Düşünce Okur

128 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
İnsanlar olarak nadir buluştuğumuz ortak noktalardan biri, doğamız gereği, hayatın anlamını ve benliğini sorgulamaktır. Hemen hemen her insan hayatında bir kez olsun bu sorgulama içerisine girmiştir. Kimi dini perspektifle bu konuyu irdelerken kimi felsefi kavramlarla yaklaşmıştır. Bu kitapta da yazar, tam olarak bu sorgulamanın peşine düşerek bir içsel yolculuğa koyulmuş ve bu yolculukta Japon felsefesinin öğretilerini merkeze almış. Japon felsefesinin doğaya düşkünlüğü ve insanı doğanın bir parçası olarak görmesi, bu felsefenin en samimi yanı bana göre. Düşünen çoğu insanın doğaya hükmetme arzusuyla yaptığı eylemlerin aksine doğanın her şeye hakim olan tavrına kendini teslim etmek çok daha işlevsel bir hareket olacaktır. Kitapta geçen temel 6 kavram var: Nakian, Ganbatte, Kaizen, Ikigai, Wabi-Sabi, Kintsugi, Bushido, Ichigo Ichie. Bu kavramların anlamını yalın bir şekilde öğrenmekten öte bir uğraşınız olacak bu kitapta. Bu kavramları hayatınıza ne şekilde uyarlayabileceğinizi göreceksiniz. Bölüm sonunda yer alan kısa hikâyeler de bu konuda size yardımcı olabilir. Oldukça akıcı bir üslupla yazılan bu kitapta adeta yazarla bir sohbet içerisinde olduğunuzu göreceksiniz. Öyle ki, bölüm sonlarında size bazı ödevler verecek. Sosyal medya üzerinden kendisiyle iletişim kurma imkanı da bulabileceksiniz. Kendisi bu konuda sizi iletişim kurmaya ve ödevleriniz hakkında konuşmaya davet ediyor olacak. Japon felsefesinin kavramları olan bu kelimelerin anlamlarını ve bunları hayatına nasıl uyarlayacağını merak ediyorsanız bu kitabı okumalısınız.
Güneşin Ruhu
Güneşin RuhuDeniz Şen · Ceres Yayınları · 202422 okunma
Reklam
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Eş zamanlı tutulan iki günlük. Biri yaşamındaki boşluktan ölüme yürüyen bir adamın, diğeri yaşayamadığı dünyada kendine var olacak bir yer bulmaya çalışan bir kadının günlüğü. Ortak noktaları yaşama olan uzaklıkları. İki kişilik bir muhabbetin iki perspektiften okunması. Yalanları, gerçekleri, hakikatleriyle apaçık ortada olan bu iç dökmeler pek çoğumuzun en az bir kez düşünce dünyasından geçmiştir. Karmaşık insan ilişkilerinin ele alındığı bu kitap, kısa ama geniş cümleleriyle derin düşüncelerimize temas ediyor. Kimine göre duygu yüklü bir aşk hikayesi, kimine göre yaşama seyirci kalan kişilerin iç dökmeleriyle dolu bir günlük. Kitabın hangi yönünü görmek isterseniz o yönüyle yaklaşabilirsiniz. Ben düşüncelerimi karakterlerinkiyle temas ettirmeyi tercih ettim. Satır aralarında kendimi aradım. Kitap alışılmışın dışında bir özelliğe sahip. Sol taraftaki sayfalar bir karaktere, sağ tarafındaki sayfalar başka bir karaktere ait. Aynı günler sol ve sağ tarafta birbirini tekrar ediyor. Detayları kaçırmamak adına önce soldaki günü sonra sağdaki günü okuyabilirsiniz, ben bu şekilde okudum. Önce soldaki sayfaları okuyup bitirdikten sonra sağdaki sayfaları okuyup bitirebilirsiniz, bu da bir seçenek elbette. Kitabın başlarında sıradan bir kitap okuyormuş gibi hissetmiştim ama söz konusu karakterler tanıştıktan sonra hiç tahmin etmediğim bir şekilde ivme kazandı kitap. Okudukça okuyasım, okudukça düşünesim, düşündükçe yazasım geldi. Kitabın bende bıraktığı en belirgin etki, yazma isteği oluşturmasıydı. Her anlamda çok doyurucu bir okuma yolculuğuydu benim için. Biraz olsun bile ilginizi çektiyse okumanızı tavsiye ederim
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213.2k okunma
248 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 12 days
Latife Tekin’in 80’li yıllarda 20’li yaşlarda kaleme aldığı Sevgili Arsız Ölüm’de köyden kente göç eden bir ailenin değişimini ve bu ailedeki bir kız çocuğunun direnişini okuyoruz. Yazar, 60’lı yıllarda başlayan köyden kente göçü birebir deneyimlemiş. Bu sayede göç olgusunun aile yapısı üzerindeki etkileri, toplum ve aile üzerinde yarattığı
Sevgili Arsız Ölüm
Sevgili Arsız ÖlümLatife Tekin · Can Yayınları · 20187.2k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
326 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Soluksuz okuyabileceğiniz bir polisiyeden söz etmek istiyorum!
