Ebu'l A'la Mevdudi şüphesiz ülkemiz ve dünya Müslümanları üzerinde son kırk yılda en etkili olmuş şahsiyetlerden birisidir. Hayatı, duruşu, eserleri, politik ve güncel meselelere bakışı ile Müslümanların düşünce dünyalarında yeni ufuklar açmış, eserleri ile düşünce dünyamıza ışık tutmuştur. Onun bir ilim adamı, müçtehit bakışı ile irdelediği eserleri Kur'an'ın kavram çerçevesini daha iyi anlamamıza sebep olmuş, özgün bakış açısı, hukuki alandaki liyakati ve inandığı doğrular üzerine ölümü dahi göze olarak yaşadığı hayatı ile yaşadığı çağdan bugünümüze dek tarihe damgasını vurmuştur. Mevdudi, ortaya koyduğu eserleri ile vahyin gelenek ve rivayet dininin içerisinde kendini açıklayamaz bir noktaya geldiğini ortaya koymuş, vahiy ve sünnet temeli üzerinde gerçekçi, yenilikçi ve yaşanılabilir bir din anlayışı inşa etmeye çalışmıştır. Aynı zamanda Batı'nın emperyalist, tahakkümcü ve sömürgeci zihniyetine de karşı çıkmış, siyasal kavramların hem Doğu'da hem de Batı'da olmak üzere dünyanın her yerinde araçsal bir çerçevede kullanıldığını söyleyerek yapılan zulümlere dikkat çekmiştir.
Arthur schopenhauer, Hegel, Descartes, Kant , ve Platon gibi isimlerden etkilenmiş, bakış açısıyla düşünce tarihine yön vermiş bir filozof aynı zamanda Nietzsche nin akıl hocasıdır.
Onu diğerlerinden farklı kılan yegane özelliği aslında mutluluğun varolmadığını ve arzuladığımız her şeyin kavuştuğumuzda yerini mutluluğa değil hayal kırıklığına bırakıp yeni isteklere yön vereceğini savunduğundan insanın bu dünyadaki varlığını anlamlı kılabilmesi ve mutsuzluğunu azaltabilmesi için feragat etmeyi ve erdemi yaşamın ve felsefenin merkezine koymasıdır.
Mutlu Olma Sanatı
Karamsarlığı ile bilinmesine rağmen savunduğu görüşleri, altında yatan derin anlamları gün yüzüne çıkarıldığında sıradan insanın karanlık yaşamını aydınlatarak zincilerinden kurtarıp üst insana dönüşümünü destekler.
Schopenhauer felsefesi ile bir kez karşılaşınca onun derin düşünceleri bir şekilde değerlerimize, düşünce dünyamıza, bizi bugüne getiren inançlarımıza işleyerek geri dönülmez bir değişim yaratıyor.
Profil duvarında pazara çıkan bir tezgahtar gibi hepimizin yazıları.
Tezgahımızda sergilediğimiz her inceleme, her alıntı, her ileti tezgahımızın önünde geçenlerin beğenisine sunulmuş bir ürün aslında
Kimisi bakıp geçiyor, kimi fiyat soruyor, kimi ürüne uzaktan gizli bir bakış atıyor, kimi mıncıklıyor, kimi de pazarda kendine bir fiyat belirlemek için geliyor.
Yine de bu kaotik pazarın içinde hepimiz günün sonunda tezgahımızı toplarken, kazanımla iç dünyamıza dönüp, gösterilen o teveccüh ile rahatlayıp, keyifli bir ruh hali devşirme peşindeyiz...
Buluşlar, keşifler yalnız özgür insanlara vergidir, yalnız onlar yaratabilir biz modern insanların hayatını yaşanmaya değer hale getiren düşünce eserlerini.
Bilinçli düşüncemizin, davranışımız ve inançlarımız üzerindeki etkisinin, geleneğin güçlü etkisi yanında, ne denli güçsüz olduğunu binde bir fark ederiz.
Nice insanların her gün ardına düştükleri mal mülk edinme, kolay başarı kazanma, süslü püslü yaşama, tâ çocukluğumdan beri tiksinti uyandırmıştır bende.
Zorbalığa dayanan otokratik bir düzen, bence, kısa zamanda bozulur. Çünkü, zorbalık ruhça aşağılık insanları çeker ve dâhi zorbaların yerine haydutların geçmesi şaşmaz bir yasadır bence.
İnsanlığın çarklarında, bana gerçekten önemli görünen devlet değil, yaratıcı ve duygun insanteki kişiliğidir. Soylu ve yüce olanı yaratan odur. Çoğunluksa düşüncede budalalığa, duygularda şaşkınlığa düşebilir.