Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
533 syf.
1/10 puan verdi
Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beş saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir şimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen. Ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. Sağ omuzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir Japon tarafından çok daha iyi işlenmişi. Sol dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. Bileklerimdeki otuz dört dikiş. Medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandisit ameliyatımın izi. Ve sırtımı kaplayan, Tanrı'nın yüzü. Bilmiyorum... Hızlı yaşadım. Ama genç ölmekten çok, hızlı yaşlandım! Ama hayattayım
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,7bin okunma
Karnı doymuş bir domuz olmaktansa, aç bir insan olmak; doyurulmuş bir aptal olmaktansa doyumsuz bir Sokrates olmak iyidir.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Cinayet bir dramdır. İnsanlar da dramlara meraklıdırlar..
592 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
İkinci kitap, Sus Barbatus türü domuz ön planda değil. İkinci cildin ruhunu taşıyan, Civan Yusuf ile Elif’in hikayelerinin kahramanı diyebileceğimiz Cennet adlı kır attır. Bu kitap, Civan Yusuf ve Elif ile başlayıp yine onlarla bitiyor. Ancak asıl konu, köyün gençlerinin oluşturduğu komünün, asker ve Kadir Ağa ile olan mücadelesidir. Özellikle Ağa ve adamları ile olan çatışma, başarıya dönüşmüş; sosyalizm zafer kazanmıştır. Bu mücadele kimi zaman didaktik bir yapıya dönüşüyor. Buralar, roman dışı bir kırılma noktası olmuş. İkinci kitapta, iki köy var. Komün oluşturan gençlerin köyü ile diğer köy/ler.. İki köy, iki farklı temanın taşıyıcısına dönüşmüş. Gençlerin evlilik için kaçması sonucunda olaylar birleşir.
Sus Barbatus! 2
Sus Barbatus! 2Faruk Duman · Yapı Kredi Yayınları · 2020345 okunma
Reklam
Sen: “Filan ilim adamı, gerçeği bildiği halde haram yiyor” diye iddiada bulunuyorsun. Onun, o haram olan şeyin, haram olduğunu bilmesi, aynen senin durumuna benzemektedir. Sen de şarabın/içkinin, domuz etinin, faizin haram olduğunu biliyorsun. Dahası sen gıybet etmeninin, yalan söylemenin, söz götürüp getirmenin haram olduğunu da biliyorsun. Sen de bütün bunların haram olduğunu bildiğin halde o haramı işlemekte devam ediyorsun. Bunu işlerken, bu haramı işlemek masiyet değil, Allah’a karşı çıkmak değil anlamında olan bir inancından kaynaklanıyor da değildir. Bunların haram olduğunu bildiğin ve haramlıklarına iman ettiğin halde, işlemeye devam ediyorsun. Bunları işlemenin sebebi, senin şehevi isteklerine yenilmenden ileri geliyor. İşte âlim dediğin o kimse de, senin gibi aynı şehevi istek ve duygulara sahiptir, o da senin gibi onlara yeniliyor. Dolayısıyla onun, senin bildiklerini ötesinde dini konularda, haram ve helal meselelerinde senden çok fazla bilgiye sahip olmuş olması, sözkonusu edilen haramlardan senden daha çok sakınmasını gerektirmez. Nice kimseler var ki, doktorun söylediklerine inanır ve ona güvenir ama yine doktorun onun için öngördüğü perhizlerden sakınmaz. O, doktorun tavsiyesine rağmen yine de meyve yemeye, soğuk su içmeye devam eder durur. Bu kimsenin doktoruna rağmen, perhizlerini bozması, tavsiyeye uymaması, yediklerinin ve içtiklerinin zararlı olmadığını göstermeyeceği gibi onun tıp ilmine inanmadığı ve ona güvenmediği anlamına da gelmez. İşte sözkonusu edilen o âlimin yanılgılarını da bu çerçevede değerlendirmek lazım gelir.
Ben bir gün domuz diyebileceğin... ertesi gün de yardım istemek için koşup geleceğin biri değilim.
Sayfa 189Kitabı okudu
"Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beş saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir şimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen. Ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. Sağ omzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir Japon tarafından çok daha iyi işlenmişi. Sol dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. Bileklerimdeki otuz dört dikiş. Medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandisit ameliyatımın izi. Ve sırtımı kaplayan, Tanrı'nın yüzü. Bilmiyorum... Hızlı yaşadım. Ama genç ölmekten çok, hızlı yaşlandım! Ancak hayattayım. Kayra, bir gün bana 'Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun' demişti."
-- Siz erkekler böylesiniz... Hepiniz domuz gibisiniz... -- Hepimiz mi?
Sayfa 22 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 8. Basım (2021)Kitabı okuyor
Reklam
Behey! Kara maça bey. Halka ahmak diyen sensin. Halkın soyulmuş derisinden sırtma frak giyen sensin. Yala bal tutan beş parmağını beş çürük muz gibi, hamurdanarak dolaş besili bir domuz gibi.
Yukarıda bir yerde bir Tanrı varsa, umarım benim viski içmem ya da domuz yememden çok daha önemli meselelerle uğraşıyordur.
Kâfirler kadar dürüst olamamak ne acı
Yıllar önce Hollanda da yaşayan bir gurbetçinin şekerleme firmasına ürünlerinde domuz jelatini olup olmadığı hakkında aldığı cevabı.
Yeniden Gıda Raporu
Yeniden Gıda Raporu
Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzdan bir insana, bir insandan diğer bir domuza, yine bir domuzdan tekrar bir insana baktılar.Fakat hangisinin domuz, hangisinin insan olduğunu ayırt etme olanağı artık kalmamıştı.
Sayfa 101Kitabı okudu
Bebek aşılarında domuz var!!!
Bebeklerinize yaptırdığınız aşılarda bebek cebini ve domuz var!!! bu hesabı mutlaka Instagram da takip etmenizi tavsiye ederim @hakikatbikgisi daha neler neler var
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.