Birkaç kesitle geçmişe gidip gelen kurgu Orkun adlı genç bir öğretmenin büyüdüğü kasabaya geri dönüşüyle başlıyor. Karakterleri tam tanıyamadan bir cinayetin işlendiğine tanık oluyoruz. Ancak bu cinayetin son olmayacağı sinyalini de görüyoruz. Cinayetin çözülmeye çalışıldığı süreçte karakterleri -katil de dahil- tanıyoruz ve bu tanıma süreciyle birlikte kurgu bizi iyice içine alıyor. Kitabın ortalarına doğru birçok tahminle ve bağlantıyla baş başa kalıyoruz. Sonra olaylar hızlıca akıyor ve muhteşem iki finalle bitiyor. Evet, katil bulunduktan sonra bile her şey bitmiş sayılmıyor. Yazar bizi türlü yollarla farklı karakterlere yönlendiriyor ve ben yazarın tüm tuzaklarına düştüm diyebilirim. Yarı finali yaklaşık 20 sayfa öncesinden çözmüştüm ama bitiş beni daha çok etkiledi. Ağzım açık bir şekilde okudum o son sayfaları. Kurgu yakın geçmişe ait: MSN ve cep telefonlarının yükselişte olduğu dönem. Yakın geçmişe ait eserler okuduğumda jargonun tam olarak yansıtılamadığını görüyorum. Ancak bu eserde kullanılan dil beni fazlasıyla tatmin etti. Bununla birlikte kurguda basit ihmaller sebebiyle başarısızlıkla sonuçlanacak altı boş tesadüfler yok. Her olay mantık çerçevesinde ilerliyor ve bu sayede gerilim ve heyecan zirveye ulaşıyor. Aralara serpiştirilen hikâyeler de esere derinlik katıyor. İlgi çekici kurgusu ve duru anlatımıyla çok keyifli ve başarılı bir polisiye okudum. Sizlere de kesinlikle öneriyorum! Pişman olmayacaksınız.
Deringöl
DeringölGüven Çangırılı · Ritim Sanat Yayınları · 05 okunma
287 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 6 days
Bir intikam meselesini konu alan eserden söz etmek istiyorum sizlere. Oldukça çalışkan bir genç olan Yiğit, maruz kaldığı tüm zorbalıklara rağmen çevresine duyduğu saygıyı yitirmeden kendi halinde bir yaşam sürdürüyor. Pek çok konuda içindeki cesareti kullanmaya yeltenmemiş olan Yiğit yaşamına dair her şeyin değiştiği bir dönüm noktası yaşıyor. Olaylar babasının geçmişinden gelen Rus mafyası intikamcı Salenko’nun hikâyeye girişiyle başlıyor. Yiğit içindeki cesareti gösterme fırsatını yeni tattığı intikam hissi vesilesiyle zoraki de olsa yakalıyor. Esir düştüğü hapishanede kendini savunmayı ve saldırmayı öğreniyor. Öyle ki, yıllar sonra küçük bir çocuk ona savaşçı anlamına gelen “barlas” sıfatını yakıştırıyor. Eser boyunca bir anlamda Yiğit’in adının hakkını verdiği anlara tanık oluyoruz. Polisiye ve mafya konseptli eserleri seviyorsanız bu eser de ilginizi çekecektir. Öneririm. Alışık olmadığım bir türde olsa da çoğu kısmını heyecanla okudum. Listesine ekleyenlere şimdiden iyi okumalar dilerim.
Barlas
BarlasMarangozoğlu · Kırmızı Balon · 202048 okunma
Reklam
Reklam
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.