Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayvanlar Mahkemesi
Sabaha bir saat kalmış. Neredeyse gün ışıyacak. Elimde kalem, önümde kağıt, gözlerim kapanıyor, başım göğsüme düşüyor. Bir duman içinde kalıyorum. Sonra kendimi bir ormanda buluyorum. Bir kaç geyik: – İnsaaan, insaaaan…. Koşun kardeşler, burada bir insan var!.. diye bağırıyor. Ormanın içinden, her ağacın arkasından bir hayvan
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Reklam
KIDEMLİ VATANDAŞLAR
Romalı vatansever Marcus Porcius Cato seksen yaşında Yunan­ca öğrendi. Ünlü Alman-Amerikalı kontralto Madam Ernestine Schumann Heink müzikteki başarısının zirvesine büyükanne olduktan sonra ulaştı. Yunan düşünür Sokrat seksen yaşındayken müzik aletleri çalmayı öğrendi. Michelangelo en güzel tablolarını seksen yaşın­ da yaptı. Cios Siınonides
Sayfa 273 - Koridor Yayıncılık, 1.Baskı: İstanbul, 2009Kitabı okudu
Gözleri aşkın ve ayrılığın anayurduydu. Buğusunu gü- zel sözlerin emdiği uzun bir günbatımıydı ağzı. Bu yüzden bir sızıydı herkesin içinde. Başını kaldıran da eğen de aynı umutsuz uzaklıkta dururdu. Gülüşü, dağılmış orduları önce toparlar, sonra yeni bir yenilgiye sürerdi. Ben, kalbim ağzıma kadar büyümüş, köküne su yürüyen ağaç yaprakları gibi
Sayfa 100Kitabı okudu
Devora Dola 2004’te 102 yaşında öldüğünde “Dünyanın en yaşlı ana dili İbranice olan insanı” unvanını taşıyordu.”
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
Reklam
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
Günlerden bir gün ünlü bir bilim insanı astronomi konusunda halka açık bir ders vermekteymiş. Dünyanın güneşin etrafında nasıl döndüğünü, keze güneşin de galaksimizin, dev bir yıldız topluluğunun merkezi etrafında nasıl döndüğünü anlatmış. Dersin sonunda arka sıralardan yaşlı bir kadın ayağa kalkarak sözü almış: "Bize anlattığın her şey saçmalık. Dünya aslında dev bir kaplumbağanın sırtında duran bir düzlükten ibarettir." Bilim insanı biraz üstten alarak gülümseyip yanıt vermiş: "Peki, kaplumbağa neyin üzerinde duruyor?" "Sen çok zekisin, genç adam çok..." demiş yaşlı kadın. "En aşağıya kadar hep kaplumbağa var işte!"
Henüz dokuz yaşındayken kısa bir süre için benim yaşamına girdi.(...) onu en son gördüğümde hıçkırıklara boğulmuştu. İçini çekmek için duraksadığı anlarda kendini öldürmek istediğini söylüyordu.(...) Onun gözlerimin önündeki son imgesi,, hiçbir on bir yaşındaki çocukta olmaması gereken ıstıraptan solmuş yüzü ve göz altlarındaki koyu gölgeler kadar
Varlık AnlatıKitabı okudu
gözleri aşkın ve ayrılığın anayurduydu. buğusunu güzel sözlerin emdiği uzun bir günbatımıydı ağzı. bu yüzden bir sızıydı herkesin içinde. başını kaldıran da eğen de aynı umutsuz uzaklıkla dururdu. gülüşü, dağılmış orduları önce toparlar, sonra yeni bir yenilgiye sürerdi. ben, kalbim ağzıma kadar büyümüş, köküne su yürüyen ağaç yaprakları gibi
193 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.