"Yağmurların içinde, önümdeki fenerin donuk izini takip ederek birçok dar, karanlık sokaktan geçtim. Hiçbir şey hissetmiyor, hiçbir şey duymuyor, sele düşmüş bir yaprak gibi iradesiz sürükleniyordum."
“...aldatıldığımız önemli değildi yoksa
herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak
gümüş semaverleri ve eski şeyleri
salt yadsımak için sevmiyorduk
kötüydük de ondan mı diyeceksiniz
ne iyiydik ne kötüydük
durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa
başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı..."
“sonradan en güzel unuttukları olacak anları
dolduruyorlardı.
sözlerin sözlerin dayanılmaz kösnüsü idi artık bizi
buraya çekip getiren, konuşmak konuşmak...
avdan ve ateşten...
ve her şeyden...”