Hz. Peygamber (s.a.v) daima tefekkür ederdi. Sevinçleri az, hüzünleri çoktu. Başkalarının gönüllerini hoş etmek için, ancak tebessümle gülerdi. Resûlullah (s.a.v)'ın kalbi hep mahzun ve meşguldü. Eğer sahabe-i kiram ve dünya meşguliyeti olmasaydı, evinden dışarı adım atmaz ve hiçbir kimseyle de oturmazdı.
gerçekten de kalbin gıdası ilim ve hikmettir. O bunlarla hayat bulur. Bu sebeple, Hasta yemeksiz, susuz ve ilaçsız kalırsa öldüğü gibi, kalb de ilim ve hikmetsiz kalırsa ölür." Evet, gerçekten de kalbin gıdası ilim ve hikmettir. O bunlarla hayat bulur. Bu sebeple, ilimsiz kalan kalb önce hastalanır, bu hal devam ederse o zaman da ölür. Ancak, sahibi onun ölümünü hissetmez. Çünkü dünya sevgisi ve meşguliyeti narkoz gibi onun manevî duyarlılığını bozup iptal etmiştir. Kendisi ölüp bu narkozun tesirinden kurtulunca kalbinin ölmüş olduğunu görür ve bundan dolayı büyük bir elem duyar. Fakat artık iş işten geçmiştir. İnsanlar bu dünyada uykuda oldukları için hakikî kayıplarını bilmezler. Ölmek suretiyle bu uykudan uyanınca tatlı ve acı bütün gerçeklerle karşılaşırlar.
Reklam
Dış görünüşleriyle ne yapıyor görünürlerse görünsünler, içlerinin derin özlemi ve meşguliyeti sebebiyle daima dalgın ve düşünceliler...
Feth el-Mevsilî yanındakilere, "Yemesi içmesi engellenen hasta ölmez mi?" diye sorduğunda, "Tabii ki ölür" demişler; bunun üzerine Feth, "İşte kalp de bunun gibidir; üç gün hikmet ve ilimden mahrum bırakılsa ölüverir" demişti. Doğru da söylemiştir; çünkü kalbin besini ilim ve hikmettir. Bedenin beslenmesi yemeğe bağlı olduğu gibi kalbin yaşaması da ilim ve hikmete bağlıdır. İlimden yoksun kalanın kalbi hastadır ve ölmesi kaçınılmazdır; fakat o insan durumun farkında değildir. Çünkü yaşanan bir korku hâlinin baskısı nasıl o an için -aslında bir gerçek olduğu halde- yaranın ağrısını hissettirmezse, bunun gibi dünya tutkusu ve meşguliyeti de kalbin duyarlılığını köreltir.
5. Ölü Ve Diri Gıdalar
Şikago'da bir hastanede, 16 yaşlarında bir erkek çocuğu, birinci dünya savaşı öncesi, kalçada kemik veremi rahatsızlığından yatmaktadır. Birkaç defa ameliyat olduğu halde yaraları kapanmayan bu gencin durumunun iyiye gitmediği, yapacak başka bir şeyleri olmadığını, hastane yetkilileri, bir üniversite öğretim üyesi olan babasına anlatırlar.
Bir başka meşguliyeti de aynı şekilde özgürleşmek olarak adlandırdığı kendi kendini eğitmekti.
Reklam
113 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.