Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
384 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
1943 yılının Şubat ayı yer:İstanbul Dünya 1. Cihan harbi ile sarsılıyor. Bu durum içerisinde 25 Şubat Sabahı ,içinde Alman generalleri ve 4 vagon eşyayı taşıyan tren Sirkeci Garına giriş yapıyor.Tren Talat Paşa'yı getiriyor öldürüldüğü Berlin'den ..Vatanın bir evladını vatanına teslim etmek için geliyor, acaba öyle mi ? Alman generaller Ayasofya'yı ziyarete geliyorlar ve o esnada Ayasofya'dan Bir çığlık yükseliyor .Minareden bir papaz atılıyor ve olaylar zinciri başlıyor .. bir papaz ,bir imam. İkisi de öldürüldü .. Kim ya da kimler tarafından ? Sultanahmet karakolunun gözü pek polisleri Atilla ve Mesut olayların peşine düşüyor.. Genç papaz Mikail Harmanlis ve annesi Despina .. Yaşlı imam Muhlis Zafer ve sakat kızı Seher.. Onların onların yardım isteyen bakışları Atilla ve Mesut komiserleri olayların üstüne gitmeye itiyor ancak onlara engel olan birçok kişi var .Başta Haşim ve Tevfik .. Ve olayların göbeğinde bir Simone.. Tüccar mı ?İngiliz mi ?Karay Türkümü ?Yahudi mi ?ve neden her olayın içinde? Türkler, Almanlar, İngilizler ve Ruslar ..Bu devletlerin arasında dönen bir takım oyunlar... Heyecanla okuyacağınız ,soluk soluğa bir roman ..En kısa zamanda yazarın diğer kitaplarını da okumak istiyorum... https://1000kitap.com/kitap/kitap--43587
Melih Esen Cengiz
Melih Esen Cengiz
Ayasofya'da Bir Çığlık
Ayasofya'da Bir ÇığlıkMelih Esen Cengiz · Altın Kitaplar · 20252 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Kendi penceremizden baktığımız gibi değildir hayat. Farklı tecrübeler edinir farklı düşünürüz, düşleriz. Yazarın da dediği gibi en zor olan tecrübenin aktarılması... Bazen önemsiz gördüğümüz nesneler bu karmaşık koşullar içinde yaşamımızda daha netlik kazanabiliyor. Yanından bakmadan geçtiğimiz bir mavi sandalye, ahengini önemsemediğimiz bir kemençe ya da eski bir fötr şapka gibi... Değerli
Bahtiyar Gül
Bahtiyar Gül
hocam da nesneler üzerinden birbirinden güzel öyküler ele almıştır. Akıcı dili sayesinde okuru kendine çekiyor. Başlarda aynı kültürden ele almasından yakınıyordum ancak öykülerin ortak bir paydada buluştuğuna şahit olunca bir kültürden ilerlemesinin daha yerinde olduğu kanaatine vardım. Karakterlerin halktan seçilmesi kitabı okunur kılmıştır. Böylece kendimizden birer parça bulup eserle bütünleşebiliyoruz. Bir eseri okunur kılan yanı da bu değil midir, kendimizden parça bulmak. Eser beni böylece çocukluğuma götürdü. Bir insanın içinde neler saklı olduğunu bilemeyiz. Onu tanısak bile iç dünyasında ne fırtınalar kopuyor anlayamayız ya sadece yanından geçip gideriz ya da önemsemiş gibi yaparız. Ancak o, kendi iç dünyasında önemsenmediğini görmeden daha mutludur. Kaybolan hayallerin, kurduğumuz yeni bir dünya ile yeniden hayat bulması dileğimle...
