İlkim

İlkim
@doobydoobydoo
tecessüsümüz hiç eksilmeden yeniden yeniye doğduğu için yaşamak insanlarla beraber güzel değilse bile çekici (cazip manasına) bir şeydir.
Reklam
Belki de yarının haklı ve insan dünyasının bir gelenek ve görenek ikizi ile hak telakki veya fikrinin uyuşmasından doğacağı güveniyle umut içinde kendi kendimi aldatır, yeniden uyumaya çalışırdım.
Ah, bu insan yüzleri! Her şeyimizi bağladığımız, durmadan yanıldığımız, istediğimiz kadar bol hasletler, adilikler, iyilikler, kötülükler, delilikler, akıllılıklar, sevdalar yüklediğimiz insan yüzleri!

Reader Follow Recommendations

See All
Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kö- tü olacak. Benden hikâyesi.
Ah, büyük ruhlar, sizlere de fısıldıyor tüyler ürpertici yalanlarını. Ah, bulur o kendilerini tüketmekten hoşlanan zengin yürekleri.
Reklam
İnsan bir iptir, hayvan ile Üstinsan arasında gerilmiş - bir ip ki uzanır bir uçurumun üzerinde.
Fakat insan hercai, bir dalda durmaz bir yaratıktır ve belki de satranç oyuncuları gibi gayeyi değil, gayeye giden yolu sever.
Mesela ben, gayet tabii olarak, yalnız aklımı kullanıp hayatiyetimin ancak yirmide birinden faydalanarak değil, içimde hayatla ilgili bütün unsurları seferber ederek yaşamak istiyorum.
Bana en çok dokunan, suçlu olsam da olmasam da her zaman bir çeşit tabiat kanuna uyar gibi, herkesten önce kendimi suçlu görmemdi.
Baylar, yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek tam manasıyla bir hastalık.
Reklam
Toplumsal sonuçların altında bireysel davranışlar yatar; sosyal gerçek, bireyin kişisel yaşamından geçerek biçimlenir.
Sayfa 16
Ne sebeple olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.
Yokluk suyuyla ekilmiş tohumum benim Gam ateşiyle tutuşmuş yanar yüreğim Alındığım toprağa verilmeden önce Dünyanın serseri yelleri önündeyim.
Yakınırım aynalar gibi felekten; Bıkmaz alçakları yükseltmekten. Gözyaşı dolu bir kadeh oldu yüzüm, Yüreğim kan dolu bir testi gerçekten.
Bilgenin yüreğinde her dilek, Anka kuşu gibi gizli gerek. Damla nasıl inci olur denizde: Sedefler içinde gizlenerek.
Varlığın sırları saklı senden, benden; Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben. Bizimki perde arkasında dedikodu: Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben.
Reklam
Deha bir şimşek gibi çakarak karanlığı aydınlatır; gün gelir karanlığın mabedini bile tuzla buz edebilir ve o asla, insan soyunun ocağında sönmeye yüz tutmuş zayıf bir alev parçası değildir.
Bilgili ancak bilinçsiz çocuklar on sekiz yaşından sonra da çocuk olmaya devam ediyor ve kendileri başta olmak üzere çevrelerine de zarar veriyorlardı.
Gelecekten bir şey beklemeyenler, mutluluklarını geçmişte yaratırlar.
Acı, insanın hayat tarlasında biçtiği buğdaylardan pişirdiği ekmekti.
Işığını nasıl geri getireceğini bilmiyordu ve hiç kimse ışığını kaybettiğini anlamasın diye ona doğum gününde hediye ettikleri gökkuşağının bütün renklerini yansıtan pırıltılı ceketini üzerinden hiç çıkarmıyordu.
Reklam
Doyum içinde ayrılacağımı sandığım bu yaşamdan, zaman zaman algılıyorsun ki, hiç de doyumla ayrılamayacaksın. Hiç yaşanmamış gibi.
Bu dünyanın sıra sıra görüntüler, bir dizi yanlış yorumlanmış işaretler ve körükörüne benimsenmiş birtakım alışkanlıklardan oluştuğunu, asıl dünyanın ve hayatın bunların içinde ya da dışında, ama yakınlarda bir yerde olduğunu acıyla biliyordum.