"Bat dünya, bat!"
İnsanların kararsız, tutarsız halleri şiddetle dikkatimi çekiyor, onların hokkabaz gibi bir durumdan başka bir duruma geçiverişlerinden dehşetli etkileniyordum. İnsanlara duyduğum canlı ilgiyi, sevgiyi yavaş yavaş yok eden bu anlaşılmaz geçişler, beni artık bıktırmış, şaşırtmaz olmuştu.
Sayfa 382
Ağaç ağaçtır, bulut buluttur, yağmur yağmurdur. Fakat içimizdeki dünya, yalnız Valery'nin gördüğü gibi şuur halleri olarak değil, bütün ruh muhtevaları olarak hiç bir ânı ötekine benzemeyen bir akış halinde sayısız temâyül, tercih, intiba, red, kabul, sevgi, antipati, heyecan, gizli kompleks, fikir, düğüm, küme ve zincirlemeleriyle doludur. Dışarımızdaki dünya ile münasebetimiz bir süje-obje münasebeti olduğu halde içimizdeki dünya ile münasebetimiz süjenin süje ile, ben'imizin kendi kendisiyle münasebetidir. Burada objenin idrâk muhtevaları içimizin tepkileriyle karışmaktadır. Bundan ötürüdür ki, şuur dilinde objeleri ifade eden kelimeler bir mânâya geldiği halde -ağaç ağaçtır, bulut buluttur, yağmur yağmurdur-, şiir dilinde kelimeler en az iki mânâya gelirler. Bir adam bize içinin bulutlu olduğunu ve gözlerinden yağmur boşanacağını söylerse, hem gökteki bulutu ve yağmur hazırlığını tasavvur ettirmiş, hem de bunların delâletiyle ruhunun kasvetini ve ağlamağa istidadını ifade etmiş olur. Tıpkı rüyada olduğu gibi, birçok duygularımız, şuura vekillerini gönderirler. Bunlar sembollerdir. Rüyada yılan, bir düşman karşısındaki korkumuzu ifade ettiği gibi şiirde de ışık neşemizin tercümanı olabilir. Bunlar kolay ve beylik sembollerdir. Oysaki bunların yıpranmış etiketler hâlinde belirli heyecanları değil, herkese göre farklı ruh muhtevâlarını temsil etmesi gerçek şiirin tabiatına uygundur. Çünkü şiirin, ruh dibine bağlı dinamik imkânı bütün varlığını belirsizliğine borçludur.
Reklam
İnsan ve Toplum Evren içinde kendisini en az tanıyan canlı insandır. İnsanın kendisi dışında her konuda bilgili olmaya çalışmasının ve yetkin görünmeye çabalamasının bilinçaltında insanın kendisini çok iyi tanımaması yatar. Doğanın en gelişmiş canlısı olma şansını yakalamış olmasına rağmen insan, sürekli bir inceleme ve gözlem konusu olmaya
Dünya buradan örnek alsaydı, herkes boyun eğerdi zamana.Ne savaş çıkardı ne kıtlık olurdu ne de türlü düşmanlıklar. Çünkü herkes, hayatta kalmak için diğerine muhtaç olduğunu bilirdi,yok ettikçe aslında yok olduğunu bilirdi .Tek gerçek servetinin zaman olduğunu bilirdi.
Sayfa 147 - Çınar yayınKitabı okuyor
Bütün dünya bu köyden ibaret olsaymış keşke, her şey o kadar dengeli ki ! Acılar, sevinçlere ağır basmıyor.
Yeni bir yetenek geliştirmiştiler. Sıkıntıları üst üste koyarak kendilerine onlardan kalkan oluşturuyor üst üste koyarak kalelerini yükseltiyorlardı. Durumu da kimseye çaktırmadıklarını düşünüyor normal halleri gibi yansıtıyorlar, buna da şükür diyorlardı. Oysa dost görünümlü cebi delik düşmanları kalenin neden sağlam olduğunu öğrenmişti. Bunu bilerek rahat hareket ediyorlardı. Bunun farkına varanlar onların dünya umurlarında olmadığı için değil ahiret umurlarında olduğu için böyle olduklarını bilerek dünyalık alanda istediği gibi cirit atıyorlardı!
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.