Alper Korkmaz

Alper Korkmaz
@dreamlore
Benimle mutluluk anıları arasında bir uçurum var, yine benimle mutluluğun ta kendisi arasındaki uçurum kadar derin.
Öğretmen
Yüksek Lisans
İstanbul
6 September
5 reader point
Joined on July 2018
Minicik etki
“Keşif kolu görevlilerinden biri başını eğdi, bir tükürük fışkırıp aktı dudaklarından, öteki onu taklit etti. Balgamın kar ve tarih üzerindeki minicik etkilerini inceliyorlardı, ikisi de ufak tefek ve çevikti. Daha önce de Alman saflarını kaç kez geçmişler, orman yaratıkları gibi dehşet içinde, yalnız bulundukları ânı yaşayarak, beyinlerini kullanmayıp sinirleriyle düşünerek hayatta kalmışlardı.”
Reklam
Hayat bu!
“Billy, yattığı hendeğin dibinde karşılık vermedi, çünkü konuşmayı sürdürme isteği duymuyordu. Oysa kanlı et konusunda biraz bilgisi olduğunu söylemek geçiyordu neredeyse içinden. Hiç değilse çocukluğunun her günü güneşin doğuş ve batışında acıyı, iğrenç yaraları seyretmişti. Ilium'daki küçük odasının duvarın da çok korkunç bir haç vardı. Sanatçının isa' nın vücudu üzerindeki bütün yaraları gösterişin-deki ustalık karşısında bir askerî cerrah büyük hayranlık duyardı. Mızrak darbesi, dikenli çalıların bıraktığı yol, demir kancaların izi. Billy'nin isa'sı korkunç acılar içinde ölüyordu. Acıma uyandırıyordu. Hayat bu.”
Bir insan, yaşadığı şehrin en yüksek tepesine, canı en çok yandığı zaman mı çıkar?

Reader Follow Recommendations

See All
Ölüm Tohumu
Ölümüme doğru yol alıyorum. Bu sanki her sonbahar, özellikle her Eylül sonu oluyor gibi. İnsanın kendisini ölüme götüren şeylerin farkına varması o kadar kişisel ve insanın aklına o kadar ağır bir baskı uyguluyor ki, kelimeleri kağıda dökmek dayanılmaz bir acı veriyor. Herkes zihninin içinde ulaşabileceği, farkında olunması gereken kaçması imkânsız bir ölüm tohumu taşıyor...
3’ün 1’i
Bill sınırda, Allen tımarhanede, Huncke kodeste, Jack Denver’da ve Neal yolun sonunda. Yeniden bir kitap yazmaya başladım, dört sayfa oldu, başlığı: Üçün Biri
Sayfa 131 - 6.45Kitabı yarım bıraktı
Reklam
Mümkün
Birbirlerine benzer biçimde damgalanmış insan sürüsünün içinde münferit bir deli ya da aziz bulmak hâlâ mümkün.
Parantez
Grand Grave Hotel
Halbuki her birimiz zaten dokuzuncu kattan düşüyoruz. Kimimiz üç saniyede, kimimiz yüz senede. Bu kadar basit.
Sayfa 308 - İletişim, Hayati TehlikeKitabı okudu
Aşık Olunca
Aşık olunca hayatın anlamına yaklaştığımızı zannederek mantığın sınırlarından dışarı çıkarız. Mantıksız kafa, mesnetsiz umutlarla dolup taşar. En büyük sevinçler, 24 ayar yanılgılardan doğar.
Sayfa 277 - İletişim, Şebnem ŞibumiKitabı okudu
Babalar ve Oğulları
Bildiğim bir şey varsa, bir erkek, babasıyla nasıl konuşacağını ölünceye kadar öğrenemez. Hangisi ölünceye kadar? İşte onu bilmiyorum. Henüz.
Sayfa 160 - İletişim, Müntekim GıcırbeyKitabı okudu
“Kaderi duyumsamak”
Kader, hem zamana [tarihe ve an’a] ve mekâna [uzaya ve vücudumuza] yayılan; hem de bizzat bizim ruhumuza, nefsimize, zihnimize, gönlümüze, vicdanımıza, bilincimize yani varlığımızı teşkil eden yoğunluk bölgesine odaklanan gerilimin adıydı. İyi ile kötü, günah ile sevap, hela ile haram, doğru ile yanlış, ümit ile korku, ödül ile ceza, cennet ile cehennem arasındaydık. İnanmak, insanın en ince ve keskin ayrımları temsil eden sınırda hareket etmesi demekti. Buna mukabil, teslimiyette, iradenin forsunu aşan bir imkan vardı ki, onu ancak terbiyeden sonra gelen olgunluk sayesinde kavrayabildik... İnsan kendi samimiyetinin altını çizmeye kalkıştı mı, ister istemez üstünü de çiziyor.