Ebru Hacıalioğlu

244 syf.
6/10 puan verdi
Cinayet İşleri Başkanlığı
Cinayet İşleri BaşkanlığıAhmet Eren
6.8/10 · 17 okunma
Ebru Hacıalioğlu okurunun profil resmi
Selamlar. Çok sürükleyici değil açıkcası. Ara ara güzel tespitler var ama.
Reklam
496 syf.
·
Puan vermedi
Bu tür kitapları bir süredir incelemek için okuyorum, neden ve niye duyuyorum sağdan soldan diye. Bu kitapların herhangi bir edebi başarı olduğunu söylemek imkansız ki zaten edebi değil metin cümle bile beklemeden okumanız lazım. Ben bu şekilde yaklaşarak okuduğumdan şaşırmadım. Cümleler sürekli “mi” soru eki ile bitiyor, tekrar tekrar aynı
Pabucumun Ajanı 1
Pabucumun Ajanı 1Asude · Ephesus Yayınları · 20142,041 okunma
Ebru Hacıalioğlu okurunun profil resmi
Hızlı ve telefon üzerinden yazdığımdan yazım yanlışları ve anlatım bozuklukları olmuş. Yorumu okuyanlar kusura bakmasın lütfen...
166 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Okul yıllarımda en sevmediğim dersti tarih... Ne kadar önemli olduğunu anlamak ve okumaya başlamak için 30'lu yaşları beklemem gerekiyormuş ama. Tarih okumaya başladığımda daha da eskilere Homeros'a kadar gitmem gerektiğini gördüm. Oradan felsefeye, oradan mitolojiye derken iş sarpa sardı. O kadar çok şey vardı ki okunacak sıraya sokmak bile aylar sürebilirdi. Biraz oradan biraz buradan derken ilerleme başladı. Başladı ama dünya tarihinde değişen bir şey olmadığını görmek çok ilginçti. Hep derler tarih tekerrür eder diye de okuyunca anlıyor insan, bu derece mi ders çıkartmaz insanoğlu diye. Çıkarmıyor işte. Ne alakası var derseniz, hep entrika, hep cinayet, hep hırs, kıyıda köşede aşk, kullanılan ve atılan insanlar, herkesten saklanan gerçekler, göz boyamalar. Emre Kongar, bir sosyolog olarak bu konuyu güzelce deşmiş. Sultan Mehmet zamanındaki bir gizli oluşumun peşine düştüğü sandukanın macerası bu roman. Sandukayı ele geçirmeye çalışırken kaçırılan gerçeklerin kitabı. Kuvvetli bir metafor sanduka. Bir bilinmez, içinde ne var, belge, zehir, vs derken kopup giden gerçekler olduğunu görmek ironik. Kanımca tek sıkıntısı var kitabın o da dil. Her ne kadar Türkçe yazılmaya çalışılmış ise de eski Türkçe kelimeler hayli fazla kitapta. Molla Hayrettin ile Ebu Cafer'in Gazali özelinde materyalizm tartışması bu sebeple zor anlaşılır ama kısacık bir bölüm. Beklenmeyen ve keyifli bir Emre Kongar romanı diyebilirim rahatlıkla. Sn. Kongar'ın giriş kısmındaki açıklamalarından sonra "Beyaz Kale"yi aldım (kısa ama Orhan Pamuk diyeyim). Sonraki adım ise "Gülün Adı". İyi okumalar.
Hocaefendi'nin Sandukası
Hocaefendi'nin SandukasıEmre Kongar · Remzi Kitabevi · 2012188 okunma
Ebru Hacıalioğlu okurunun profil resmi
İşte o gerçekten zor ve zaman alıcı. Sanırım kendinize göre seçmelisiniz kitapları. Bir mitoloji kitabına başladığınızda mesela o sizi yönlendirecektir. Mesela İlyada ile başladığınızda hangi tanrı kimdir nedir kısmına takılıp onları öğrenme yoluna gidebilirsiniz. Bu böylece çorap söküğü gibi gider. İş başlamakta. Ben tarih iline yeniçerileri anlatan bir kitapla başlamıştım mesela. Oradan oraya atlayarak gidiyorum... sonu yok!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ebru Hacıalioğlu bir yorumu yanıtladı.
