Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Asu
Asu
@dramatik_okur
33 okur puanı
Mayıs 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
İnsanın Anlam Arayışı & Kitap Yorumu
“Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmak demektir.”
Viktor Emil Frankl, (1905-1997) Yahudi kökenli nörolog ve psikiyatristtir. Kendisi psikoterapinin Üçüncü Viyana Okulu olarak da bilinen “logoterapi”nin (yaşamda anlam bulmanın güçlüğü ve yaşanması en güç durumlarda dahi insanın yaşamda bir anlam yaratması düşüncesi)
OKUMAK, YAZMAK VE YAŞAMAK ÜZERİNE & KİTAP YORUMU
Arthur Schopenhauer (1788-1860), Alman filozoflarının ilklerinden olduğu gibi benim de felsefeye duyduğum ilginin başlangıcı olan kişidir. İnsan hayatının acılarla dolu olduğunu, ıstırap ve can sıkıntısının her zaman hayatımızda olacağını savunur. Bana göre onu bu karamsarlığa iten yalnızlığıydı. Ve yalnızlığı aynı zamanda onun böylesine bilge bir
SAVAŞ VE AÇLAR & KİTAP YORUMU
Hasan İzzettin Dinamo.. böyle bir yazarla bu kadar geç karşılaşmak ve adının bu kadar gizlenmesinin altındaki sebepleri sorgulamak..
Hasan İzzettin, 1905 Trabzon doğumlu, savaşın ortasında büyümüş bir çocuktur. Bu romanı da, onun kendi hayatından izler taşımaktadır.
Türk Edebiyatının en önemli eserlerinden birisidir; Savaş ve Açlar.
Karadenizli
Okur Takip Önerileri
KOMÜNİST MANİFESTO & KİTAP YORUMU
Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından hazırlanan 19.yy dan günümüze kadar geçerliliğini kaybetmemiş muhteşem bir eser.
Komünizmin ilk bildirgesi olup herkesin anlayabileceği, sade bir dille kaleme alınmıştır.
Peki bu kitap ne anlatıyor diye soracak olursanız; işveren ve işçinin savaşımını anlatıyor. Proleterlerin her geçen gün daha da yoksullaşması, emeklerinin satılması, mülkiyet hayallerinin hayal olarak kalması; burjuvaların ise her geçen gün varlıklarına yenilerini ekleyişi, kolay yoldan para kazanmaları vb.
Marx ve Engels Proleterlerin yaşam koşulları hep daha kötüye doğru giderken burjuvaların yaşam koşullarının hep iyiye doğru gitmesine boyun eğmek istemiyorlar ve işçi sınıfının birleşmesini istiyorlar. Ancak işçi sınıfının birleşerek yaptıkları devrimlerle yaşam koşullarını iyileştirip geliştirebileceklerini savunuyorlar.
Manifesto 4 bölümden oluşuyor:
*burjuvalar ve proleterler
*proleterler ve komünistler
*sosyalist ve komünist literatür
*komünistlerin muhalefet partilere olan tutumları
Hepimizin çevresinde komünizmi genellikle ya benimsemiş ya da adını duyduğunda tövbe çeken insanlar vardır. Ve bu iki türlü yaklaşımı da sergileyen insanlar komünizmin gerçekte ne olduğunu bilmiyor olabiliyorlar.
Önyargılarınızı bir kenarıya bırakıp bu bildirgeye bir eser gözüyle bakabilirseniz size katabileceği pek çok şey olduğunu göreceksinizdir. En azından günümüzde içi boşaltılmış bazı terimler var ki onların gerçek anlamlarının ne olduğunu kolaylıkla anlayacaksınızdır.
SOKRATES’İN SAVUNMASI & KİTAP YORUMU
“İyi bilin ki bir değil bin kez ölmem gerekse de doğru bildiğimi yapmaktan vazgeçmeyeceğim”
Sokrates.. bundan tam 2400 yıl önce yaşamış Atinalı ünlü filozof.
Kendisini sevmeyen bir grup Atinalı kişiler tarafından gençleri kötü yola sürüklemek ve tanrılara inanmamak suçlarına maruz kalmış ve mahkemeye verilmiştir.
