Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Doyle, 1893 yılında yayımlanan The Fınal Problem adlı hikayede Holmes'u öldürüp ondan kurtulduğunu düşündü. Ancak yanıldığını, hiç yaşamamış bir adamın ölümüne yas tutan hayranları ve evinin önünde Holmes'u onlara vermesi için eylem yapan okurları görünce anladı. Ve istemeden de olsa başına dert olan kahramanını, " The Empty House" hikayesiyle yeniden hayata döndürdüğünde, ününe ün kattı çünkü daha güçlü bir Sherlock sahnedeydi. Böylece yazarımız, " hiç yaşamayan bir adamın ölümsüzlüğüne" imza atmış oldu. Ancak şu bir gerçekti:Dr. Joseph Bell olmasaydı Sherlock Holmes'un yeniden dirilmek bir yana, doğması bile mümkün değildi.
Sayfa 129 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Eğer yalan söylemeyi bilmiyorsan, sana yalan söylendiğini de bilmezsin."
Reklam
Dr House
İnsanların daha güvenli araba kullanmasını istiyorsan, hava yastıklarını çıkartıp, boyunlarını hedef alan bir maket bıçağı yerleştir. Kimse saatte 5 kilometreden fazla hız yapamaz. ”Dr. House”
Önsöz ve Teşekkür
Kara Atena'nın ardındaki öykü uzun, karmaşık ve kanımca, bilgi sosyolojisi alanındaki bir çalışma olarak, geniş bir şekilde ele almayı hak edecek kadar ilginçtir; ama burada ancak kısa bir özetini verebilirim. Ben eğitimimi Çin araştırmaları alanında yaptım; aşağı yukarı yirmi yıl Çin üzerine dersler verdim; ve hem 20. yüzyılın başında Çin
Sayfa 23 - KAYNAK YAYINLARI - BİRİNCİ BASIM - HAZİRAN 1998Kitabı okuyacak
Dr.House MD.'den
“...Ve en kötüsü de,seni sürekli hayal kırıklığına uğratan birini sevmeye devam etmektir...”
Reklam
“Distracting me isn’t going to work. You may think love is an illusion, but it’s real. I saw it when my parents slow danced in the kitchen on Sunday mornings. Love was the stupid car my father bought for my mother that I have to keep in the shed because he gets really sad when he sees it. It’s the echoes of laughter I remember every time I come down the stairs in the house my mother and father built together.”
the sun did not shine.
it was too wet to play. so we sat in the house all that, cold, cold, wet day.
Sayfa 7
Ön araştırmalarım kafeinin beyinde demansla ilgili olarak gerçekleşen değişiklikleri üç şekilde önleyebildiğini veya geri çevirebildiğini ortaya koyuyor: (1) Kafein beyin hücrelerini demans durumunda iyice azalan asetilkolini üretmek için gereken kolini alması için uyarır, (2) Adenozin adlı başka bir nörotransmitterle etkileşime girerek Alzheimer mekanizmalarını bozguna uğratan bir zincir reaksiyonu başlatabilir, (3) Beyni ölü veya hasarlı hücrelerden temizlemeye yardımcı olmakla birlikte bazen ölçüyü kaçırıp etraftaki sağlam bölgelere hasar verebilen Glia adlı “beyin idaresi” hücrelerinin faaliyetini ayarlar. Çalıştığım bölümde şu anda kafeinli ve kafeinsiz Maxwell House kahveleriyle ilgili çift kör bir çalışma yapılmaktadır. -Dr. Vorta'nın Notu
Sayfa 299
Dr. House'taki itaatsiz, uyumsuz kişilik aslında küresel kültürün empoze etmeye çalıştığı; kurallara, hiyerarşilere asi, başına buyruk, kendisini bağlayan hiçbir geleneği, aidiyeti, kökü, tarihi olmayan bir birey yaratma projesinin bir tasarımıdır. Her ne kadar dervişane özellikler gibi algılanmaya teşne bu tasarım çoğu izleyicide hayranlık uyandırsa da bu tip kişi ve kişiliklerin yaygınlaştığı toplumlarda kimseye hesap vermek zorunda kalmayan, her şeyi kafasına göre tüketen bireylerin artacağı kaçınılmazdır ve asıl hedeflenen de bu tiplerin bu dizi modeli aracılığıyla çoğaltılmasıdır. İşte, küresel kültür endüstrisinin, özellikle diziler ve onların kahramanları aracılığıyla bir fazilet abidesi olarak önümüze koydukları ama gerçekte bencil, küstah bir zekaya sahip, madde bağımlısı, psikotik bozukluğu olan, canının istediği her şeyi yapan, deneyen, asi (liberal öğreti buna özgürlük de diyor) bir karakter üzerinden planladığı şey budur. Dr. House üzerinden inşa edilmeye çalışılan tip de budur. Bu tipleme üzerinden tarih ile toplumsal değerlerle, aidiyetlerle kimliklerle cok çetin ve onları yipratan bir mücadele ortaya konulmaktadir.
