"Gül bahçesine gelmiştik. Bugünün melikesi olduğu anlaşılan güzel Fanny inat ederek çiçekli bir dalı bizzat koparmak istedi, bir diken kendisini yaraladı ve koyu güllerden geliyormuş gibi, ince elinin üzerine al kanlar belirdi. Bu hadise bütün misafirleri harekete geçirdi. İngiliz rakısı arandı, yanımızda bizimle beraber gelen, fakat benim o ana kadar fark etmemiş olduğum sessiz, zayıf sıska, uzunca boylu, yaşlıca bir adam elini hemen eski usul gri tafta ceketinin vücuduna yapışık olan yan cebine soktu, oradan küçük bir cüzdan çıkardı, açtı ve kibar bir referans yaparak genç kadına istediği yakıyı uzattı. Kadın bunu, verene dikkat etmeden ve teşekkürsüz aldı. Yara sarıldı ve tepeye tırmanmaya devam edildi. Bunun arka tarafından, parkın yeşil labirenti üzerinden, uçsuz bucaksız okyanusa açılan manzara seyredilmek isteniyordu."
Sayfa 14 - Dekalog Yayınları