Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Chambord Kontu (V. Henri) olayını hatırlıyor musunuz? Bu da bir kral, lejitimist [iktidarın meşruluğunu soya dayandıran monarşi taraftarı]... İspanya'da Don Carlos'un yaptığı gibi, o da aynı dönemde Fransa'da iktidar arayışına girmişti. Hatta birbirlerini aynı aileden, aynı kökten sayabilirler, ama ne kadar farklı! Biri inançlarına
Sayfa 296 - 297, 298, 299,300, 301,302,303Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Düşüncemi sorarsanız, bu davada çocuğun sorumluluk duygusu gelişmemiştir, kötü alışkanlıkları olduğunu varsaysak bile, siz ne derseniz deyin, yedi yaşında bir çocuğun yaptıklarıyla sorumlu olduğunu tartışamazsınız. Bu kötü alışkanlığı sezecek kadar zekâsı gelişmemiştir daha. Dinleyin, yedi yaşındaki bir çocuktan daha akıllı olmamıza rağmen bizler
Sayfa 2444Kitabı okudu
Ve insan bir başkasıyla el sıkışıp yılların nasıl da uçup gittiğini söylüyor! Ve insan yeniden o yılların ne ara geçip gittiğini kendine soruyor. En güzel günlerini nereye gömdün? Yaşadın mı yaşamadı mı? Bak, diyor bir başkasına, bak dünya nasıl da soğuyor. Birkaç yıl daha geçecek ve onlardan sonra kasvetli yalnızlık gelecek; sonra da sefalet ve ıssızlık gelecek. Fantastik dünya solacak, düşlerin yok olup ölecek ve ağaçlar dan düşen sarı yapraklara dönecek...
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard _Din, gönüllü köleliktir. Herzen _Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı _Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch _Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
Kendime ''Nerede hayallerin?'' diye sormadan edemiyorum. Başımı sallayıp, ''Ne kadar çabuk geçti yıllar!'' demekten başka bir şey gelmiyor elimden. Sonra tekrar kendime ''Bunca sene ne yaptın?'' diye soruyorum. En güzel günlerini nerede heba ettin? Yaşadın mı cidden? Bak, diyor insan kendi kendine...Ne kadar da soğudu dünya. Daha seneler geçecek, sonra kasvetli yalnızlık gelecek. İhtiyarlık bastonunu dayanmış bir halde kapımızı çalacak, sonra ise sefalet ve perişanlıktan başka bir şey olmayacak. Hayal dünyan sönecek, rüyaların solup gidecek ve sararıp ağaçtan dökülen yapraklar gibi kopup gidecek...
Sayfa 54
Reklam
Dostoyevski, "Avrupa'yı kendimizden çok daha iyi tanıyoruz." diyor. Biz ne kendimizi tanıyoruz, ne Avrupa'yı Tarihimiz mührü sökülmemiş bir hazine. Sosyologlarımız bir Kızılderili köyünü keşfe gider gibi, alan çalışmalarına koyuluyorlar. Avrupa'yı, Avrupa'nın istediği kadar tanıyoruz Ne var ki ihtiyar Batı da hafızasını kaybetmişe benziyor UNESCO, kitap yılında, kitap için yazılmış en güzel eseri hatırlayamadı: Susam ve Zambaklar.
Sayfa 108Kitabı okudu
“Daha ergin yaşa gelmemiş bir çocuk bu Mikolka… Ödlek falan değil, ama… nasıl söyleyeyim, sanatçı gibi bir şey… Onu böyle anlatışıma gülmeyin! Temiz yürekli, kolay etkilenebilen birisi. Üstelik hayalci. Çok güzel şarkı söylüyor, çok güzel dans ediyor ve dediklerine göre öyle güzel masal anlatıyormuş ki, başka yerlerden kalkıp kendisini dinlemeye
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.