Merhabalar
#kilittaşı
Kadın düşmanlığının her taşın altından çıktığı bir dünyada, onun gücüne güç katmak yerine kadınlardan yana olmak demek bence kadın dayanışması. Feminist ahlak diye birşey olacaksa, kadın dayanışmasından ibaret olabilir ancak. Ne bir fazla, ne bir eksik. Başka kadınları, kadınlığın türlü çeşit halleri olduğunu bilerek, bu
Tam bir başucu kitabı...
İncecik olmasına rağmen dolu dolu bir kitap. Öyle ki; altını çizmekten, işaretler koyup notlar almaktan alıntı paylaşmaktan ilerlemekte zorlandım.
Mutlu olmak, güzel yaşamak, iyi hissetmek -artık nasıl ifade edilirse- bunlar için çok güzel tespit ve önerilerin yer aldığı sindirerek anlayarak okuduğunda gerçekten çok etkili olabilecek bir eserdi. Sürekli elimin altında bulundurup ara ara bakacağım bir eser oldu.
Kesinlikle olunmalı ama üzerine düşerek kendini vererek okumalı...
Herkese keyifli okumalar...
Hayat ne garipsin. Ne yazacağımı çok bilemiyorum aslında. Özü gencecik bir insanın kısa ömrü. Farklı hisler barındırdım okurken. Bir kere hayat hepimiz için ne kadar farklı. Burçak’ın 80li yıllarda yaşadığı hayatı (hastalık harici) sanırım algımı zorladı. O yıllara ait farklı düşüncelere sahip olduğumu farkettim. Hayat algın, kendi yetiştiğin
Yakın tarihte yaşanmış olayları bizzat şahidlerin dilinden öğrenmek ile meb'in yalanlarla dolu müfredatından öğrenmek tabiki bir değil. İhsan Şenocak hocanın babası Kamil Şenocak Efendinin anlattıkları, tapınakçıların bu ülkeye en ufak bir menfaati bırakın en büyük zararı verdiklerinin binlerce delilinden birkaçı.
10/10 puan verdi
·
Liked
“…Tahsildar Ahmet de elleri titreyerek açıkça nasıl tehdit edildiğini anlattı. Muhasebeci Turan küfürle karışık verip veriştirmiş: “Utanmadın mı ulan bizi ihbar etmeye? İçki içenler, yolsuzluklara bulaşanlar bunlar, bunlar, bunlar diye sırlarımızı açıklamış, hepimizi ispiyonlamışsın. Bak, bu işlerden başıma bir şey gelirse, işimden olursam seni de o müfettiş bozuntusunu da yaşatmam. Allah şahidim, anam avradım olsun yaparım” demiş. Hem de herkesin arasında. Biz yokmuşuz o sırada, yemekteymişiz. Bu tehdidi de ifadesini alırken Turan’a sorulacak konuların arasına ekledim. Bakalım benim yüzüme de aynı şeyi söyleyebilecek, aynı cesareti gösterecek mi? Bu yetmemiş, Müdür Yardımcısı Haşmet “Ağız birliği edelim, ağzımızı sıkı tutalım, müfettişlerin eline koz vermeyelim” diye elemanlarına yol göstermiş. Veznedar Selamettin geri durur mu? O da büzüktaşlarına destek verip şöyle buyurmuş: “Onlar gidici, biz kalıcıyız. Onlar bugün var, yarın yok! İşlerini bitirince çekip gidecekler. Biz hepimiz burada birbirimizin yüzüne bakacağız. Neden kendimizi ihbar edip sıkıntı yaşayalım?” İlgililerle konuştukça yapılanlar ortaya saçılmaya başladı. Hem de nasıl? Yaşadığını, başından geçeni anlatan anlatana. Yalnız kendilerininkiler değil, arkadaşlarının yaşadıkları da dillendirildi. Kendiliğinden olmadı bunlar elbet. Ben sorup kurcaladım, onlar da bunalımlarının etkisinde çözülüp anlattılar. Çoğu zaman boş atıp dolu tuttum. İşe de yaradı ama! Meğer iki de yasak aşk varmış şubedekiler arasında…”
Dikkatli Okuyun
Kitap ingiliz sinsiliği ile yazılmış. Halifelerimize ve hilafeti ihya etmek isteyenlere iftira dolu bir eser.
Yazar yunanistan adalarında kaleme aldığı bu eseri faydalı bulmadım. Tavsiye etmiyorum.
