Telgrafın tellerini arşınlamalı.
Yâr üstüne yâr seveni kurşunlamalı.
Sayfa 310 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Eskiden yeterdim kendime
Artardım bile
Şimdi ne yapsam nafile
İşin kötüsü bir günde
Beş defa akşam oluyor
Sayfa 269 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Sana kökü dışarda diyenlerin kökleri kurusun
Kurusun murdar ilikleri, dilleri çürüsün
Şiirin gökyüzü gibi herkesin.
Sen Kızılırmak kadar bizimsin
En büyük ustası dilimizin
Canımız ciğerimizsin.
Sayfa 252 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Ne bir haram yedin, ne cana kıydın
Ekmek gibi temiz, su gibi aydın
Hiç kimse duymadan hükümler giydin...
Sayfa 251 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Bir de bakıyorsun
Akşam oluvermiş
Semtine uğramadan
Çekip gitmiş gün
Sayfa 237 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Bu canım dünyanın orta yerinde,
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize.
Sayfa 232 - Bilgi YayıneviKitabı okudu