Fötr Şapkalı Mezar
Fötr Şapkalı MezarBahtiyar Gül · Şule Yayınları · 202314 okunma
Reklam
600 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
44 günde okudu
Küçükken oyununu görmüştüm. Kötü bilgisayarımda kasarak açılabiliyordu. Lakin oyunun başlarında sıkılmış ve içime bir daraltı gelmişti. Oyunun atmosferi çok ciddi duruyordu. O yaşlarda korku oyunları bitirmiş olan ben bile oyunun bu atmosferine katlanamayıp başlarda bırakmıştım. Seneler sonrasında abim kitabını aldı ve eve getirdi. İlk bakışmamız
Metro 2033
Metro 2033Dmitry Glukhovsky · Panama Yayıncılık · 20152,137 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
Japonya'nın en tanınmış ve en saygı duyulan yazarlarından biri olan, Üç Köşeli Dünya, Gönül ve Ardından gibi eserlerin yazarı Natsume Soseki'nin Joyce ve Beckett'in eserlerini andıran kitabı Madenci insanın muğlak doğası üzerine absürdist bir roman. İntiharın eşiğinde, varlıklı bir genç adam doğup büyüdüğü Tokyo'yu terk ederek yollara düşer. Bir bakır madenine işçi arandığını öğrenince orada çalışmayı kabul eder. O güne kadar içinde yaşadığına hiç benzemeyen bir dünyaya adım atan genç adam hem insan ruhunun hem de madenin derinliklerine doğru sıradışı bir yolculuk yapacaktır.
Madenci
MadenciNatsume Soseki · İthaki Yayınları · 20231,053 okunma
188 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Okuyucu, Bernard Schlink 188 sayfa, İletişim Yayınları “Bir daha yitirmekten acı duyacak kadar sevmeyecektim hiç kimseyi.” On beş yaşındaki lise öğrencisi Michael ile otuz altı yaşındaki Hanna arasında tutkulu bir aşk başlar. Hanna kendisine kitaplar okunmasından çok hoşlanır ve Michael’dan kendisine kitaplar okumasını ister. Zamanla
Okuyucu
OkuyucuBernhard Schlink · İletişim Yayıncılık · 20143,226 okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Geçtiğimiz günlerde çıkan Baron Begge. İlk bagge diyordum, sonra telaffuzu geliştirdim. Alexander Lernet-Holenia, ilk kez duydum, gördüm. Lernet-Holenia da anasının babasının soyadıymış. Kitaplarda baron, şövalye, İngiltere, at, kasvetli hava gibi bir şey gördüğüm zaman, ayrı bir ilgi duyarım. Yine kitap satın almama kararı almış olduğum bir gün, gidip kitabı satın alıp eve getirdim. Bu kitap bir novella. Novella ne, roman gibi ama roman değil, uzun öykü gibi ama o da değil, ikisinin arasında bir yer. Arkasındaki yazıda gördüğüm Stefan Zweig bahsi, kitabın havası hakkında bir fikir oluşturdu açıkçası. Nasıl başlıyor, nasıl gidiyor. Üç bölüme ayrılmış durumda. İlk bölüm
Stefan Zweig
Stefan Zweig
ile
Alexander Lernet-Holenia
Alexander Lernet-Holenia
mektuplaşmasını, birbirlerine karşı övgülerini okuyoruz. Oldukça kibar ve dostane bir konuşma geçiyor aralarında. İkinci bölüm Baron Begge, birinci dünya savaşı sırasında orduda süvari subayı olarak görev yapan Avusturyalı bir karakterin, mistik bir atmosferde yaşadığı deneyimi anlatıyor. Bir köprüye saldırıp, Ruslarla karşılaşacaklarını beklerken başlarına esrarengiz bir olay geliyor. Üçüncü bölüm yazarın otobiyografisi, ben biraz sıkılıp hızlı geçtim. Baron Begge içinde yaşanan olaydaki o gerilimli hava, anlatımın verdiği merak duygusu, betimlemeler benim için çok iyidi. Sonuç olarak beğendim, öneririm.
Baron Begge
Baron BeggeAlexander Lernet-Holenia · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202417 okunma
Reklam
512 syf.
10/10 puan verdi
Silmarillerin Tarihi Türkçesi
Fantastik edebiyatın zirve eserlerindendir.Tolkien bu kitapta Orta Dünya evreninin temellerini atmıştır.Elf dilini Fince den esinlenmiştir.Ayrıca Eru Iluvatar ın yarattığı yarı tanrılar vardır.Manwe Ulmo Tulkas gibi.Onun dışında Elfler nasıl yaratıldı.Çektikleri çileler, Melkor ve Sauron gibi kötü karakterlerin temel hikayeleri vardır.
