Değerli 1K Okurları!
Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik;
İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ.
Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım.
Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:)))
Öncelikle;
İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
Tuhaf bir kadındı o. Tebessüm dudaklarından hiç eksik olmazdı. Bazen onu gökyüzüne derin derin bakarken yakalardım. Sesli iç çekişlerini izler onun gülüşünü solduran, onu sessizleştiren sebebi tahmin etmeye çalışır kafayı yerdim. Bazenleri ise onun güzel yüzüne dalıp ardı arkası kesilmeyen düşler kurardım. Şiir gibi bir kadındı, ama şairi ben olamamıştım..
Defaatle düşünürüm. Cezasını o tüm pişmanlığıyla da gerçekten çekmiş ve tamamlanan süresi neticesinde hapisten çıkan birini neredeyse hapisteki yaşamını mumla aratacak bir seviyeye çeken ve işlediği suç, suçlardan çok daha aşağı bir konuma sürükleyen şeyin aslı astarı nedir?
Cemil Meriç, Bir Facianın Hikayesi adlı eserinde şöyle der:
“ Suç,
Yazgı
Yine bir ilhan şarkısıyla bitiriyorum yaz(g)ılarımı.
BU günlük yeter az hasarlı ve biraz çetrefilli ıslak gözler.
Koyu mavi düşler .Fluu düşüşler.
Nasırında kangrene yatmış, Blue bir yalnızlığım
Yosun tutmuş yüreğinden baksam
Kuyuya taş atmış bir deliyim.
Gidiyorum.İçim tekmil intihar
Öylesine bitkin, öylesine sakar
Gidiyorum
İnsan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın deyip zarar görmeme isteğinden bahsetmenin yanında, belki de özünde, yılanın uzun olan ömrüyle çoğalacak olan haberi de arzu eder. Sonuçta yılan ölsün denmemiş değil mi? Yılan olsun ve birilerine dokunsun. Dokunduklarından sesler gelsin ve biz diğerleri konuşalım. Konuşmasak da konuşulanları dinleyelim.