Evet, çoğu kez, insanlık ilgilendirmiyor beni. Amerika’yı ben keşfetmedim, aya ilk ayak basan da ben değilim çünkü. Tanrıyı okey taşı çalarken yakaladığımızdan beri aramıza almıyoruz da! Bana ne felsefeden, felsefeden ayrılan, felsefeyi terk eden, felsefeyi selsefil bırakan bilim dallarından. Gerçek’i kendi ellerimle eğittim: bir hayvanım ben. Temel dürtülerimle onurluyum. Gerisi takı, gerisi düs. Arılığımda saldırganlık ve seks tartışılır. Statülerinizden, eşleşmelerinizden ve en önemlisi üremeniz- den sıkıldım; bunu a n l a t a m ı y o r u m. Bölünerek çoğalmamız ne hoş olurdu, baştaki bedenimizden zerre kalmayana kadar!.. hesap ödenmemiş demektir. Düellomuz başka bir boyutun yamaçlarında olacak. Silahları akıl saçacak. Biz seçeceğiz.
“Atlasımı sana emanet ediyorum, daima yanında taşı ve atıldığın bu macerada yolunu kaybedecek olursan bu düş atlasının sayfalarını karıştırabilirsin. Fakat kendini sakın kaptırma. Adına Dünya dediğimiz kitabı oku.”
Reklam
Kuşaklarımızı kuşanmayı unutmayalım aman ha! Unutmayalım aynalarda kaş çatıp takla atmayı Bekleyelim kuşaklı şairler çıkmazında bir müddet Afili duruşlarla çaka satıp bıyık bükelim Renk renk kuşaklar ve şairler arasinda Kavga rengi, kül rengi, düş rengi Yetmişli, seksenli, doksanlı Nar kırmızısı, safran sarısı, camgöbegi Uzadikça uzayan şu kuşaklar arasında;
Acaba ne zaman uyuyan mantıkçılarımız, uyuyan felsefecilerimiz olacak? Kendimi, beni fal taşı gibi açılmış gözlerle okuyanlara teslim ettiğim şekilde, düş görenlere teslim etmek için uyumak isterdim; bu alemde, düşüncelerimin bilinçli ritmini empoze etmeye bir son vermek adına.
Hoşuna gitti mi? Göğsümü avuçluyor, sıkıştırıyor irileştiriyor ve dayanamayacağım kadar hassaslaştırıyor. Alt dudağımı dişliyorum ama yalan söyleyemem kuralları çiğ-neyemem. Hem yalan söylemek isteyen kim? Bu adamın gönüllü kölesiyim ve her dokunuşu sanki bir lütuf. Evet hoşuna gitti. Sana acı olabilir demiştim ama sadece daha fazla zevk «-n
Sayfa 151
"Senin gibiyim, ey Gece! Karanlık ve çıplak; gündüz-düş- lerimin ötesinde ateşten yolda yürürüm ve ayağımın yere bastığı yerde, dev bir meşe ağacı görünür." "Hayır, benim gibi değilsin, ey Meczup! Kumda bıraktı- ğın ayak izinin ne kadar büyük olduğunu görmek için arka- na bakmaya devam ediyorsun." "Senin gibiyim, ey
Sayfa 34 - İş bankasıKitabı okudu
Reklam
- Beni anlayamıyorsan şunu söyleyeyim sana: Bence bir kadına parmağının ucunu kaptıracağına git kaldırım taşı kır, daha iyi. Hepsi... (Bazarov pek sevdiği "romantizm" sözcüğünü kullanacaktı burada, ama tuttu kendini, şöyle dedi.) saçmalık! Artık bana inanmazsın ya, gene de söyleyeceğim: Seninle ben kadınların arasına düştük ve hoşlandık bundan; ancak, bu çeşit bir ortamdan çıkmak sıcak yaz günü soğuk duş almak gibi bir şeydir. Erkeklerin bu tür şeylerle ilgilenmemesi gerekir. Bir İspanyol atasözü erkeklerin acımasız olmaları gerektiğini söyler.
Sayfa 138Kitabı okudu
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI ...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan.
Doyurulmayan, düş kırıklığına uğrayan içgüdü, uygarlığın yapı taşı olan ve cinsel-olmayan düşünsel ve ruhsal enerjiye dönüştürülüyor.
Semûd
Şahmerdanlar gömmektedir şimdi aşkımızın göğsüne yadırgı hüzünleri kaypak bir çamur olan mayamız kinle bereketlenmektedir. Uyuyan bebekleriyle üşüyen köpeklerini bir yana bırakıp
Sayfa 104 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
245 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.