(...) Kendisinde hiçbir bilgi olmadığı halde, onu en bilgin insan olarak göstermekle Tanrının ne demek istediğini Sokrates çok düşünmüş; hep daha bilgili bir adam aramış, fakat bulamamıştır. Önce devlet işleri ile uğraşan birisi ile konuşmuş; bilgin tanınan bu adamın birşey bilmediğini görmüştür. O zaman anlamıştır ki, ne o adam ne kendisi iyi ve güzel bir şey biliyor. Yalnız o bilmediği halde bildiğini sanıyor; kendisi ise, bilmemekle kalıyor; hiç değilse "biliyorum" demiyor. İşte böyle kendisinden bilgili adam araması, bilgin tanınanlara sorular sorup bilgisizliklerini ortaya çıkarması yüzünden, Sokrates birçok düşman kazanmıştır.