"Dün yaşayanlar bugün olanları bilemezler ama bugün yaşayanlar dün olanları bilirler ve yarın, bugünkiler 'dünküler' gibi olacaklardır..."
Akdeniz'i aşan göçmenlere aynı zalimlikle davranmaya hazır olanlar bunlardır. Yeni kazazedelerden hayatta kalanlar, karaya ayak basıp geri püskürtülmeyenler, ezeli sömürülme eziyetini, hoşgörüsüzlüğü,ırkçılığı , derisi dolayısıyla nefreti, kuşkuyu, ahlâki aşağılanmayı kendilerini bekler bulacaklar. Önceden söndürülmüş olan ve söndürülmüş oldugunun anılarını yitirmiş olan sömürecek. Hor görülmüş olan ve bunu unutmuş gibi yapan kendi aşağılama şeklini bileyecek. Dün aşağılanmış olan, bugün daha fazla kinle aşağılayacak . Gerçekten, gerçekten söylüyorum size, kimi mutlu olma yolları var ki onlar sadece nefret edilesi yollardır.
Sayfa 278Kitabı okuyor
Ancak bir insan, içtenlikle ve dürüst bir biçimde, "Bugün böyle olmamın nedeni dün yaptığım seçimlerdir," demedikçe, "Başka yol seçiyorum," da diyemez.
Sayfa 97Kitabı okuyor
Geleceği bilmek için önce şimdiyi tüm ayrıntılarıyla bilmek gerekir, ayrıca geçmişi de bilmek gerekir. Dün olan neyse, bugün olan odur. Ve eğer bugün dün gibiyse, yarın da bugün gibi olacaktır. Eğer yarının farklı olmasını istiyorsanız, bugünü farklı kılmalısınız.
Sayfa 157Kitabı okuyor
franz kafka,dönüşüm üzerine ve övgüler
Dönüşüm Modern dünya edebiyatında çok tartışılan, çok yorumlanan ve edebiyat akımlarına yerleştirilmesi zor eserler bırakan Franz Kafka, 3 Temmuz 1883'te Almanca konuşan Çek asıllı Yahudi bir tüccar ailenin oğlu olarak Prag'da doğdu. Kafka'nın babası, yoksul koşullardan zengin bir tüccar durumuna yükselmiştir. Annesi ise varlıklı,
ANNEYİ ÖLDÜRMEK SURETİYLE KARISINA DERS VERMEK
Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları.
Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu.
Bir araya geldiklerinde şimşekler
Dün ne düşündüysen bugün osun.
Bugün ne düşünüyorsan yarın tam olarak o olacaksın.
Sadece tek bir sorun var.
O da ne istediğini bilmiyor oluşun.
Ruh sadece özgürlük ister, deli gömleği değil.
Gömleğinden kurtul ve yola koyul.
Hakikat sadece kendinden sorumludur
senin ne anladığından değil.
Hakikat açıklamalarla da ilgilenmez.
Ona ulaşmanın tek yolu eyleme geçmektir.
Gereken şey yola çıkmaktır.
Gereken yaşamaktır.
Ve unutmadan:
İmkânsıza ulaşmanın tek yolu
onun yokluğuna inanmaktır.
Hayat dediğin nedir ki
2 3 günden ibaret
Dün ilkokul öğrencisiydim
Bugün çalışmaktan zaman bulamayan bir memur
Yarında emekli maaşıyla geçinmeye çalışacak olan bir ihtiyar
Bilirim sevgilim
Bize dair yaşanacak zamanlar yok artık bu sokaklarda!
Öyleyse neden,
Acımasız düşman gibi durmadan saplayışın hançeri ruhuma !
Unutmak isterken daha bir aralanıyor Kapıları aklımın senle dolu odaların!
Ve bin hatıra daha...
Kaç metre kareye sığar yalnızlığım bilmem.
Yüreğime koca bir mazi sığdırmışken ben…
Bir yanip bir sönen deniz feneri, Aydınlatırken sisli gecede korumak için Kayaları döven hırçın dalgaların azabindan Gelip geçecek olan gemileri!
Ben,
Eskimiş bir iskelenin ucunda
Hiç gelmeyecek olan: beklemekteyim! Her gün yeniden
Her gece aynı sisli ayın altında
Hiç dınmeyen hüznümle
Deniz feneriyle bir başıma.
Öyle bir âlem ki bu;
Gidenin varamadığı
Varanın dönemediği âlem-i misal!
Ve özlemek,
En büyüğüdür acıların...
Ülkenin yarısı Aziz Stefan'ındı,öteki yarısı da 120 derebeyi senyörün ve Katolik Kilisesi'nin mülküydü.Katolik Alman rahipleri,öteki dünyada bütün zenginliklere sahip olabilmek için ,bu dünyada acı çekmek ve dua etmek gerektiğini ve öteki dünya nimetlerinin bu zahmetlere değer olduğunu bize anlatma işini üzerlerine aldılar,beylerimizde onları destekliyorlar,seviyorlardı.
Sayfa 12Kitabı okuyor
Dün olsun diye dualar edip adaklar adadığım ama bugün olmadı diye şükrettiğim öyle şeyler var ki… Tamda o zaman anlatıyorsun ki huzur ve mutluluk yarınlar için debelenip hırslanmadan sadece gayret edip takdiri Yaradan’a bırakmakta…