Kitap; dava öncesi
İNCE MEMED 1 & KİTAP YORUMU
İnce Memed…. Yaşar Kemal’in 1947’de yazmaya başlayarak 32 senede tamamlayabildiği 4 kitaptan oluşan serisi.
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi romanı olup 40’dan fazla dile çevrilmiştir.
Yaşar Kemal bu kitapta isyan etmiyor, baş kaldırmıyor da ne yapıyor?
Söylenecek çok şey varmış da konuşamıyormuş gibi insan…
İnce memed; zayıf, cılız bir oğlandır. Yetimdir, yaşlı anasıyla yaşar. 5 köyün ağası Abdi Ağa tarafından itilip kakılır, dövülür, türlü işkenceye, küfre ve hakarete maruz kalır, üstelik sadece Memed değil tüm köylü aynı durumdadır. Deli dolu bir yüreğe sahiptir İnce Memed. Taa küçüklüğünden Abdi Ağa’ya karşı çıkar ve kaçar gider başka bir köye fakat Abdi Ağa belası onu her seferinde yakalar. Memed büyür ve olanlar olur. Sevdiği kızın Abdi Ağa’nın yeğeniyle nişanlandırılması Memed’in yüreğini taşırır ve her şey geri dönülemez bir şekilde değişir.
Sular seller gibi okuyacağınız bir hikaye. Öyle ki karakterler sanki kanlı canlı hayattalarmış gibi, sanki bu karakterleri hep tanıyorduk, içimizdeydiler gibi.
Kitabı okuduktan sonra anlıyorsunuz ki, yabancıların Raskalnikov’u, Anna Karenina’sı, Gregor Samsa’sı, Oblomov’u, Robinson Crusoe’u varsa bizim de İnce Memed’imiz var.
Son olarak, Yaşar Kemal bir betimleme ustası. Öyle anlar oluyor ki, kokular burnunuza, sesler kulağınıza geliyor. Dokunulan yerlere sanki siz dokunuyorsunuz. Bu nasıl bir betimleme sanatıdır, şaşıyorsunuz.
Vee ilk kitabı
bitirdikten sonra hemen 2. kitaba doğru koşuyorsunuz
YALNIZIZ & KİTAP YORUMU
“Kendi kendimden nefretimin çirkinleştirdiği ve çevrelediği bir dünyada yalnızım.”
“Yalnızız” Peyami Safa’nın 1950 yılında kaleme aldığı Türk Edebiyatı’nın çok önemli eserlerinden birisi olup inanılmaz bir ruhsal tahlil kitabıdır diyebiliriz. Peyami Safa ile bu kadar geç tanışmak büyük bir kayıp, kendisi müthiş bir yetenek. Bu kitabı, Safa’nın
BEYAZ GEMİ & KİTAP YORUMU
“Balık olup gitmek isteyenlere”
Beyaz Gemi (1970), Cengiz Aytmatov’un; düşünce özgürlüğünün olmadığı bir dönemde Sovyet Rejimini eleştirdiği sembolik bir eseridir. “Beyaz” saflığı, “Gemi” ise umudu temsil etmektedir.
Fakirliğin, açlığın, sefaletin, totaliter rejimin baskısının açıkça gözler önüne serildiği bu hikaye, bozkırın ortasındaki bir
KURTLARLA KOŞAN KADINLAR & KİTAP YORUMU
“Zamanı geldiğinde zamanıdır. Hazır olmasanız bile, işleriniz bitmemiş olsa bile, bugün geminiz geliyor olsa bile.”
Ve evet, kurtlarla koşmanın zamanı gelmişti.
Bir kadın neden kurtlarla koşar?
-Kendi özüne, benliğine ve vahşi doğasına dönebilmek için.
Bahsettiğimiz vahşilik nedir peki? Vurmak, kırmak, saldırganlık, öngörülemezlik midir?
DİL SÖYLER KULAK DİNLER KALP SÖYLER KAİNÂT DİNLER & KİTAP YORUMU
“Küçük insanlar dengini, büyük insanlar kendini arar.”
Bu kitabın yorumu için bu alıntıyla başlamak pek doğru olur açıkçası.
