Rezzan hayatı çocuk oyuncağı mı sanıyordu? Nedim Bey'le evlemediği için senelerce kız durmuş, bütün talepleri reddetmişken nihayet bin güçlükle seçtiği Şems Bey'le de işte henüz bir sene olmadan ayrılmak istiyordu. Kendisi bu düğün için Şems Bey'e beş yüz lira vermişti. Diğer düğün masrafları da bin liradan fazlaydı. Rezzan'ın çocukça bir keyfi için bütün masraflar heba mı olacaktı? Şems Bey'i niçin istemiyordu? Sarhoş muydu, çapkın mıydı, onu dövmüş, sövmüş müydü? Hayır. Zevkine, keyfine uymuyor diye kocasını bırakıp kaçmak maskaralık olurdu.
Vay Anasını.....
Sultan 1.İbrahim Henüz iki buçuk yaşında olan kızı Fatma Sultanı bir vezirle evlendirerek şatafatlı bir düğün yapacaktı. 1645'te, elli yaşında olan Yusuf Paşa ile evlenmesi uygun görüldü.
Reklam
"Bir kocadan nefret etmek da onu sevmek de zaman alırdı. Zeba bunu diğer kadınlarla yaptığı sohbetlerden biliyordu. Duygu dediğimiz olay ne düğün gecesinde ne de sonraki gecelerde kendini gösterirdi. Adını ister nefret ister saygıyla anlasın, bir kadının kocasına olan hisleri birlikte geçirdikleri yıllara göre şekillenirdi. Hazırlanan binlerce yemekten, dünyaya getirilen birkaç çocuktan, sevilen birini kaybetmekten, ayrı geçen birkaç geceden ve mevsimler gibi bir sıcak bir soğuk olan ruh hallerinden sonra ilişkinin rengi belli oluyor. Evlilik âdeta bir spordu, hem aşk hem de nefret açısından. Kalp ise skoru tutardı. Ay ışığında omuzları saran kocasının kolları...Kızlarının başından öpmesi...Zorlu bir günün ardından çamaşırlarına sinen ter ve demir kokusu...Tatillerde annesinin elinin öpme şekli...Bunlar sevgi göstergesiydi."
Fakat birinin yüreğinden kopan çığlık diğerinde karşılık buluyordu, çünkü onların acıları akrabaydı.
Gökyüzü okumaları
Bulutlar çok tuhaf bugün.. Hava açık ama bulutlar bir tarafa kümelenmiş.. Gökyüzü Düğün halayı gibi, bulutlar dizilmiş arkasında Gelin Ay ha çıktı ha çıkacak.. Işık hüzmeleri nasıl da parıldıyor bulutların arasından.. Anneannem derdi ki,"- Gecelerin de bir hakkı var kızım." Uyumak da gerek. Çok da düşünmeyin.. dolunaylar doğsun karanlıklarınıza..
Yani evliliklerin temeli çarşı pazar yüzünden, daha en baştan sağlam atılamıyor. Evin içi döşenirken, gençlerin gönlü boşalıyor. Maddiyata karşı muhabbet feda ediliyor. Düğün alışverişleri kız ve erkek aileleri tarafından ego savaşlarına dönüşüyor. Buna gençlerin kendi istekleri de eklenince çok fazla tatsızlık yaşanıyor. Bu yüzden, evlenecek olanların uyanık olması gerekiyor.
Sayfa 39
Reklam
"Çok Mutluyum!" düğün salonu mu? Yoksa "Gıybet" düğün salonu mu?
Gıybet düğün salonu. Sahte bileziği acaba kim taktı?
"Bir şey unutmuşum gibi geliyor." Gidenlere hep öyle gelir, bir şey unutmuşlar gibi. Oysa zaten bir şey unutmak için gider insan. Giderken bir şey unutmak sorun değil, insan çok daha büyük bir şeyi unutmak için gider. Geride kalanların ne anlamı olabilir ki?
Sayfa 187Kitabı okudu
“Kanaatimce birçoğu düğün hazırlıklarını hoş bir oyalanma olarak görüyor.” “Neden kaçmak için bir oyalanma?” “Hayatlarımızdan,” dedi kuru kuru. Sonra omuz silkti. “Ya da olmamasından.”
Sayfa 12 - serilda ve manfred
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.