Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Özetle: Günümüz dünyasında, dışarıdan-göç (immigration) bir nebze kontrol edilebiliyorsa da, göç (migration) biz ne yaparsak yapalım kendi yolunu buluyor. Bu süreç, uzun süre daha devam edecek, insanlık durumunun bugün geçirdiği daha geniş ve muhtemelen şimdiye kadarki en büyük dönüşümle beraber. İnsanlık durumunun yirminci yüzyıldan yirmi birinci yüzyıla girerken gösterdiği gizli ve açık trendlerin ve bunların öngörülebilir sonuçlarının en iyi toplumsal analizlerini yapan Ulrich Beck'in de söylediği gibi, bugünkü büyük sorun, bizim halihazırda neredeyse kozmopolit olan acı durumumuz ile kozmopolit bir farkındalığa, kafa yapısına ya da tavra sahip olmayışımız arasındaki yaman çelişki. En rahatsızlık verici ikilemlerimiz, en sıkıntılı tasa ve endişelerimiz bu çelişkiden kaynaklanıyor. "Kozmopolit acı durum"la Beck'in kastettiği, insanlığın dünya çapındaki gelişmiş maddi ve manevi karşılıklı bağımlılığı; buna başka yerde küreselleşme de deniyor. Bu acı durum ile bizim onun şimdiye kadar hiç görülmemiş taleplerine uyum sağlama kapasitemiz arasında ise, gitgide açılan, kapatılması güç bir mesafe var. Halihazırda ulaşılmış karşılıklı bağımlılığın, bölgesel özerklik ve egemenliğin gitgide yok oluşunun ortaya çıkardığı sıkıntıları çözebilmek için (ki zaten imkânsız bir görev!) elimizde sadece geçmişte üretilmiş, ancak özerklik, bağımsızlık ve egemenlik şartlarında işe yarayacak kavramlar var.
Sayfa 36 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Bir izah ki kitaba denk
O zaman dinin mantığına eğilerek meseleyi biraz derinden ele alalım. Din, nizam (düstur ve durum) ile intizam (ilişki ve süreç) olarak iki ana kısma ayrılır. Nizam olarak “şeriat, millet ve din” kelimelerine “zât haysiyetiyle aynı, itibar haysiyetiyle farklı” denir. Allah'ın emrine, Allah'ın buyurması itibariyle şeriat, peygamberin bildirmesi itibariyle millet, kulların uyması itibariyle din denir. İntizam olarak din de "ticaret, ziraat ve sefer” olarak üçe ayrılır. Din, Rab/ Kul ilişkisi bakımından ticaret, Dünya/Kul ilişkisi, beşerî ihtiyaçları karşılama işlevi bakımından ziraat (Dünya, ahiretin tarlasıdır), Dünya/Ahiret ilişkisi bakımından sefer demektir. Dünyadan ahirete, mebdeden meada uzanan bir sefer olarak din, peygamberin izinden (eser) gitmek demektir. “(Sâmirî de) dedi ki: Onların görmediklerini ben gördüm. O yüzden peygamberin izinden bir avuç (toprak) alıp onu attım. Bunu bana nefsim öylece hoş göstermiş oldu” (Tâhâ, 20/96) âyetinde olduğu gibi. Bu bakımdan dinde eser=hadis, peygamberin ayak izi olarak ilim, sünnet ise peygamberin ayak izinin kalıbı olarak amel mânâsına gelir. Bu mânâda sünnet, suret ile siret olarak iki kısımdan oluşur; suret sireti o da vuslatı belirler. Demek ki sakalı, sardığı, cübbesiyle Seyyid'ül-Âlemîn 'aleyhi's-salâtü ve's-selâmın suretinde olmayan onun siretinde olamaz onun gibi düşünemez, duyamaz onun siretinde olmayan ise maksadına ulaşamaz.
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
Evrimi sürekli rayından çıkaran bilim putcuları yüzünden!
Peki, özünde basitlik olan doğal seçilim mekanizmasıyla ilgili niçin çok sayıda tartışma vardır? 20. Yüzyılın önde gelen evrimci biyologlarından E . Mayr şunu sormaktan kendini alamıyor: "Darwin'in en orijinal ve en önemli yeni kavramı, doğal seçilimdir. Neden sadece filozoflar değil, biyologlar bile bu kurama bu kadar uzun süre düşman
Çivi yazısını ilk kez M.Ö. 3000'lerde Sümer rahipleri tapınaklarda depolanan ve buradan çekilen malların kaydedilmesinde kullandılar.Yazının doğuşunun altında bir ekonomik mesele, borç-alacak ya da alışveriş olayı bulunmaktadır.
Sayfa 36
Acaba insanın ekonomi için değil, ekonominin insan için çalışacağı bir süreç başlayacak mıdır ?
Acıyı gelip geçici bir süreç olarak görmemeyi öğreneli yıllar oldu! Belki de sırf bu yüzden, Dünya denen üstü açık bir tımarhanenin en karanlık hücresine kilitledim kendimi.
Reklam
Acaba insanın ekonomi için değil, ekonominin insan için çalışacağı bir süreç başlayacak mıdır?
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.