Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
368 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yer Altından Notlar
Merhabalar sevgili kitap severler. Bugün size kısa bir okumada biten #yeraltındannotlar #fyodordostoyevsky kitabından bahsedeceğim. Dostoyevski Yeraltından Notlar’ı verem hastası olan karısı Mariya’nın başucunda yazmış. Bu yüzden satırlar ıstıraplı, haşin ve kasvetli. “Ben hasta bir adamım... Ben kötü bir adamım...” diye başlıyor ilk bölüm. Doğru mu okudum diye bir daha bakıyorsunuz satırlara. Kurgusu, dili insanı silkeleyen bir roman. Kitabı okudukça ağır darbeler alıyorsunuz zihnen. Çok farklı yorum. Elbet biraz karmaşık, ama düşününce, o derinliğe inince anlaşılması güç değil. Akıl kurcaladığı bir gerçek. Bu kısacık roman, felsefi ve siyasal bir tartışma metni, aynı zamanda toplumsal bir hiciv ve sorunlu bir kişiliğin kendini sorgulaması. Kötülüklere bir çığlık, cesur bir isyan. Bir başyapıt olan eser hayatınızın bir noktasıyla mutlaka kesişir. İnsanlığınıza karşılık alamadığınızda, iyilikten vazgeçmek zorunda olduğunuzu düşündüğünüz anlarda, insanların sadece omuzlarındaki şeytanı dinlediğini anladığınızda, ‘çıkar’ kelimesinin gerçek anlamını öğrendiğinizde kitapla ortak bir yer yakalıyorsunuz. Mutlaka okunası bir kitap. Çünkü kötülük var! Çünkü insanlar var! Okuyun derim.
Yer Altından Notlar
Yer Altından Notlar
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Yer Altından Notlar
Yer Altından NotlarFyodor Dostoyevski · Martı Minyatür · 2020127,7bin okunma
Dosto dedim: acımasızca sevmenin sonucu acınacak hâle düşmektir.
Güçlü bir ruha ve yaradılışa sahip kadınlar, hele tutkuluysalar, başka türlü severler; acımasızca severler...
Reklam
“İnsan bazen duygularını sözcüklerle anlatamadığından yakınır. Bu pek soylu bir yakınmadır dostum. Yalnızca seçkin insanlara vergidir. Aptal, her zaman hoşnuttur anlattıklarından. Bunun için de her zaman gerektiğinden çoğunu anlatır. Böyleleri her şeyin aşırısını severler.”
Kurtuluş, kurtarıcının ölümünden sonra gelir. İnsanlar peygamberleri kabul etmez, onları öldürür, ama acı çekerek ölenleri severler, yok ettiklerini kutsallaştırırlar.
"Güçlü bir ruha ve yaradılışa sahip kadınlar, hele tutkuluysalar, başka türlü severler; acımasızca severler..." Fyodor Dostoyevski | Bir Yazarın Günlüğü
... gururlu kişiler, hele insanları biraz da aşağı görenler Tanrı’ya inanmayı pek severler. Çoğu güçlü insanda, önünde eğilebilecekleri birini ya da bir şeyi bulmaya karşı doğal bir eğilim vardır. Güçlü insan bazen kendi gücünü kaldıramaz olur, ezer onu gücü.
Reklam
Güçlü bir ruha ve yaradılışa sahip kadınlar, hele tutkuluysalar, başla türlü severler; acımasızca severler.
İnsan bazen duygularını sözcüklerle anlatamadığından yakınır. Bu pek soylu bir yakınmadır dostum. Yalnızca seçkin insanlara vergidir. Aptal, her zaman hoşnuttur anlattıklarından. Bunun için de her zaman gerektiğinden çoğunu anlatır. Böyleleri her şeyin aşırısını severler.
Sayfa 171 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
... gururlu kişiler, hele insanları biraz da aşağı görenler Tanrı’ya inanmayı pek severler. Çoğu güçlü insanda, önünde eğilebilecekleri birini ya da bir şeyi bulmaya karşı doğal bir eğilim vardır. Güçlü insan bazen kendi gücünü kaldıramaz olur, ezer onu gücü.
Sayfa 101 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsanlar doğa yasaları gereğince, genellikle iki bölüme ayrılırlar: Sıradanlar, ki bunların biricik görevleri, kendileri gibi olanların çoğalmalarını sağlamak, bu işin aracı olmaktır. Kendi çevrelerine yeni bir söz söylemek yetenek ve dehasında olanlar, doğaldır ki, bu arada sınırsız sayıda alt bölümleme yapılabilir. Ama bu iki ana bölümün ayırt edici çizgileri oldukça keskindir. Birinciler, yani kendileri gibi olanların çoğalmasına araç olanlar, doğaları gereği tutucudurlar, uysaldırlar, boyun eğerek yaşarlar ve boyun eğmeyi severler. Bence de bunlar uysal ve boyun eğici olmak zorundadırlar, çünkü bu onların görevleridir ve burada onlar için aşağılatıcı bir durum söz konusu değildir. İkinci bölümdekilerse, sürekli olarak yasaları çiğnerler, yıkıcıdırlar ya da yeteneklerine bağlı olarak, yıkıcılığa yatkındırlar. Bunların işledikleri suçlar, doğaldır ki, son derece çeşitli ve görecelidir; ama büyük çoğunluğu, birbirinden apayrı nedenler ileri sürerek, daha iyi şeyler adına şimdinin yıkılmasını isterler. Bunların ülkülerini gerçekleştirmeleri için, cesetlerin, kan göllerinin üzerinden atlamaları gerekse, bence kendilerine bu izni, vicdan rahatlığıyla verebilirler; tabii bu söz konusu ülkünün ne olduğuna, boyutlarının ne olduğuna bağlı olan bir şeydir, bu noktaya dikkatinizi çekerim.
- İnsanların suçu sevdiği anlar olur bazen, dedi. - Değil mi ya? Düşündüğümü söylediniz siz; severler, hem "anlar" falan değil, daima, herkes sever. Biliyor musunuz, bu konuda vaktiyle yalan söylemek âdet olmuş; herkes o zamandan beri yalan söyleyip duruyor. Hepsi kötülükten güya nefret ediyor, aslında içlerinden seviyorlar.
Sayfa 775Kitabı okudu
İnsanlar başlarına gelen kötü şeylerin hesabını tutmayı severler ama güzel şeylerş görmezler. Halbuki güzellikleri saysalar, yeteri kadar mutluluğa sahip olduklarını görebilirler.
Sayfa 117Kitabı okudu
Sözümü geri alıyorum. – Hayır, hayır, diye sözümü kesti. Senin mutluluk içinde yaşamandansa talihsiz olman daha çok hoşuma gider, bundan emin olabilirsin. Versilov gülümseyerek: – Sevgili dostum, hayatta bazı küçük talihsizliklere katlanmasını bilmeli, diye mırıldandı. Talihsizlikler olmasa yaşamaya ne gerek var ki!.. Sinirli sinirli
1.466 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.