Bugün
kırk sekizinde
yaşlı bir adam gibi
Görünsem de
Ruhum ,
Pendik'te o soğukta ,
etrafındaki alaycı bakış
ve gülüşmelere rağmen
mavi çizgili pijaması ile
Sahilde deli gibi koşuşturan
On yaşında ki çocuk gibi !
bugüne kadar,keşke yapmasaydım
dediğim tek şey buydu!
Artık değil barıştık o çocukla!
Çünkü bana bu dünya için yaşam enerjisi veren
O'nun deliliğiymiş anladım.
Derda Yuşa
Huzur romanını İKİNCİ KEZ okudum.(ilk okuduğumda yirmili yaşlarda idim şimdi ise otuz yaşındayım),Kitabı henüz bitirmeme rağmen belki size garip gelecek ama ÜÇÜNCÜ KEZ okuma isteği uyandı.Çünkü HUZUR kitabı çok derin ve onu anlamak için keşke romanlara teknik analiz yazacak kadar usta bir EDEBİYATÇI olsaydım diye düşündüm.Şimdi ise EDEBİYATÇI
Klasikler bize tarih, kültür, gelenekler ve farklı edebi stiller hakkında çok şey öğretebilir. Fakat bu kitaptan, klasiklerin de bazen berbat olabileceğini öğrendim. Şimdi, adil olmak gerekirse, kitabın 1764'te yazıldığını ve ilk Gotik roman olarak kabul edildiğini belirtmek gerekir. Bu iki şeyi vurgular: Birincisi, 18. yüzyılda basılmış en
Gelelim Mustafa'nın Deniz'ini kaybettiği denizden gelen bebeğe... Türkiye'nin içinden çıkamadığ göçmen meselesine esaslı bir dokunuş yapmışsınız. Televizyonlardan kıyaya vuran bebekleri, insanları gördük. Adına ne dersek diyelim, Aylan, Samir, Hamid... Suriyeli, Afganlı, Pakistanlı.. İnsanlığın her anlamda can çekiştiği bir