56 syf.
9/10 puan verdi
Aşk değil Saplantı..?!!
Kitabı bitirdikten sonra kütüphaneme kaldırırken, içindeki ayracın ne kadar gereksiz olduğunu düşündüm fakat bir yandan da ayraç koleksiyonuma bir yeni parçayı eklemenin mutluluğunu yaşıyorum. Gereksiz dedim çünkü ayracı kullanma ihtiyacı pek duymayacaksınız. Birkaç saatte bitebilecek derecede çerez, lâkin bitirmeden bırakmak istemeyeceğiniz kadar
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224.5k okunma
408 syf.
8/10 puan verdi
Her an “gerçekten ve gerçekte” yaşamanız niyetiyle.. Hayattan bi türlü zevk alamıyormuş gibi hissettiğim dönemlerdeyim, yapmak istediklerimi yapamıyormuş, hayatımda kopukluklar varmış gibi.. Boğazımda bir şeyler düğümleniyormuş gibi hissediyorum. Yutkunuyorum yutkunuyorum geçmiyor o his, Böyle hissettiğim bir dönemde başladım bu kitaba.. Çok
Seyir
SeyirPiraye · Mona Yayıncılık · 20219.7k okunma
Reklam
336 syf.
·
Not rated
·
Read in 18 hours
BİRLİKTE YAŞAR, BİRLİKTE ÖLÜRÜZ
Selamlar, ben Leyla. Tüm seriyi okuduktan sonra dönüp ilk kitaba yorum yazmak benim için çok zor çünkü Adrian Volkov’a hakkıyla sövememekten korkuyorum. Ama diğer kitaplardan arınarak elimden geleni yapacağım, merak etmeyin. Eskinin balelerini mutlu kadını Winter, şimdinin evsizi ve alkoliğidir. Kaldırımlar yatağı, damarlarında dolaşan alkol
Yalanın Yemini
Yalanın YeminiRina Kent · Ren Kitap · 2023778 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 14 hours
TOPLUMA “YABANCI”
Toplumun bize ezberlettiği, bizim de kendimizi ezberlemek zorunda hissettiğimiz toplumsal kurallar, normlar, kalıplar, baskılar hatta duygular bile vardır. Bir durum veya olayla karşılaştığımızda bu norm ve kalıplara uygun davranmalıyız, duygularımız bile belirlenen şekilde olmalıdır. Cenaze de ağlamamız, düğünde kahkahalar atmamız, ani durumlar
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111.6k okunma
104 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Kendi yalnızlığı ile başa çıkamayan biri yaşamla nasıl başa çıksın ki? T.Z. . Âdem Bey, altı yıl önce eşini yitirmiş, kızı ise yurt dışında biriyle evlenip ilişkisini kesmiştir. Bir okulda profesör olan Âdem, yalnızlığı öyle duyumsar ki elle tutulacaktır neredeyse. Yaşlılığın da vermiş olduğu çeşitli sayrılıklar nedeniyle iyice kendini salar. Ta ki bir gün deniz kıyısındaki İsa ile tanışana dek. . Biraz da olsa yalnızlığını alabilecek biri diye düşünür Âdem. Sonraki günlerde iletişimi ilerletirler. O da yalnızdır ancak İsa, elindekilerin tadını çıkarmaya odaklanmıştır Adem'in tersine. Bir bakıma bu iki zıt durum ikisini birbirine çeker. . Ara ara günlük de yazar ki doktoru iyi geleceğini söylemiştir. Bu çökkünlükten kurtulmak için bir yol vardır kendince ama yapmaya yüreği yetmez. O anda yaşama güdüsü ağır basar. . Âdem ile İsa bir gün yakınlardaki bir otele giderler. Orman içinde bir yerdir burası. Odasından çıkıp İsa'nın kapısına geldiğinde istemeden de olsa İsa'nın konuşmasını duyar. Sonra işin rengi değişir. Bu kez açıkça konuşurlar. İsa'dan istediğini bakalım İsa yapabilecek midir? . Bunalımlı yılların yükünü daha fazla çekmek istemez ikisi de. Kısa bir öz geçmiş aktarımından sonra tek çıkar yolu nasıl deneyeceklerini konuşurlar. Ama bu işin içinde ters giden başka bir gizem vardır. . Sonu ters köşe yapan bir yalnızlık dramı. Kısa novella türündeki betik, okurken bazı sorgulamaları da yapmanıza neden oluyor. Yalnızlığa bakış ile yalnızlığı yaşamak apayrı iki durumdur. Bakalım okurken sizdeki yansıması nasıl olacak. . Betikle esen kalın.
