Ikicilik (Dualizm)..Onsuz yüksek nitelikli edebiyat gelişemez. Onunlaysa mutlu,iyi bir yaşam kesinlikle mümkün değildir. Küçücük bir sözcük oysa kocaman bir yalan. Dinci ikiciler sonsuz derinliklerden kendi uydurdukları ruhları çağirırlar.İkici olmayan kişiyse sonsuz derinlikleri kendi ruhuna çağırır.
Söylencesel düalizm varoluş çemberinin dışına çıkmaz. Mana'nın içten içe hüküm sürdüğü dünyadan, hatta Yunan ve Hint söylencelerinden çıkış yoktur. Her şey ebediyen aynı kalır. Her doğumun bedeli ölümle, her mutluluğun bedeli de mutsuzlukla ödenir. Tanrılar ve insanlar kendilerine biçilmiş vade bitmeden, yazgının kör gidişatını değiştirmeye çabalasalar da, eninde sonunda varoluşa yenilirler.
Reklam
Tevhid ihtiyacı, sadece “dünyalı” olmayan insanın çok kısa müddet indirildiği şu dünyada, yaşadığı düalizm parçalanmışlığı sebebiyle geldiği mutlak “Bir”lik alemine müteveccih hissettiği iştiyaktır.
Sayfa 238 - Muhit kitapKitabı okudu
"Sınırlı küçük topluluklara özgü felsefi bakış açısındaki benzerliğe dikkat çektik. Bu bir metafizik düalizm formu olarak betimlenebilir. Çünkü onun biri iyi diğeri kötü olan iki insanlık türü doktrini ve bazı insanların kötülüğünün kozmik kötülük güçleriyle birleştirilmesi, tarihçilerin tartıştığı, düalist denilen dinlerin bazılarıyla temelde benzerlik taşır. "
Sayfa 196 - İthaki Yayınları, Çeviren: Yavuz AloganKitabı okudu
Türkiye yönetimi ve eğitimi kaçınılmaz olarak batılılaşıyordu. Modernleşme eğitime yansıdıkça medrese çevresi ve ilmiye sınıfı bunun dışında kalıyor, devlet ve toplum hayatındaki eski egemen rolünü kaybetmeye başlıyordu. İran’ın modernleşmesi ile Osmanlı modernleşmesi arasındaki en önemli fark budur. İran’da adeta ruhban sınıfı diyecegimiz din adamları modern eğitimi de alarak yerlerini muhafaza edebilmişlerdi.19. yüzyıl bir kültürel düalizm asrıdır. Bu hukuk ve idare alanında da böyledir. İşte bu sancılı durumdur ki, önce Jön Türkleri, sonra Cumhuriyetçileri başarılı bir biçimde radikal çözümler aramaya sevk etmiştir.
Sayfa 30 - TimaşKitabı okuyor
Hekaton savaşları öncesi Avrupa ve Amerika
İnsanlığın bilinçdışının derinliklerinde yatan asıl sorun, düalizm üzerine kurulmuş maddiyat karanlığından, parçalanmışlığından kurtulma arayışıdır ve aydınlanma bu hedefe ulaşma demektir.
Sayfa 173
Reklam
Zerdüşt
Zerdüştlüğün kurucusu İranlı peygamber Zerdüşt, iyilik ile kötülüğün güçleri arasında sonsuz bir mücadelenin olduğu fikrine dayanan bir düalizm kavramının yanı sıra monoteizmi -tek Tanrı'ya tapmayı- savundu. Öğretileri, ortaya çıkan Yahudilik dinini ve Herakleitos ile Pisagor aracılığıyla da Batı felsefesini etkilemiş olabilir. Geleneksel anlatılar onun II.Kiros ve I.Darius'un neredeyse çağdaşı olduğunu söyler ve tarihlerini de MÖ 628-551 olarak verir ancak bazı âlimler Zerdüşt gatha'ların dilini -Zerdüşt tarafından yazıldığı söylenen on yedi ilahi- Rig Veda MÖ 1.700 yılı kadar erken bir tarihte yaşamış olabileceğini iddia eder. Tek bir Tanrı'nın, Ahura Mazda'nın her şeyin yaratıcısı olduğunu öğretmiştir. Ama en baştan beri kötülük iyiliğe karşı çıkmak için çıkmıştır. Tanrı yarattığı ruhlara özgür irade vermişti.
Sayfa 264 - Kronik KitapKitabı okudu
MEAL/TEFSİR YORUMSAMA HERMENÖTİK
Platon hakikati geçmişe, Hegel ise geleceğe yerleştirerek, uzlaşmaz bir düalizm yaratırlar.
Bu üç teorinin (düalizm, materyalizm ve ide­alizm) zıtlığı, felsefe tarihini bugüne kadar meşgul et­miştir.
Descartes dualizm olarak bildiğimiz ikinci görüşün kurucularındandı ve ruhla bedenin ayrı şeyler olduğuna ve ikisinin birbiriyle beyindeki epifiz bezi aracılığıyla iletişim kurduğuna inanıyordu
478 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.