...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak
“Yeterince güçlü bir darbe taşı bile çatlatır,” dedi kadın, Aes Sedai sükûneti timsali olan bir yüzle, “Çelik parçalanır. Rüzgârla savaşan meşe kırılır. Söğüt ise, gereken yerde bükülür ve hayatta kalır.”
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak
Mezar taşımı görüp de geçme , ey seyyah. Dur, dinle ve öğren, sonra yoluna düş. Ne Hades’in bir teknesi var, ne de Kayıkçı Kharon. Ne bekçi Aiakoş, ne de köpek Kerberos. Toprağın altında yatan biz ölüler, kemik ve toza dönüştük. Bir şey kalmadı geriye. Seninle dürüstçe konuştum, hadi git artık seyyah. Ölüyken bile sana geveze biri olarak görünmeyeyim.
Antik Roma’da bir mezar taşı
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan.
Atlasımı sana emanet ediyorum.
Daima yanında taşı ve atıldığın bu macerada yolunu kaybedecek olursan bu düş atlasının sayfalarını karıştırabilirsin. Fakat kendini sakın kaptırma. Adına Dünya dediğimiz kitabı oku.