J. R. R. Tolkien
J. R. R. Tolkien
Silmarillion
Silmarillion
Silmarillion
SilmarillionJ. R. R. Tolkien · İthaki Yayınları · 20225,3bin okunma
·
Puan vermedi
Değişirsek değişir
"İlkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya, üzerinde yaşamaya değer... Ne olursa olsun" Sahi nolursa olsun bu dünya yaşanmaya değer mi? Evet bence değer. Ama gerçek manada yaşamak. Bir yerlerde kaybolup gitmek ya da kendimizi bir yerlere kapatmak yaşamaya değmez bu yaşamak değildir. Baharı karşılayıp doğayı duymak, hissetmektir yaşamak. Allah'a gitmektir, insanların içine karismaktır... İçimizdeki şeytan dediğimiz şey ne şeytan bir şeyi bir kere söyler onu yapıp yapmaman bize kalır ama biz onun söylediğine kitlenirsek bu sefer nefis bunu tekrarlamaya başlar ve bir bakarız ki kaçtığımız şeyin içine düşmüşüz. Çok üzücü ama bir günah çok ileri gidilmedikçe yaşamak iyidir. Neden derseniz;çünkü daha büyük günahlardan kaçmamıza yardım edecektir. Tıpkı Ömer'in bulunduğu durum gibi küçük hatalarından kaçıp son noktayı gelmeseydi geleceğine farklı bakabilir miydi? Kendini bunca zaman istaf ettiğini idrak edebilir miydi? Zannetmem hep vazgeçeceğini söyleyip hep aynı noktaya geliyordu o son olay onun küçük günahlarının büyük mukafatı oldu. Son olarak şunu söyleyebilirim; Macide ve Ömer içlerinde ki sesi susturmayı değil de ortamı değiştirmeyi tercih etmiş olaydılar yine bir şeyler farklı olur muydu? İçimizdeki şeytan nefis her ne dersek biz nereye gidersek orada olacak ve biz değişmedikçe onlar da değişmeyecek. Kaçmak geride bırakmak değildir. Kaçmak sorunun büyümesini görmezden gelip içinde kaybolmaktır...
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172,2bin okunma
·
Puan vermedi
Puslu Kıtalar Atlası
Üzerine birkaç satır yazmadan geçemeyeceğim ve bende farklı bir tat bırakan romanlardan olduğunu söyleyebilirim. Yazarın post modern üslubu düstur edinmiş olması her bölümde farklı öykülerler başlayıp bir önceki bölümlere bağlamış olması bu tarz kitapları okumamış biri için biraz kafa karıştırıcı olabiliyor. Ama kitabı bitirdikten ya da yazarın
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,5bin okunma
95 syf.
·
Puan vermedi
1903'te Tahran'da doğan 1951'de hava gazını açarak intihar eden modern İran edebiyatının kurucularından Sâdık Hidayet'in bunalımlı ruh hâlinin izlerini,yazarın roman ve öykülerinde rastlamak mümkün.Yazar özellikler 2. Dünya Savaşı sonrası bunalıma girmiş ve ülkesinde yaşanan sıkıntılar onu daha da bunalıma sokmuştur.Hidâyet toplumla örtüşemeyen karakterleriyle bir bakıma şahsının toplumsal uzağında kalıbını irdeleyerek kaybolmuş kimliğine cevaplar bulmaya çalışır. İran yöneticileriyle sorun yaşayınca Hindistan'a gider kitabı da orada yazar bu kitabın İran da satışı ve yayımı yasaktır. Kör Baykuş kitabında da yazarın öz yaşam öyküsünden izleme rastlamanız mümkün.
Kör Baykuş
Kör Baykuş
İdil Ege
İdil Ege
Sadık Hidayet
Sadık Hidayet
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,4bin okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.