Yunus Emre; hepimiz mutlaka en azından adını işittiği, Anadolu’nun büyük şairi, düşünürü, gezgini ve gizemi. O’nun insanlara en çok öğütlediği şey ise “kendini bilmek”. Çünkü insan dünyaya ancak kendini tanımak, yaratıcısı tanımak, şahit olmak ve farkına varmak için gelmiştir.
Yunus Emre; var olmanın, hakikate ulaşmak için aklı kullanmanın, aşka düşüp hiçliğe karışmanın yollarını ortaya koyan çok değerli bir rehberdir. Ve O’nun anahtarı “sevgi”dir.
Taner Şanlıoğlu, bu kitapta aynı dönemlerde yaşamış olan Yunus Emre ve Dante’nin felsefelerini harmanlamış ve “insan neden var; bu dünyada neyi arıyoruz; mutluluk, acı, özlem, pişmanlık gibi beşeri duyguların sebebi nedir; nerden geldik ve nereye gidiyoruz; ölüm nedir ve neden vardır” gibi soruları hem bizlere soruyor hem de kendisi cevapları arıyor.
Genel itibariyle bu kitap; Yunus Emre’nin hayatı, bakış açısı ve felsefesi hakkında detaylı olmayarak verilen bilgilerle sadece Yunus Emre’yi okumaya başlangıç kitabı olabilir. Okuduktan sonra daha çok araştırmaya itebilen ve merak uyandıran felsefi-tasavvufi bir eserdi.
Yunus Emre - Dil Söyler Kulak Dinler Kalp Söyler Kâinat DinlerTaner Şanlıoğlu · Destek Yayınları · 20221,240 okunma
HAYVAN ÇİFTLİĞİ & KİTAP YORUMU
En çok okunan kitaplar arasında yer alan ve binlerce incelemesi olan Hayvan Çiftliği’nin yorumunu yapmaya nereden başlanır? Aslında direkt şöyle de diyebiliriz; bu kadar popüler ve klasik bir eser hakkında, cümlesi cümlesine analiz edilmiş, yazılmış, çizilmiş olması sebebiyle burada aynı şeyleri yazıp çizmeye gerek var mıdır?
Ben daha çok “Hayvan Çiftliği’ni neden okumalıyız?” sorusuna kendimce bir cevap vermek istiyorum.
Nietzsche diyor ki “umut kötülüklerin en büyüğüdür”. Kesinlikle katıldığım bir felsefe olmasıyla beraber, umut etmek insanların çaresizlikleri arasında sığındığı bir liman değil midir?
İşte Hayvan Çiftliği’nde de umut etmenin ve umudun sonunda yaşanılan hayal kırıklıklarının acı gerçeği gösteriliyor.
Kitap, fazlaca gönderme mesajları, siyasi ve yönetimsel gerçekleri içermesine rağmen akıcılığı bir o kadar etkileyici.
George Orwell bu eserde, güce sahip olanın o güç tarafından nasıl yozlaştırıldığını, eleştirilen şeylerin gün gelip de “güç” sayesinde nasıl da hayatın merkezine kuş gibi konduğunu çok güzel bir yolla ve inceden ortaya koyuyor.
Kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında olmalı.
RAHEL TANRIYLA HESAPLAŞIYOR & KİTAP YORUMU
Zweig’ın menkıbe türünde yazdığı bu kitapta 3 farklı hikaye anlatılıyor. İlk iki hikaye kutsal kitaplardan, son hikaye ise bir Hint efsanesinden esinlenerek yazılmış. Benim en çok beğendiğim üçüncü hikaye oldu.
İlk hikayede; Yakup’un karısı Rahel’in bir kadın için yaşanılabilecek en güç durumlarla karşılaşıp bunlarla nasıl başa çıkmaya çalıştığını, zorluklar karşısındakini sabrını görüyoruz.