Yalnızlığın Yansıması
Yalnızlığın YansımasıFikret Dağlı · Salon Yayınları · 202421 okunma
6/10 puan verdi
Über sert!
Kanada'da uzun yıllar yaşadıktan sonra doğduğu topraklara, El Salvador'a kısa bir ziyarette bulunan Vega'nın, bu zorunlu ziyaret sırasında yaşadığı tiksintiyi arkadaşı Moya'ya anlatışı kitabın konusu. Ama ne tiksinti... İç Savaşın da etkisiyle iyice yozlaşmış bu halkı monolog şeklinde aktarırken ülkesinin siyasi yozlaşmışlığını, kurumların yetersizliği ve kalitesizliğini, askerlik kurumunun vahşiliğini, kirliliği, gürültüyü, eğitimsizliği, kısaca gelişememekte olan tüm ülkelerdeki benzer olumsuzluklara değiniyor. Bir hesaplaşma, tepki ya da salt eleştiri olamayacak kadar sert ifadeler kullanıyor yazar ki kitap ilk olarak 1997'de İspanyolca yayımlandığında yazarın ölüm tehditleri almasına sebep olmuş. Aslında içine doğduğu kültür yazar açısından bakıldığında ona çokça malzeme sağlamışa benziyor, fakat senelerce Avrupa'da yaşayıp 'idealist' ya da 'elit' kodlar yüklenmiş olacak ki, bu malzemeyi sadece hayal kırıklığı ya da kaderin kötü bir cilvesi olarak görüp kültürünü yermeyi tercih etmiş. Bu durum ona bazı kapıları açmıştır elbette ki... Hep açar, böyledir... Ben kitabı akıcı bulmamakla birlikte yazarın çok tekrara düştüğünü düşündüm okurken. Son olarak diyorum ki; Kaçabilirsin ama saklanamazsın Moya; kimliğin benliğindir, doğduğun ev kaderindir
Tiksinti
TiksintiHoracio Castellanos Moya · Notos Kitap Yayınları · 2019341 okunma
Reklam
375 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Bridgerton 2: En Çok Beni Sev (Kate & Anthony)
Anthony sanırım tüm seride okuduğum en başarılı erkek karakter benim için. Genç yaşta babasını kaybedince bütün işlerden ve ailesinden o sorumlu hale geldiğinden belki de bu kadar olgun bir karakter olması. Ama travmaları onu hayatı yaşamaktan hep alıkoyuyordu. Ve sırf bu travmalar yüzünden asla aşık olmayacağı bir kadınla evlenme kararı alıyor.
En Çok Beni Sev
En Çok Beni SevJulia Quinn · Epsilon Yayınları · 20191,412 okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Bazı kitaplar az sayfalıdır, oturur kahvenizi içerken okursunuz ve biter. Evet bu kitapda bı kahve içerken bitiyir lakin öyle alt metinler var ki cümleler içinde ya da bir kelimede ... Başta okurken acaba napti bu çocuk diye diye okudum... Ve bir çocuk gözünden biz büyüklerin olaylar karşısında söylediğimiz şeylerin nasılsa onların dünyasında"büyük anlamlar" ifade ettiğini okudum bir kez daha bu kitapta. Bir de ve asıl önemli olanın bana göre; bir olay ve durum olduğunda "benim çocuğum yapmaz kesin diğer çocuk gaza getirmiştir, yoldan çıkartmıştır, o yapmıştır benim çocuğumun üstüne kalmıştır" mantığından çıkılmasını çok güzel anlatmış. Çünkü bazen olan olaylar bizim düşündüğümüz gibi olmuyor ve bizim çocuğumuzda çok güzel diğer çocuğu olayın içine çekebilir. Elbet her anne çocuğunu tanır, yapmayacağı şeyleri bilir ama bazen çocuk işte, uyabilir de arkadaşına. O yüzden olan olay karşısında her zaman iki tarafıda dinlemek gerek... Bu kitapta bir annenin kendi çocuğunu korumak adı altında nasılsa diğer çocuğu cezalandırdığını okuyorsunuz.... Güzel bir kitaptı.... #gulsahinkitapligi
Beş Yaşındayken Kendimi Öldürdüm
Beş Yaşındayken Kendimi ÖldürdümHoward Buten · Budala Kitap · 202288 okunma
216 syf.
