Dylan Dog Renk Cümbüşü - Ölümcül Kadınlar 6
Aşıklar Köşkü - Kapalı Oda - Yırtıcı - İşten Çıkarılma
🧭 Seri Hakkında:
Dylan Dog Color Fest Serisi, İtlaya'da Sergio Bonelli Editore yayınevi tarafından yayımlanmaya devam eden özel bir seri. Pek çok farklı yazarın katkıda bulunduğu Kâbuslar Dedektifi Dylan Dog'un çeşitli maceralarını içeren "tamamen renkli sayfalardan oluşan" bir seri. Türkiye'de "Renk Cümbüşü" adı altında serinin ilk 6 cildi Hoz Comics yayınevi tarafından yayımlandı.
🔗 Hoz Comics:
hozcomics.com/tr/18-dylan-dog...
🔗 Sergio Bonelli Editore:
shop.sergiobonelli.it/ricerca?q=Dylan...
Annesini öptü, Roberta'nın elini uzanıp oğlunun sakalları uzamış yanağını okşadı. Henry seyretmeye dayanamıyordu ama tıpkı örümcek ağına yakalanmış bir sinek kadar çaresiz, seyretti. Her düş kapanı bir tuzaktı aynı zamanda
Bir şey daha görüyor: kocaman bir plan, 1978'de Duddits Cavell'la ilk tanıştıkları günden beri geçen yılları birbirine bağlayan, geleceği de bağlayan düş kapanı gibi bir şey.
Güneş ışığı ön camdan yansıyor; bunu sol gözünün ucuyla görüyor. Bir otomobil hem de çok hızlı geliyor. Kaldırımda yanında duran adam, Bay Benbirşeydemedim bağırıyor: "Dikkat ahbap, dikkat et!" ama Jonesy onu duymuyor bile. Duddits'in yanında, kaldırımda bir geyik var. Neredeyse bir adam boyunda güzel, iri bir geyik. Sonra, tam otomobil ona vuracakken Jonesy geyiğin bir insan olduğunu, turuncu keple turuncu avcı yeleği giymiş bir adam olduğunu görüyor. Omzunda korkunç bir maskot gibi kocaman kara gözlü, bacaksız, gelinciğimsi bir yaratık var. Kuyruğu ya da belki de kolu adamın boynuna dolanmış. Jonesy, "Tanrı aşkına bunu nasıl geyik sanabildim" diye düşünüyor ve o sırada araba çarpıyor, yere yuvarlanıyor. Kalçası kırılırken acı, boğuk bir ses duyuyor.
Evelsi gece rüyamda İngiltere'de bir metrodaydım. The Beatles grubu da metrodaydı ve şarkı söylüyorlardı. Üçü oturuyordu. Ben tam karşılarında ayaktaydım. John Lenon benim sağımda, ayakta şarkı söylüyordu. Ben de ritme uygun minik hareketler yapıyordum. Siyah beyazdı her şey. Güzeldi...
Seher Yeli Sürgün || Yorumum
Gerçekten sevdiğim bir kitapla geldiiimm. Kitabı okumadan önce kitaba karşı büyük bir ön yargım vardı. Her yerden ön yargımın oluşacağı bir sürü şey duydum ve bu beni kitaptan uzaklaştırdı. En son hadi Güneş! yeter artık kitabı oku! Dediğim raddede kitaba başladım. Kitap baya akıcıydı, son sayfaya nasıl geldiğimi
@aslihangungorzeybek Bir düş kapanı dövmesinin getirdiği yerdeyiz.İnatçı,tuttuğunu koparan,sevgisi ile ayaklarin altına aldığı tüm kötülüklerin resimlenmis haliydi Bergüzar.Taa ki kalbini Buzlar Kral Alparslana kaptırana kadar.Bakışları,sert duruşu ile korku salan adam şimdi bir düş kapağına köle olmuştu.Kötü bir kaza yine ikisini ayrı
Borges bu kitabında, biraz ironik biraz sarkastik bir dille düşün dünyasının bilindik yüzünü bir kum saati gibi tersine çeviriyor.
Edebiyatın, felsefenin ve çevirinin bitmeyen sorunlarını donanımının süzgecinden geçirerek ifade eden Borges yine çarpıcı bir anlatı ile okurunu şaşırtıyor.
Sonsuzluğun Tarihi Edebiyatın tuzu biberi olan metaforun iki bin yıl önceki ilkel örneklerine rast geliyoruz mesela…
Ya da hepimizin aşina olduğu Binbir Gece Masalları’nı bugüne kadar hatalı bir çeviriden okumuş olabileceğimiz gibi satırlarla karşılaşıyoruz.
Naçizane #düşüncem : Borges metinlerine kattığı çağdaş eleştiri ile beşeri bilimlerde var olan sorunlara bir düş kapanı oluşturmuş.
Daha önce başka bir yayınevinden okuduğum kitabın çevirisi yine aynı çevirmene ait, #salihanilüfer
⊰ Düş Kapanı ⊱
“Yine de sanki bir huzursuzluk vardı
Şu kıpırtısız, sonsuz huzurda bile
Misafire açılır, çekince yatılırdı da,
Açılır kapanır bir dili yoktu şu çekyatın
Gömüldüm bir rüya tüyü yastığa
Ve kendimle kaldım çamurunda bu batağın”