Roma'da mizojini, bir noktada Eski Yunan'dakinden cok belirgin çizgilerle ayrılıyor. Eski Yunan mizojinisi, kadınlanın özgür olurlarsa yapabileceklerinden duyulan korkuya dayanıyordu. Fakat bilindiği kadarıyla, Eski Yunan'da kadınlar erkeklere isyanetmişlerse, bu sadece onlarn özel dünyasıyla ilgiliydi ve ancak Yunan anlam dünyası
Simon de Beauvoir'in Tertullian'ı The Second Sex (Öteki Cins) adlı kitabında alıntı olarak kullanmasından bu yana çok tanınan yazılarının birinde, kadınla şeytan arasındaki ilişkiyi de şöyle dile getirmektedir: Bu dünyada Tanrı'nın seni cezalandıran özdeyişi henüz yaşıyor. Öyleyse senin suçun da henüz yaşıyor olmalı. Şeytanın girişine izin veren sendin, o ağacın mühürünü kıran da sen. Tanrının yasasına önce sırtını dönen de sendin, şeytanın yaklaşamadığı kimseleri ayartan da sen. Tanrının kopyası olan erkeği sen kolayca yere yıktın. Senin kabahatin yüzünden Tanrının oğlu ölmek zorunda kaldı ve sen hâlâ deri eteğinin üstünde süsler taşıyorsun.
Reklam
296 syf.
8/10 puan verdi
Kütüphanemde olmasını istediğim ve okumayı ertelediğim kitaplardan biriydi. Sindire sindire görece daha müsait olduğum bir zaman diliminde okumayı tercih ettim, doğru karar vermişim. Bu kitabı okumaya başladığımda bir kadın olarak, hayatımın hatırlamaya başladığım yıllarından itibaren neler yaşamışım, nelerle karşılaşmışım düşüncesi hakimdi
Mizojini - Dünyanın En Eski Önyargısı
Mizojini - Dünyanın En Eski ÖnyargısıJack Holland · İmge Yayınları · 2019305 okunma
Jack Holland, Mizojini: Dünyanın En Eski Önyargısı - Kadından Nefretin Evrensel Tarihi kitabında, kadın düşmanlığının izini iyi sürer, tarih boyunca kadınların yaşadığı kıyıcı şiddeti canlı örnekleriyle aktarır. Holland, dünya herkes için baş döndürücü biçimde değişirken, kadınlar söz konusu olduğunda değişime nasıl da direnildiğini; modern dönemde kadınların değişim için nasıl ayrıca mücadele etmek zorunda bırakıldıklarını gayet adaletli bir dille anlatır.
Bizler kadın olarak doğduk.. Erkeklerle mücadele için yaratılmadık!
Kadınların davranışlarını düzenleyen yasalar, Hesiodos'un mizojini mecazının toplumsal bir gerçeklik haline gelmesinin en açık ve en çarpıcı göstergesidir. Yasal olarak Atinalı bir kadın, bir çocuk gibi yaşamı boyunca bir erkeğin vesayetinde kalmıştı. Evini sadece bir nezaretçinin eşliğinde terk edebiliyordu. Çok ender olarak kocasıyla birlikte yemeğe davet ediliyor ve kendi evinde ayrı bir bölümde oturuyordu. Herhangi bir resmi eğitim görmemişti. Filozof Demokritos, "Bir kadın düşünmeyi öğrenmemeli çünkü bu kötü sonuçlar doğurur." uyarısı yapmıştı. Ergenlik çağına erişen genç kızlar hemen evlendiriliyorlardı, hem de çoğunlukla kendilerinden en az iki kat daha yaşlı erkeklerle. Büyük yaş farkı, yaşam deneyimlerinin azlığı ve eğitimlerindeki noksanlıklar, kadınların doğuştan gelen aşağılık duygularını güçlendiriyordu. Menander, bir komedisindeki kahramanına, evli erkekleri uyarmak için şu sözleri söyletir: "Karısına okuma-yazma öğreten koca, hiç de iyi bir şey yapmış olmaz; sadece bir yılanın zehirine zehir katmış olur."
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.