"Harp bitti, maktuller harp meydanında yatıyor. Bütün çığlıkları, ızdırap ve kin çığlıkları sustu. Her beşeri kasırgayı takip eden sükut, bütün bu şeylerin ne kadar boş olduğunu ne iyi gösterir."
Başlarda oldukça büyük bir hevesle, ilgi çekici bularak başlayıp okuduğum kitapta sonlara doğru ne yazık ki hayal kırıklığı yaşamaktan geri duramadım. kitabın üzerimde tesirini üç bölüme ayrıracak olursam eğer, merak ve ilgi sonrasında ızdırap ve idrak ve buna ekseriya öfke ve şaşkınlık.
Birinci bölümde olaylar o kadar hızlı ilerliyor ki biran
Efsaneleri, doğa üstü olayları, mitolojik kahramanları ne bileyim çoğu bilim kurgu tarzı hikayeleri sevmem. Deli Kurt ise tüm bunlara rağmen benden on üzerinden dokuz puan almayı başardı. Evet ben ne kadar gerçekçi bir insansam da bu kitaptaki bir karakterin bazı olağanüstü hallerini sevdim. Hüseyin Nihal Atsız'ın kaleme aldığı bu eser bana
Anası tek başına söyledi:
-“Ölüm o kadar güç değildir. Unutulmak yamandır.”
Babası fısıldadı:
-“Asıl ölüm unutulmaktır.”
Amcası ilave etti:
-“Unutmak da ölmektir.”
İsa Beğ devam etti:
-“Hayat birkaç hâtıradır.”
Balâ Hatun bitirdi:
-“Hayat ölümün başlangıcıdır.”