Dua, ubudiyetin ruhudur ve hâlis bir imanın neticesidir. Çünki dua eden adam, duası ile gösteriyor ki: Bütün kâinata hükmeden birisi var ki; en küçük işlerime ıttıla'ı var ve bilir, en uzak maksadlarımı yapabilir, benim her halimi görür, sesimi işitir. Öyle ise; bütün mevcudatın bütün seslerini işitiyor ki, benim sesimi de işitiyor. Bütün o şeyleri o yapıyor ki, en küçük işlerimi de ondan bekliyorum, ondan istiyorum. İşte duanın verdiği hâlis tevhidin genişliğine ve gösterdiği nur-u imanın halâvet ve safîliğine bak, قُلْ مَا يَعْبَؤُ۬ا بِكُمْ رَبّ۪ى لَوْلَا دُعَٓاؤُ۬كُمْ sırrını anla ve وَ قَالَ رَبُّكُمُ ادْعُون۪ٓى اَسْتَجِبْ لَكُمْ fermanını dinle. اَگَرْ نَه خَواه۪ى دَادْ ، نَه دَاد۪ى خَواهْ denildiği gibi: Eğer vermek istemeseydi, istemek vermezdi.
Sayfa 302
Mutarrif bin Abdullah'ın duası
Allah'ım beni rezil etme! Elbette sen beni biliyorsun. Allah'ım bana azap etme! Elbette senin gücün bana yeter.
Sayfa 44
Reklam
FATİH SULTAN MEHMET HAN KONUŞUYOR Beşyüz yıl önce bana kılıcımın hediyesi olan bu ülkenin semâlarında, bugün nail olduğum "ba'sü ba'de'l-mevt" sırriyle etrafıma bakıyorum. İstanbul, asırların değiştirdiği bir şehir. Evlâdım taşra mülkünün vârını ona harcamışlar. Onun şimdiki binalarının ihtişamı yanında Topkapı sarayımız,
Elbette o Zât-ı Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm, dua neticesi olarak öyle bir makam ve mertebededir ki, bütün ukûl toplansa bir akıl olsalar, o makamın hakikatını tamamıyla ihata edemezler.
Sayfa 300
"Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) bir duâya başlayacağında, önce "Sübhâne Rabbiye'l-Aliyyi'l A'lel-Vehhâb" demeden önce duâsına başladığını hiç işitmiş değilim." *Mânâsı: Ey Yüceler Yücesi Rabbim! Seni takdîs ve tenzîh ederim. Sen, her türlü eksiklikten uzaksın ve sen en çok bağışlayansın. Ebû Süleyman Daranî (radıyallahu anha) diyor ki: "Allah'tan bir şey isteyecek olan kimse önce salât ve selâm getirsin, sonra dileğini ve ihtiyacını istesin ve sonunda yine salât ve selâm getirerek duâsını bitirsin. Çünkü Yüce Allah iki salâvât arasındaki bir duâyı kabul eder. Zira iki salâvât arasında kalan bir duânın kabul edilmemesi, Yüce Allah'ın şanına yaraşmaz." Rasûlullah'tan gelen bir haberde şöyle buyurulmuştur: "Yüce Allah'tan bir dilekte bulunduğunuzda, önce salâvât-ı şerîfle başlayın. Çünkü Yüce Allah, kendisinden iki şey istendiğinde bunlardan birini kabul edince diğerini reddetmemek hususunda daha keremlidir."
Terakkiyat-ı beşeriyenin kısm-ı a'zamı ve keşfiyatları, bir nevi dua neticesidir.
Sayfa 300
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.