Ben okula gitmiyordum. Tanrı da pek ortalarda yoktu gündüzleri. Geceleri geliyordu, ölümü istiyordum Tanrı'dan. Ölünce, babalığım, donup kalıyordu. Ama ben her şeyi görüyordum ölünce. Duru, mutlu bir ölümdü bu. Yapılan haksızlığa daha iyi bir karşılık bulamıyordum.
"Aşk insanı hakiki aşka, hakiki sevgiye götürmeli. Bizler Allah'ın yarattığına, eserine aşık oluyoruz. Ama asıl aşık olunacak sevgili O... Alemlerin Rabbi... Ah onu hakkıyla bilsek, tanısak, O'na tam kul olsak ve mesajlarını anlayabilsek; o zaman sevgi de aşk da tutku da temizlenir, pak ve duru bir şekilde yaşanır."
Reklam
"Bugünün Türk çocuğu hemen hemen geçmişinden habersiz. Onun için de, mâzîsinin ihtişamlı varlığı ile bağlantı kuramıyor, oradan kendi yaşadığı zamâna kovasını daldırıp o berrak, o temiz ve o duru sudan bugüne bir şeyler aktaramıyor. Susuzluktan bayılsa da, harâretini teskin edecek bir yudum vereni yok."
212 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 11 days
Selçuk Baran’ın “Bozkır Çiçekleri” adlı eseri, Türkçe edebiyatının önemli yazarlarından biri olan Baran’ın, Anadolu’nun taşrasındaki yaşamı derinlemesine incelediği ve bu yaşamın tüm yönlerini hassas bir gözlemle yansıttığı romanıdır. Baran, bu eserde karakterlerin iç dünyalarını, toplumsal ve bireysel çatışmalarını, umutlarını ve hayal
Bozkır Çiçekleri
Bozkır ÇiçekleriSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2021837 okunma
İnsanın dile getirebildiği en temiz, en duru sözcük ”anne”, en güzel sesleniş ”anneciğim” dir.
Kasap ve Büyük Devletler
Vaktiyle, ufak bir kasabada bir kasap varmış. Öteki kasaplar işini elinden aldı diye öfkesinden deliye dönen bu kasap, ötekileri mahvetmeye karar vermiş, bunun için de bütün kasaba halkını et yemekten vazgeçirerek vejetaryen yapmış, ama sonunda, öteki kasaplarla birlikte kendisinin de top attığını hayretle görmüş. Bu adamın yaptığı delilik inanılır gibi değildir, ama aslında büyük devletlerin yaptığı deliliğin de bundan aşağı kalır yeri yoktur. Büyük devletlerin hepsi de dış ticaretin başka ulusları zenginleştirdiğini görmüşler ve hepsi de, dış ticareti baltalamak için gümrük tarifeleri koymuşlardır. Ama yine büyük devletlerin hepsi kendilerinin de öteki uluslar kadar zarara uğradıklarını görerek hayretler içinde kalmışlardır. Bunların hiçbiri ticaretin iki taraflı olduğunu ve kendi ulusuna satış yapan yabancı bir ulusun aynı zamanda kendi ulusundan doğrudan doğruya ya da dolayısıyla satın da aldığını hatırına getirmemiştir. Onların bunu hatırlamayışlarının nedeni, yabancı uluslara duyulan nefretin onları dış ticaret konusunda duru bi şekilde düşünebilme yeteneğinden yoksun bırakmasıdır.
Sayfa 66-67
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.