Charlotte Brontë
Viktorya Dönemi deyince aklınıza gelecek ilk eserlerden biri elbetteki Jane Eyre.
"Viktorya Dönemi'nde kadının yeri nasıldır?" diye bir soru sorsam elbetteki "Kadının yeri yine toplum tarafından aşağılanmıştır." diye bir yanıt alırım. Dönemin yöneticisi olan Viktorya bir kadın olarak Ingiltere'nin en parlak dönemini yaşatmasına rağmen döneminin kadınları oldukça zorlu süreçlerden geçmişlerdir. Viktorya'dan sonra soylu kadınlar bir nebze rahat yaşam yaşıyor gibi görünse de onlar dahi sadece eve hapsolmuş şekilde özgürlüğüne kavuşamayan durumdalar. "Angel in the house" yani "Evdeki Melek" olarak adlandırılan kadınlar erkeklerin yaptığı hiçbir işi yapamazlar. Kadınlar yalnızca evde ev hanımı olmak zorundalar. Eşlerine itaat etmek zorundalar.
Dönemi analiz ettikten sonra eserin bu duruma karşı bir tutum içerdiğini anlatmak zor olmasa gerek. Orta ve alt sınıf kadınlarının hatta soylu kadınların bile bu kafes hayatını yaşarken Jane karakteri ile kadın haklarını savunan bir eser okumak bir kadın olan bana inanılmaz güç veriyor. Charlotte Brontë bu eseriyle toplum analizi yapıyor anlayacağınız. Kadının yerinin yani sıra, sınıf ayrımı ve dini baskıyı bizlere sunuyor. Her ne kadar eser aşk kitabı gibi görünse de bu temalar eserin her satırında işleniyor.
Klasik eser seviyorsanız mutlaka okuyun derim.
Sevgi ve kitapla kalın!
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202131,6bin okunma