İsmet Özel, insanların kendileriyle cesur, dürüst, samimi bir iç hesaplaşmadan nasıl kaçtıklarını şu dizeleriyle haykırır ve sorar: “-Söyleyin, aynada iskeletini görmeye kadar varan kaç, kaç kişi var şunun şurasında?”* Dr. House, bir anlamda bu dizelerdeki gibi, sözünü sakınmayıp, sözleri, esprileri, jest ve mimikleriyle, insanları; iç hesapları, ikircikli tutum ve tavırlarıyla, samimiyetsizlikleriyle ve yapmacıklıklarıyla karşı karşıya getiren bir boy aynası gibidir.
İlginçtir, takip edenleri çok iyi bilir ki, İsmet Özel'in de ortaya koyduğu kişilik profili Dr. House'ın kişiliğine oldukça benzerdir. Yaşadıkları derin hayal kırıklıklarıyla ve belki de aşk yaralarıyla bu benzerlik gitgide derinleşiyor.
İsmet Özel'in işaret ettiği bu boy aynasında herkes kendi iskeletiyle karşı karşıya kalır. İnsanlar, bununla yüzleşmekten kaçtıkları için Dr. House'tan da kaçarlar. Dr. House, bu yüzden yalnızdır. Keza, İsmet Özel de...
Ancak, yalnızlık, Dr. House için bir dram değil aksine hoşuna giden ve O'nu mesleğinde ve içsel yolculuklarında verimli kılan bir durumdur. Sanırım, İsmet Özel için de böyledir. Nitekim Mataramda Tuzlu Su şiirinde, Özel bu durumu, “-yerlilerin topraklarına karşı suç işledim/ uzun yola çıkmaya hüküm giydim..." dizeleriyle ifade eder.