Tüm gece ki hissiyatım... (öfkenin yanında...) "Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, — demeğe de dilim varmıyor ama — kabahatın çoğu senin, canım kardeşim! " NAZIM HİKMET RAN
eskaza okurunun profil resmi
bu günde bütün şiirler seçim sonucunu hatırlatıyor :) kürt kardeşlerimiz neredeyse (duzeltiyorum) ağirlikli yasadiği 8 doğu ilimizde yeni anayasaya evet oyu fazla cikmasi dusundurucu sorgulanmasi gereken sosyolojik bir durum
8 önceki yanıtı göster
Ebru Hacıalioğlu okurunun profil resmi
Hemen bir açıklık getireyim ben alıntıma... "Dünyanın en tuhaf mahluku" şiiri, herhangi bir etnik kökene ithafen paylaşılmış değildir. Ben Artvin doğumluyum. Annem Samsun, babam Artivin doğumlu. Annemin babası Selanik göçmeni, annesi Laz. Babamın babası Batum göçmeni, annesi Çerkez. Yani ben Türkiyeyim. Artvinli olmam, mesela sizin Ankaralı, İstanbullu veya Parisli olmanız gibi tesadüftür ve bu beni ne daha üstün ne de daha az değersiz yapar. Sadece herhangi bir yerde doğmuş herhangi bir insanım. Konuyu Kürtlere, Türklere veya bilmem kimlere getirmek beyhudedir, yıllardır bu ülkede ve hatta din ve milliyetler çerçevesinde insanlık tarihinde sürekli okuduğumuz basmakalıp laflardır. Beyhudedir ama sistem bu şekilde ve hiç ama hiç özümseyemediğim bir biçimde işlemektedir. Bu ayrı konu... Dünyanın en tuhaf mahluku, kendine saygı duymayı bile beceremeyen insandır. Kendine saygı duymayan insan saygı görmek için her tür iyiliği (ki bu örnekler maalesef çok az) ve/veya her tür kötülüğü yapmaya muktedirdir. Ve biz bu coğrafyada hep kötülere denk geldik. Çünkü toprak, su, doğa vs yani yaşam için gerekli kaynaklar ve maden, petrol doğal gaz vs gibi para kaynakları da bolca var bu coğrafyada. Ve tuhaf mahluk gücü elinde tutabilmek için köşeye sıkıştığında akrep gibi kendini sokabilecek hırsa sahiptir. Bencildir, duygusuzdur vs vs yani insan vasıflarını taşımamaktadır. Konunun gece ile bağlantısı ne mi???? Hırsından gözü dönmüş birilerinin, hırsları uğruna, bu ülkede onlarca insan daha çocuk yaşta, mesela Berkin gibi, hayatının başında mesela Ali İsmail gibi, gözümüzün önünde öldürüldü veya ölmeye zorlandı; bolyozdu, ergenekondu gibi fasarya davalarda intihar edenleri düşünün. Neden yaşandı bunlar? Sur niye darmadağın edildi? Barış mitinginde yüzlerce insan neden katledildi? Daha sayalım mı? Canlı bombalar... Alevi değilim ama Alevilerin "eline, beline, diline sahip ol" düsturu uymaya çalıştığım düsturdur. Bu inandığım ilkeler yüzünden Hayır dedim ben. Ama ben bu değerlere inandığım için ter... olarak nitelendirildim en üst mercilerden... "Dünyanın en tuhaf mahluku" bana ve benim gibi düşünen tüm insanlara bu tanımlamaları yakıştıran herkestir. Demokrasi ve insan hakları özümsenmesi zor meselelerdir. Adalet bebek yaşta içimize işlenmesi gereken en önemli ilkedir. Hak yemeyecek, hak yedirmeyeceksin. Sadece benim olsun dersen olmaz... Benim seni anlamamı istiyorsan bir zahmet sen de beni anla... Yani..... Mesele Türk, Kürt, vs evet-hayır meselesi değil canım kardeşim.... İnsan olma meselesidir... Yine Nazım'ın dediği gibi; sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart değil... Ama SAYGI şart güzel kardeşim...
207 öğeden 6 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.