·
Not rated
Gençliğinde seçim yapmak için çok erken olduğuna inanmış, şimdi ise değişmek için çok geç kaldığını düşünmüştü (s.57) aslında hepimiz öyle değil miyiz? Kafamızda plan projeler tasarlarız sonra da yarın yaparım deriz. Yarın olur bu seferde dün başlasam daha mı iyi olurdu deriz. Düne geri dönemeyeceğimizin hep farkındayız ama bu sözün arkasına
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202077.4k okunma
74 syf.
9/10 puan verdi
“…çünkü yaşamın zirvesi de dibi de aynı biçimdedir.”
Zweig’ın beş öyküden oluşan bu romanında özellikle iki öyküsü beni etkiledi ve düşünmeye sevk etti. Spoiler içerir (!) Bunlardan biri Fransa’nın mahallelerinden birinde gezinirken tanımadığı insanların hayatlarına dahil olan gezginin hikayesiydi. Karısına acı çektiren biri, bunu sevdiğinden yaptığını iddia ediyor ve kendini terk eden karısını buna ikna etmeye, geri döndürmeye çalışıyor. Ne kadar anlamaya çalışsam da anlayamadım. Ancak kendine güveni olmayan, kompleksli insanların yapabileceği bir davranış bu. Benim sevgi anlayışıma ters bir durum. Sonu beklendikti, o tip bir erkekten başka türlüsü de beklenemezdi zaten… Diğer hikaye ise köyünden gelmiş yabani bir hizmetçinin adeta bir köleye dönüşmesi, hatta efendisini ilahlaştırması anlatılıyor. Açıkçası bu hikaye hem sürükleyici hem korkutucuydu. Hayatta hiçbir zevki tatmamış, adeta amaçsız bir hayvan, bir ot gibi yaşamış birinin karşılaştığı en ufak ilginin, en önemsiz heyecanın çığ gibi büyüdüğünü görüyoruz. Okurken hizmetçi kadını bir vahşi hayvana benzettim. Ne yapacağı belli olmayan, yemek verdiğin için uysallaşabilen ya da aniden üstüne atlamaya hazır bir hayvan. Her insanı hayatta kalmaya çalışmaktan başka hayata bağlayan bir şeyler olmalı, bu hikayenin bana kattığı bu oldu. Diğer hikayeler de sürükleyiciydi. Fransız albayın trajik sonu, Rus savaş esiri ve öğretmen otoritesine isyan eden genç… Beğendim, tavsiye ederim.
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167.2k okunma
Reklam
176 syf.
·
Not rated
Hiçbir bilgim ve beklentim olmadan tamamen ilgi çekici bir kapağı olduğu için elime alıp incelediğim sonrasında konusunu okuyup; hımm ilginç duruyor, keyifli bir okuma olabilir diyerek direkt aldığım bir kitap Miras. Belki kaderin bir oyunu belki de çekim yasası siz istediğinizi söyleyin ama böyle gelişigüzel seçimlerin insanı yanıltmadığı gibi bir de üzerine yüzünü güldürmesi durumunu kim ne derse desin ben aşırı keyif verici buluyorum. Kaderin bizi nereye götüreceği, hangi yolu seçeceği veya yolun sonunda bizi neyi bekleyeceği koca bir sürprizdir. Hani deriz ya, hayat biz planlar yaparken aslında başımıza gelecek olanlardır diye biraz ondan biraz bundan derken kendimizi hayal dahi etmeyeceğimiz durumlar içerisinde buluruz. Hiç de fena olmaz bu durum, hadi kabul edelim. Miras kitabı da bir yola çıkış, yolda oluş ve bir varış serüveni üzerine aslında. Planlanan bir yolculuğun hiç hesapta yokken bambaşka seçenekler sunması ile hayatın akılalmaz yerlere gidebileceğinin beklenmedik şekilde akıcı bir örneği. Daha ne diyeyim keyifli okumalar.
Miras
MirasMiguel Bonnefoy · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224 okunma
80 syf.
·
Not rated
Paul Auster'dan daha önce sadece Cebi Delik ve New York Üçlemesi kitaplarını okumuştum. Vefatı dolayısıyla herkesin birden bire hayranı kesildiği ve bana da bu paylaşımlardan gına geldiği bir dönemde yine de ona dönmeden edemedim. Dediğim gibi sadece iki kitabını okudum ama içten içe büyük bir yakınlık ve muhabbet duyduğum bir yazardı, bu
Kırmızı Defter
Kırmızı DefterPaul Auster · Can Yayınları · 20231,245 okunma
320 syf.
