Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Ahtapotun’un Rüyası yazardan okuduğum ilk eser ve kesinlikle son olmayacak. Yazarın dilini, hikayenin akışını ve olay örgüsünü gerçekten çok beğendim. Son zamanlarda herkesin ilgisini çeken neredeyse okumayanı kalmayan Ben Kirke, Akhilleus'un Şarkısı gibi kitapları sevenler bu esere de mutlaka bir şans vermeli. Bahsettiğim kitaplarda Yunan
Zaman demek, doğal muğlaklık demektir.
Sık sık zamanın ısrarlı ilerleyişi ve zamanın dili karşısında büyülenirim: Saniyeler, dakikalar, saatler, günler, haftalar, aylar, yıllar…
II. Leto'nun zaman üzerine olan söyleşileri beni çok derinden etkiledi, bu nedenle zaman felsefesi üzerine okumalar yapmaya karar verdim. Başlangıç kitabı kesinlikle değil, öncelikle onu belirteyim, çünkü
Dansa davet, Fransa'da olan bir tür dans bazlı salgını konu alıyor. 1500'lü yıllardaki Fransa'nın sefil durumunu, dini olanın yüceltilmesi ve katolikliğin tek din cemaati olduğu zaman, kilisenin insanları nasıl dinle uyuttuğunu fakat piskoposların açgözlülükleriyle hayatlarını sürdürmesini de çok iyi bir şekilde tasvir ediyor. Dönemsel ve bence bir romandan çok tarihsel olan bu kitap, tarihin akıl almaz olaylarına ilgili olan insanlar için okuması şaşırtıcı olacak türden. Bana çok fazla hitap etmedi gerçi. Her ne kadar tarihsel olayları okumayı veya öğrenmeyi sevsem de kitapta bunu tüm açıklığıyla ve korkusuyla yaşmak tüylerimi diken diken etti. Adeta içimi ürperten bir kitap oldu. Çok fazla benlik değildi dediğim gibi ama hem bilgilendirici hem de tarih içerisinde olan bu toplumsal olayı öğrenebilmek adına iyi bir kitaptı. Gerçek bir sefaletin hikayesine tanık olmak isteyenlere tavsiye ederim.
Oblomov (Kitabı okuduktan sonra okursanız daha iyi olur )
Oblomov hakkında hatta daha doğrusu Oblomovluk hakkında bu zamana kadar bir çok şey yazılıp çizilmiştir herhalde ama bir kaç bir şey de ben eklemek isterim
Aslında kitabı okumak hep aklımda vardı ama uzun zamandır okumayı erteliyordum (gerçek bir Oblomov) bir gün en yakın arkadaşımın youtube kanalına eylemsizlik ve Oblomov ile alakalı bir
Uzun süredir okumayı istediğim fakat bir türlü fırsat bulamadığım, İngiliz Edebiyatı dersinde kendisinden ve popülaritesinden olukça bahsedilen, arkadaşlarımın önerdiği İki Şehrin Hikayesi'ni sonunda bitirdim. İlk iki yüz sayfasında hikayeye girmekte oldukça zorlandım ve yer yer ne okuduğumu anlayamadım fakat sayfalar ilerledikçe hikaye beni
Yolcu koltuğundan şoför koltuğuna geçmek...
Yalnız olmaktan nefret ediyorum. Keseli hayvanlar gibi, bir başkasının derisinin altında yaşamak isterdim. Emniyette olmayı, sıcak, bakılıp gözetiliyor olmayı, havadan, hatta yaşamdan daha çok istiyorum...
Öğrenecek çok şeyim vardı. Yaşadığım güçlüklerin birçoğunun başlangıcı çocukluğuma dek gidiyordu. Yine de bu noktada bırakamazdım. Nasıl