İkinci hikayede; Nuh’un denizdeyken karaya gönderdiği üç güvercinin hikayesi anlatılıyor. İlk iki güvercin Nuh’a geri dönüyor. Fakat üçüncü güvercine ne olduğunu söylemeyeceğim. :)
Üçüncü hikayede ise; Virata adlı karakterin hayatı boyunca sorguladığı anlam arayışını aslında yanı başında bulma yolculuğunu görüyoruz. Virata’nın hikayesi o kadar güzel o kadar etkileyici ki insanın içine işliyor. Bir süre etkisinden çıkamayacağınız ve bazı dersler çıkaracağınız bir deneyime şahit oluyorsunuz.
Bir kitabın bu kadar ince olup bir o kadar da etkileyici olmasını çok başarılı buluyorum.
DENEMELER & KİTAP YORUMU
“Her insanda, insanlığın bütün halleri vardır.”
Denemeler..
Montaigne bu şaheseri, hayatının en zorlu, en acılı döneminde yazmaya başlıyor ve ölene dek yazıyor, üzerine hep yenilerini ekliyor. Kendisi; tüm sıkıntılara ve acılara rağmen hayatta tutunacak bir dal olduğuna inanan biri. Beni şaşırtan ise büyük acılar yaşayan birinin hayata bu kadar olumlu bakabilmesi. Ve öğütlediği şey: umutsuz olmamak.
“Denemeler” eseriyle Edebiyat’a deneme türünü kazandıran Montaigne’in hayat felsefesi “kendini tanımak”tır.
Bu kitabı insanlığa yazmaktan çok, kendi düşüncelerini aktarma ve kendi kendine sohbet etme amacıyla yazdığını söylüyor ve “kitabın özü benim” diyor. Montaigne her ne kadar böyle söylese de okuyan herkesin içinden kendine bir pay çıkarabileceği bir eserdir Denemeler.
Herkese hitap edecek ve sıkılmadan okunacak bir eser olmakla birlikte, insanı sorgulamaya iten, düşündüren, başucu kitabı olabilecek nitelikte bir eserdir.
Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
FARELER VE İNSANLAR & KİTAP YORUMU
Birbirine çok zıt iki dostun hikayesi; George ve Lennie.
George akıllı, ufak tefek bir adam. Lennie ise iri yarı, çok güçlü fakat akıl geriliğine sahip.
İki yoldaş, her yere birlikte seyahat ediyor, birlikte çalışıyor, birlikte hayal kuruyorlar.
George kendilerine sürekli yeni iş bulur fakat Lennie’nin farkında olmadan yaptığı hatalar yüzünden her seferinde zor durumda kalırlar. George, Lennie’ye sürekli kızıp hakaretler etse de ve yalnız yaşasaydı hayatının daha güzel olacağını düşünse de onu bir türlü bırakamaz.
George ve Lennie’nin dostluğu bitecek mi? Yoksa bu dostluk sonsuza dek sürecek mi?
Muhteşem bir akıcılığa sahip, aynı zamanda hikayede yer alan farklı karakterlerin yaşamlarını da anlatan Steinbeck’in kendisi de 1920’lerde evsiz gezici bir çiftlik işçisidir.
Fareler ve İnsanlar, karakterlerinin saldırgan ve bayağı dili sebebiyle sıkça sansüre hedef olmuş, bu yüzden de American Library Association tarafından 21. yüzyılın en fazla sorgulanan kitapları arasında gösterilmiş.
KIZIL VEBA & KİTAP YORUMU
Kurgu güzel, London sanırım geleceği görmüş. Bu kitabın konusuyla ilgili o kadar çok film izledim ki okurken de kendimi hala film seyrediyormuş gibi hissettim. Yer Yer yarım bıraktığım oldu, sürükleyici değil. Baş karakter biraz saçma geldi, torunları kaç yaşında bilmiyorum ama oradaki yaşayış biçimi ve yaşadığı karaktere göre fazla kibar ve düzgün bir hikaye anlatıyor ama aynı zamanda kendisi de vahşi gibi yaşıyor. Okumuş olmanın dışında bana bir şey kattığını düşünmüyorum.
Didem Madak..
Okuduğum her satır sanki kalbime kazındı, hani bir ağaç kovuğuna kazır ya sevgililer isimlerinin baş harflerini.. ruhum bir ağaç kovuğu, sayfalar çakısı, kelimeler ise kazıntı, boşlukları sızıntı.. öyle bir iz.