Aydın AktayKitabı okudu
Reklam
İsmet Özel, insanların kendileriyle cesur, dürüst, samimi bir iç hesaplaşmadan nasıl kaçtıklarını şu dizeleriyle haykırır ve sorar: “-Söyleyin, aynada iskeletini görmeye kadar varan kaç, kaç kişi var şunun şurasında?”* Dr. House, bir anlamda bu dizelerdeki gibi, sözünü sakınmayıp, sözleri, esprileri, jest ve mimikleriyle, insanları; iç hesapları, ikircikli tutum ve tavırlarıyla, samimiyetsizlikleriyle ve yapmacıklıklarıyla karşı karşıya getiren bir boy aynası gibidir. İlginçtir, takip edenleri çok iyi bilir ki, İsmet Özel'in de ortaya koyduğu kişilik profili Dr. House'ın kişiliğine oldukça benzerdir. Yaşadıkları derin hayal kırıklıklarıyla ve belki de aşk yaralarıyla bu benzerlik gitgide derinleşiyor. İsmet Özel'in işaret ettiği bu boy aynasında herkes kendi iskeletiyle karşı karşıya kalır. İnsanlar, bununla yüzleşmekten kaçtıkları için Dr. House'tan da kaçarlar. Dr. House, bu yüzden yalnızdır. Keza, İsmet Özel de... Ancak, yalnızlık, Dr. House için bir dram değil aksine hoşuna giden ve O'nu mesleğinde ve içsel yolculuklarında verimli kılan bir durumdur. Sanırım, İsmet Özel için de böyledir. Nitekim Mataramda Tuzlu Su şiirinde, Özel bu durumu, “-yerlilerin topraklarına karşı suç işledim/ uzun yola çıkmaya hüküm giydim..." dizeleriyle ifade eder.
Aydın AktayKitabı okudu
Kültür Endüstrisinin Bir Taşeronu Olarak “Dr. House” Dizisi
".Everybody lies”, Yani “-Herkes yalan söyler” mottosuyla hareket eden asosyal, dahi derecede başarılı bir doktordur House. En iyi niyetli, safiyane insani eylemleri bile bu mottosuyla yargılar. Saf iyiliğin olmadığına inanıp bu eylemlerin arka planındaki çıkar ve hesapların peşine düşer. Genellikle de haklı çıkar, Bu mottonun, tüketim toplumunun olmazsa olmazı olan birbirlerine karşı güvensizliği pekiştirmesi, kapitalist rekabetçi ve bireyselci (bencil) bir toplumun inşası için gerekli bir harç vazifesi gördüğü de düşünülebilir. Dizinin bir bölümünde, Afrika'da hasta, fakir insanların sağlığına ve beslenmesine kendisini adamış ve binlerce Afrikalıya sağlık hizmeti yapan dünyaca tanınmış bir yardım gönüllüsü hastasının, hiç kimse tarafından en ufak bir şüphe ile karşılanmayan davranışlarının arka planındaki hesapların ve çıkarların peşine bile düşecek denli, takıntı derecesinde bir paranoyaklık sergiliyordu. Bu bölümdeki, söz konusu yardım gönüllüsüyle derin ahlak felsefesi içerikli tartışmaları ise tam bir ders niteliğindedir. Dr. House, yerleşik tüm kalıplara karşı sıra dışı bir karşı koyuşu var. Yalandan nefret ediyor ve bunun yaşadıkları ile ilgili birçok psikanalitik nedeni var. Bu yüzden Dr. House, ne görse ne düşünse ne hissetse kime ve nerede olduğuna bakmaksızın hesapsızca söylenmesi gerekeni söylüyor.
Aydın AktayKitabı okudu
Söylediklerimizin üçte biri yalan
House dizisini izlemişseniz bilirsiniz, Dr. House'un sık kullandığı bir cümledir: "Herkes yalan söyler." Hastaların beyanlarına sıklıkla inanmaz ve öğrencilerine de inanmamalarını öğütler. Insanların, günlük yaşamda söylediklerinin yaklaşık üçte birinin yalan olduğunu söylesek şaşırır mıydınız?
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.