·
Not rated
·
Read in 19 days
Kaç ömür gerek, yaşamayı öğrenmek için
KİTAP HAKKINDA GÖRÜŞLERİM: Ana karakterimizin adı Tom. Kendisiyle tanışmamız onun 439. yaşına denk geliyor. Genetik yapısı sebebiyle o bir alba ve yaşlanması oldukça geç sürüyor. Başka insanlar fark etmesin diye sekiz yılda bir kimlik değiştirip başka coğrafyalara gidiyor. Kendisi ve onun gibi olanlar bu duruma anageria diyorlar ve onlar için bu
Zamanı Durdurmanın Yolları
Zamanı Durdurmanın YollarıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20226.8k okunma
128 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Ölüm, ayrılığı getirmiyordu aslında. Ayrılık, ölüme duyulan bir öfke, bir intikam alma aracıydı. Kimse sevdiğini ölümlü olarak hayal etmeye yanaşmıyordu.Ölüm dehşetli bir kusur, acizlikti sanki.. Geçmiş;üzerinde hiçbir silginin silemediği, her bir satırına tek bir cümlenin yazılabildiği çizgili bir defterdi.. Hayat yalnızca camdan daha yavaş ya da daha hızlı olana bakıldığında varlığı hissedilebilen bir akıştır.. Burak ve Sümeyra birbirini çok severken araya giren hastalık yüzünden büyük bir sınavla karşı karşıya kalır. Sümeyra kansere yakalanmıştır. Hayatlarının her gününü ölüm gibi bir gerçeğin nefesini enselerinde hissederek geçirmek zorunda kalan çiftimiz için umutsuzluğa kapılmak yoktur, genç yaşta okulda arta kalan vakitlerinde gezilere çıkarlar. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar o korkunç gün gelene kadar bu kabusla içice yaşamayı öğrenmek zorundadırlar. Hayatta ölüm gibi bir gerçeği unutup yaşarken o ânın çok yakın olduğunu farkedince hele ki bu durum sevdiğimiz için geçerliyse ne kadar zor baş etmeye çalışmak.Kimse yakıştıramazsevdiğine ölümü. Peki o korkulu bekleyiş..Burak'a ayrı üzüldüm,Sümeyra'nın duruşuna hayran kaldım. Böyle büyük bir gerçek varken dolu dolu yaşamalarını, sohbetlerinde derin olmalarını çok sevdim. Doldurmuş altını yazar. Konusu hüzünlü olsa da güzel kitaptı. Tavsiyemdir
Bir Hayalin Ardında
Bir Hayalin ArdındaMuhammed Tarık Koç · Hayy Kitap · 2023147 okunma
360 syf.
7/10 puan verdi
Hiç Kurulamayan O Kahvaltı Sofrası
Defne Hanımdan okuduğum ilk kitap Kahvaltı Sofrası oldu. Gizemli ve derin bir mevzu anlatılmaya çalışılırken konunun baya yüzeysel bir şekilde işlendiğini düşünüyorum. 40 yaşını aşmış ana karakterimizin olgunlaşmamış tarafları, gelgitleri, sürekli kurban gibi hissetmesi ama aslında etrafındaki insanları kurban etmesi oldukça can sıkıcıydı ve kitabın büyük bir kısmını kaplıyordu. Bu durum kitabın en sevmediğim noktası oldu. Bunun dışında ise bu kitaba yaralı insanlardan oluşan ve vadettiğini vermeyen bir aile Romanı diyebiliriz. Böyle diyorum çünkü kitap güzel bir fikrin işlenemediği sanki satırlar artsın diye doldurulmuş sahnelerle dolu bir kitap gibi. İnsanların gerçekten ne hissettiğini de öğrenemediğimiz garip bir akışı var. Karakterlerin yarısı içi boş kuklalar gibi sallanıyorlar. Özellikle güncel mevzuların kitaba eklenmesini takdir etsem de olayların kaynaşmadığını hissettiğimi söylemeliyim. Yazılanlar bana biraz ondan biraz bundan hissi verdi. Yine de Defne Hanımın başka kitaplarına da şans vereceğim. Bu kitapla uyuşmasak da başka kitaplarda belki aynı düzlemde buluşabiliriz.
Kahvaltı Sofrası
Kahvaltı SofrasıDefne Suman · Doğan Kitap · 2018402 okunma
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.