Duygu

Yine de zaman geçiyordu; insanları hiç düşünmeden, dünyada gidip geliyor, güzel şeyleri solduruyor; ve henüz adı bile konmamış yeni doğmuş bebekler de dahil olmak üzere hiç kimse onun elinden kurtulamıyordu.
Reklam
İnsanların her zaman birbirlerinden uzakta olduklarını fark etti, birisi acı çektiğinde, acısı sadece kendisine ait oluyor, hiç kimse o acıyı birazcık olsun dindiremiyordu; bir insan acı çektiğinde, duydukları sevgi ne denli büyük olursa olsun, diğerlerinin bu yüzden acı çekmediklerini ve yaşamdaki yalnızlığı işte bu durumun oluşturduğunu fark etti.
Demek ki, periler bile, sıradan çocuklardan kaçıp yalnızca varlıklı kişilerle ilgileniyorlardı, oysa o varlıklı kişiler, perilere bakmıyorlardı bile, ipek yatak perdelerinin ardında, aldırışsız uyuyorlardı.

Reader Follow Recommendations

See All
İnsan, böylelikle, umut dolu, kendi yoluna gider durur; günler uzun ve sakindir, güneş yukarıda gökyüzünde parlamakta ve akşam bastığında üzülerek yok olmaya yüz tutmaktadır.
Tabiatından ya da bahtından gelen bir tek kusurla damgalandı mı insan başka değerleriyle bir melek olsa, bir insanın olabileceği kadar büyük olsa, yalnız o kusurundan ötürü düşer insanların gözünden.
Reklam
Herkese kulağını ver, sesini verme. Herkese akıl danış, kendi aklını sakla.
Birinin ruhu yavaşça yanıyormuşçasına hazin bir şarkı perde perde yükseliyor, yüreklere hüzün salıyordu.
Yapayalnızlığın, tek başına kalmışlığın sonsuz acılar veren karanlık duygularıyla doluvermişti birden yüreği.
Hiçbir eksiği bulunmasın diye bakacak olursak, dünyada kaç tane iyi insan kalır dersin?
Hem her şey insanın kendi elinde, hem de insan yalnızca korkaklığı yüzünden ne fırsatlar kaçırıyor...
Reklam
Kendinden geçmek, her şeyi unutmak, sonra uyanıp yeni bir yaşama başlamak istiyordu şu anda.
“Anlıyor musunuz, anlıyor musunuz sayın bayım, bir insanın artık gidebileceği hiçbir yerinin olmaması ne demektir, anlıyor musunuz? Çünkü her insanın gidebileceği hiç değilse bir yerin olması gerekmez mi?..”
İnsan bekliyor, bekliyor, bekliyordu, düşünüyor, düşünüyor, düşünüyordu, şakakları ağrımaya başlayana kadar düşünüyordu. Hiçbir şey olmuyordu. İnsan yalnız kalıyordu. Yalnız. Yalnız.
Hem her şey insanın kendi elinde, hem de insan yalnızca korkaklığı yüzünden ne fırsatlar kaçırıyor...
Kayalara çarpan dalgalar gibidir konuşmaları. Sabah akşam uğuldasalar da kimse duymaz onları.
156 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.