Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ama biz alınganlıklarımızı inceltmekte de çok başarılıyız. Kendimizi bunun için de iğneyle kuyu kazarak, acılarımızı ele vermemeye çalışarak eğittik. Alınganlıklarımızı kimselerin ulaşamayacağı aşamalara vardırırken, kırgınlıklarımızı da, onları örtbas eden takılmalara dönüştürme becerisini kazandık.
96 syf.
9/10 puan verdi
Kanatları Ölü Açıklığında
Deli Bal'dan sonra okuyunca ister istemez bir karşılaştırmaya giriştim Kanatları Ölü Açıklığında'yı. Ve kesinlikle daha çok sevdim içindeki öyküleri. Yazarın 2.kitabı olmasından mütevellit Deli Bal'dan daha yetkin bir dil kullanmış gibi geldi bana. Ve öykülerin birçoğu daha içimizden konulardan seçilmişti ilk kitabına oranla. Bu durum, daha çok hoşuma gitmesini sağladı öykülerin. Kıskançlıklar, çocuk olmak, eylemler, unutmak, Diyarbakır anneleri, İstanbul'un gözdelerinden Yılanlı Yalı, asker kaçakları, evsizler, çocuk gelinler gibi birçok konu... Hayalle gerçeğin girift anlatımında buluşmuştu. Çok severek okudum birçok öyküyü. En sevdiğim öyküler; "Düğün Gecesi", "İbrahim Dağı", "Saklambaç", "Kemikler" ve "Yılanlı Yalı Söylencesi" oldu. Gerçekten çok çok severek okuduğum öykülerdi her biri. "Kasap Havası", "Turunç" ve "Ten Rengi" öyküleri ise okumasam da olurmuş diye düşündürttü. Artık Pelin Buzluk kalemiyle iyi ki tanıştım dediğim ve yazdıklarını takip edeceğim yazarlardan biri.
Kanatları Ölü Açıklığında
Kanatları Ölü AçıklığındaPelin Buzluk · Can Yayınları · 2012103 okunma
Reklam
Yaşamamışların koydukları kurallarla her şeyi nasıl genelleyiveriyoruz.
280 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap hunlarin genel tarihi ile başlıyor. Hunlar göçebe bir millet olduğu için yazılı kaynak cok az olunca yazar o dönemdeki hunlar hakkında yazı yazan yazarları tarafsiz bir sekilde karşılaştırarak yazmış. Cengizhan kitabındaki gibi hikaye gibi ilerlemiyor. Karsilasrltirmali ve sorgulamalı ilerliyor. Avrupalilar; hunlari çocukların etlerini yiyen, kadınların kanını icen barbarlar olarak nitelendirerek Atilla için şeytanın yeryüzündeki sureti, "tanrının kırbacı" olarak ifade ediyorlar. Atilla göçebe, barbar olarak görünsede, tüm yazarlar tarafından dönemin en büyük askeri ve politik dehası olarak görünmektedir. Özellikle "bol yönet strateji sayesinde romayi doğu ve batı olarak ayrı kalmasını sağlamış birbirlerinin birleşmesine firsat vermeden rahatça yönetmistir. Bu politikası günümüz güçlü devletleri tarafından aynen uygulanmaktadır. Düğün gecesi çok için Atilla iç kanamadan ölmüş, yerine geçen oğlu savaşta öldürülünce hun imparatorluğu tarihe karışmıştır.
Attila Hun İmparatoru
Attila Hun İmparatoruIan Hughes · Kronik Kitap · 202236 okunma
"Yaram hep usul usul kanıyor. Beni o ısıtıyor."
Sayfa 330
Reklam
"Kibir küçüklüktür. Ahlaklı insan kendini olduğundan fazla görmeyendir."
Sayfa 309
"Memleketin temeline dinamit koyan öz oğlun da olsa gözünü kırpmayacaksın!"
Sayfa 306
"Ey güzel Türkiyem! Sen nelere kadirsin!.."
Sayfa 305
"Güven bir kez gitti mi, kolay kolay geri gelmez."
Sayfa 285
Reklam
"Yalnızlığı göğüslemek herkesin kolay başarabileceği bir iş değildir."
Sayfa 283
"İnsanlar çalışsın çabalasınlar da, önce adam olsunlar bakalım. Kıskançlıklarından, onun bunun alın teriyle kazandığı her şeye göz dikmekten vazgeçsinler."
Sayfa 254
Nicedir hüzün ve acı ne denli büyük olursa, o denli çok gülünüyor
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ne olursan ol gel
Tasavvufun esası, insanın kendini (aczini, zavallılığını) tanımasıdır. Tasavvuf, sırf Allah sevgisi, yüce [ulvi] aşk esası üzerine kurulmuştur. Buna da ancak, Muhammed aleyhisselama uymakla kavuşulabilir. Kur’an-ı kerimde beyan buyurulduğu gibi, Allahü teâlâ, insanın kalbine tecelli eder. Fakat, bu tecelli yalnız Allahü teâlânın sıfatlarının tecellisidir. Akıl ile alakası yoktur. Tasavvuf ehli, Allahü teâlânın tecellisini kalbinde duyar. Onun için tasavvuf ehline ölüm bir felaket değil, güzel ve tatlı bir şeydir. Tasavvuf ehlinden Mevlana Celaleddin-i Rumi, ölüme, Şeb-i arus = Düğün gecesi adını vermiştir. Tasavvufta, keder ve ümitsizlik yoktur. Yalnız sevgi ve tecelliler vardır. Hazret-i Mevlana, (Gel, gel, her kim olursan ol gel, müşrik, mecusi, puta tapan da olsan gel! Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir. Tevbeni yüz defa bozmuş olsan da, gel) diyor.
Tasavvufun Esasları Adabul Müridin
Tasavvufun Esasları Adabul MüridinAbdülkadir Geylani · Bahar Yayınları · 20169 okunma
Haklılık ya da özgürlük diye tek, bütün zamanlar için geçerli bir şey yoktur
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.