Bu koca şehir, ne kadar birbirine yabancı insanlarla dolu.
“Dünya canavar ruhlu insanlarla dolu evladım, dedi annem. Hiçbir şeye aldırmayacaksın.”
Sayfa 343Kitabı okudu
Reklam
"Bu dünya kaplanlar ve timsahlarla mı dolu?" "Evet ama iki ayaklı Kaplanlar ve timsahlar diğerlerinden daha tehlikelidir."
İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"Ama suçlu olsa dahi bir insanı bağışlamak, ona sevgi dolu, dostça sözler söylemek işinizden ve zenginliğinizden daha yüce bir duygudur."
Sayfa 105Kitabı okudu
Tıka basa dolu bir dünya, insanların dünyası, Philippe o dünyaya giremiyordu.
Sayfa 503 - Can Yayınları, 12. Baskı
Reklam
Henüz kürek çekemedim hala akıntıda olduğumu biliyorum...
Başıma sanki şöyle bir şey gelmişti: Hatırlamıyorum ne zamandı, beni bir kayığa bindirmişler, bilmediğim bir kıyıdan iterek uzaklaştırılmış, öbür kıyıya doğru yöneltmiş, deneyimsiz ellerime kürekleri verip yalnız bırakmışlardı. Becerebildiğim kadar çalışıyor, kayığı götürüyordum; ancak ortaya doğru ilerledikçe akıntı hızlanıyor, beni hedefimden
"Hayat kısa, değerli dostum. Onu dolu dolu yaşamak lazım."
Acı dolu, yenilmişlik ve hüzünle karışık bir gülümseme...
1909 yılında köktendinci silahlı bir grup, bir sinema salonunu işgal etmiş ve içeri adım atmaya cesaret eden bir kadın olursa onu hemen bıçaklamakla tehdit etmişti. Haftanın belirli günlerinde kadınlar için özel gösterimler düzenleniyordu, bazı sinema salonlarıysa ahşap bir paravanla haremlik-selamlık şeklinde ikiye ayrılıyordu. Bir sinema sahibinin anılarına göre, Kemal Atatürk, film izlemek için gittiği Ankara sinemasının girişinde onu selamlamaya gelen ve içeriye girmelerine izin verilmeyen birçok kadın beklerken, salonun sadece erkeklerle dolu olduğunu görünce bu tablodan hiç memnun olmamış ve yardımcısına bütün kadınları salona alma emri vermiş, kadınların uzun süren alkışlarından film zamanında başlayamamıştı. Ilk defa ayrım olmaksızın beraberce film izlenmesi de bu şekilde, liderin huzurunda gerçekleşmişti.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.