Yalnız hayalimizde kalan sevgi sesleri
Ölülerin, artık ölmüşçesine
Yitirdiklerimizin;
Bazen bir düşte konuşurlar bizimle
Ya da tıkırdayan beyinde canlandırır onları bir düşünce…
Dalda bir yaprağız, kurur gideriz.
Uzun ince bir yolda yürür gideriz.
Dünyada bir müddet durur gideriz.
Ömür de bir yerde bitecek elbet
Bir hayal sanmıştım hayatı başta,
Ne gördün gerçekte, ne gördün düşte?
Senden bu dünyaya kalan ateşte,
Her zaman bir duman tütecek elbet.
Dünyada en fazla Karun olursun.
Bugün de yaşarsın, yarın olursun.
Sevilir seversin yârın olursun.
Gönlünden bir sevda tutacak elbet.
Gelecek hayatın sayılı gündür.
Tek bir ömrün var o da bugündür.
İstersen dünyayı tersine döndür;
Bu devran yönüne dönecek elbet.
-Düşüncede sensiz yapayalnızım.
-Sadece düşüncede mi? Düşte, dünde. Kendimde, sensiz bir zihinde, bir ümitte, bir ideolojide, bir direnişte, haykırışta, sensiz bir sessizlikte, melodide, sensiz bir tabloda, sensiz bir nefeste, sensiz bir kitapta yapayalnızım.
Korkarım, sensizlikle dolduruyorum tüm zamanı. Hayır, hayır korkmam. Senlikten korkmadığım gibi sensizlikten de korkmam.
Hem sensizlik benlik oldu lügatımda.
Ben mi ne oldum? Hiç, bir sessizlik uğultusu. Bir gece ürpertisi, ay mavisi.
-Bir daha hiç göremeyecek miyiz birbirimizi?
-Bir daha kendimi hiç görebilecek miyim?
Tenimde buruk bir dokunuş ürpertisi kaldı. Yarım kalan çayımızdaki gibi buruk bir tat. Parmak uçların, parmak uçlarım kitaplarla sevişedururken ruhlarımız yan yana uzanacak. Biliyorum. Sen biliyor musun? Hayır bilmiyorsun. Bilgeliğin var oldukça, bilemeyişin daim olacak. Ben biliyorum.
-
Aşkın semalarında, firari sevdaların ağıtlarında sevgilinin
yokluğuna kıvranırken ruhum üzüntüyü sarıp sarmalayan
bir yolcuyum... Acılarımı harmanlayan şimal rüzgarları
ne de çabuk sustu? hüzünlü yüreğimin
üzerine hangi el mutluluğu inşa edecek?
Dinle;
Bu akşam düşte Şahmaran
gece destansı aşklara vuruyor yüzünü hilalin
yarı loş ışığıyla
Bu akşam düşte Şahmaran
Gece destansı aşklara vuruyor yüzünü
Hilal’ in yarı loş ışığıyla
Uykusuzluk; uzuyor, düşüyor,
Sağır, dilsiz ama hissedebilen mısralarıma…
Şahikalarda asılı kalan duygular
Ses veriyor düşüncelere;
Ve Suru üflemeye hazır İsrafil’ in
Sabrına aşina ya yürekler
Aynı nizamla…Sendeyim sevgili
Aşkım sensizliğe akan
Göz yaşlarımı kristalleştirerek
Bel kıs ‘a hazırlanan tahttan
Daha görkemli bir taht hazırladı
Sana gönlümde.
Zaman perdesini çektiğinde
Ben, sendeyim sevgili…